"Yılmaz Güney denince hangisi aklımıza gelecek?"
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın Yılmaz Güney tarifi
Yılmaz Güney’in iki yönü var.
Bir yönünde...
Bir hâkimi öldürmüş, sevdiği kadının kafasının üstüne bardak koyup nişan almış, alkollü araç kullanarak bir çocuğun ölümüne neden olmuş... Kısacası şiddete meyyal maço bir adam var.
*
Bir yönünde ise...
Türk sinemasının yüz akı sayılabilecek filmler çekmiş, uluslararası alanda büyük başarılar elde etmiş, sinemanın yıldızı bir sanatçı var.
*
Bu iki yön nedeniyle...
Yılmaz Güney konusu, aynı zamanda bir ikilemin konusudur.
*
“Katildi, maçoydu” diyenler...
Onun sinemada çığır açmış sanatçı yönünü ihmal etmiş oluyorlar.
*
“Büyük sanatçıydı” diyenler ise...
Onun işlediği cinayeti, maçoluğunu es geçmiş oluyorlar.
*
Bu girdaptan galiba şöyle bir cümleyle kurtulabiliriz:
*
Yılmaz Güney, cinayet işlemiş, adam öldürmüş, maçoluğu hiç bırakmamış, büyük bir sanatçıydı.
11 EYLÜL GÜNÜ NEREDE NE YAPIYORDUM
TELEVİZYON Haber Merkezi’ndeyim.
“Aha! Uçak ikiz kulelere çarptı! Yok böyle kaza!” haykırışlarını işittiğim anda ekranın başına geçtim.
“Oha! Bu ne lan!” sesleri eşliğinde ekran başına mıhlanıp kaldım.
*
O ana kadar olayın “ilginç bir kaza” olduğunu düşünüyorduk.
İkinci uçağın ikinci kuleye çarpmasıyla birlikte etrafımdaki şaşkınlık belirten haykırışların seviyesi düştü, sayısı arttı, gücü kuvvetlendi.
*
O günden hiç unutamadığım iki görüntü şudur:
- BİR: Kulağına bilgi fısıldanırken Oğul Bush’un yüzünün aldığı şekil.
- İKİ: Kulelerden kendilerini çaresizce aşağı bırakanların trajedisi.
*
Kulelerin yıkılma anı ise içerdiği müthiş sembolizmle hiç sevmediğim o klişe cümlenin dudaklarımdan dökülmesine yol açtı: Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
*
Sonra her olayda olduğu gibi bu olayda da ülkemde hiç bitmeyen bir kutuplaşma başladı.
*
Bir taraf, “ABD ektiğini biçti, Ortadoğu’da yaptıklarının cevabıdır bu” diyenler... Bir tarafta ise “Masum insanlar öldü. Cinayetlere kılıf aramayın” diyenler...
*
20 yıl önceden hafızamda kalanlar bunlardır.
ÜÇ USTA, ÜÇ RÖPORTAJ
Dünkü Hürriyet’te üç usta gazetecinin gündemin en önemli konularıyla ilgili yaptığı üç röportajı büyük bir zevkle okudum.
1. ERTUĞRUL ÖZKÖK- Şenol Güneş röportajı
Şenol Güneş, çok dağınık konuşan biri. Zihninden geçenleri çok dağınık biçimde cümlelere döküyor. Bu nedenle kendisiyle röportaj, çok zorlu bir iş. Hem ifade ettiklerini tam olarak yansıtacaksın hem de anlaşılır kılacaksın. Usta gazeteci Ertuğrul Özkök, işte bu zorlu işin üstesinden gelmiş. Futbolla ilgisi olmayanların bile merakla okuyacakları türden muhteşem bir röportaj çıkarmış ortaya.
2. SEDAT ERGİN-Hulusi Akar röportajı
Savunma Bakanı Hulusi Akar, Afganistan’da yaşananlarla ilgili olarak bu zamana kadar derli toplu bir görüş vermemişti. Sedat Ergin’in dünkü Hürriyet’te başlayan Akar röportajı, bu açıdan önemliydi. Akar’ın Afganistan’la ilgili olarak askeri ve siyasi açıdan söylediklerinin, özellikle NATO üyesi ülkelerin başkentlerinde de merakla takip edileceğinden eminim. Sedat Ergin’in usta işi röportajı, konuyu merak edenler açısından çok önemliydi.
3. FATİH ÇEKİRGE-Abdülhamit Gül röportajı
“Türkiye’de on yıllardır en çok şikâyet edilen konuların başında ne geliyor?” diye sorsak sanırım şu cevabı alırız: Adaletin gecikmesi... “Geciken adalet, adalet değildir” der dururuz. Adalet Bakanlığı, işte bu soruna çözüm bulacak bir çalışma başlattı. Karmaşık, teknik ve kendine özgü bu konu... Fakat Fatih Çekirge’nin ustalığıyla bu karmaşık konu, gayet basitleştirilerek anlatılmış. Çekirge’nin Gül röportajı bu açıdan dikkat çekiciydi.
EN ETKİLİ MUHALEFET PARTİSİNİN FARKINDA
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, dün Kahramanmaraş’ta yaptığı konuşmada, “Raflardaki, tezgâhlardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz” dedi.
*
Geçtiğimiz günlerde “En etkili muhalefet partisi: Pahalılık” başlıklı bir yazı yazmıştım.
*
Öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan da en etkili muhalefet partisinin ne olduğunun farkında.
DETOKS TAVSİYELERİ
- Ömrünüzü uzatmak istiyorsanız... İnsan detoksu!
*
- Lüzumsuzluklara kapıyı kapatmak istiyorsanız... Dedikodu detoksu!
*
- Yargılayıcı bakışlara maruz kalmamak istiyorsanız... Sosyal detoks!
*
- Boş işlere kafa yormamak istiyorsanız... Dijital detoks!
BEN BUNU BİLİRİM BUNU SÖYLERİM
- Mübalağalı aşk pozları veren çiftler, kısa bir sürede ayrılırlar.
- Ayıpladığın şey başına gelmedikçe ölmezsin.
- Çok fazla dostu olanın, aslında hiç dostu yoktur.
- Hiç düşmanı olmayanın, hayatta bir tutumu yoktur.
- Sevdiğin ünlüyle tanıştığın anda, hayal kırıklığı genellikle kaçınılmaz olur.
- İnsanın çocukluğu, yurdudur.
- Karşısındakileri sürekli yargılayan insan, mutsuz kalmaya mahkûmdur.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.