Yeni bir dünya mümkün mü?
15 Mart 2019 Cuma günü Yeni Zelanda’nın Christchurch kasabasının Hagley Park bölgesindeki Al Noor ve Linwood Camisi içerisine silahlı saldırganlarca ateş açıldı. Saldırı esnasında camide, cuma namazı için yaklaşık 200 kişinin bulunuyordu ve saldırı sonrası 50 kişi hayatını kaybetti. Yaklaşık 50 kişide yaralandı.
Bu saldırı sonrasında başta Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern olmak üzere tüm Yeni Zelanda halkı, Müslüman toplumuna verdikleri destekle adeta dünyaya ders verdiler. Yaklaşık 25 bin kişinin katıldığı anma töreninde, Al Nur ve Linwood camilerinde hayatlarını kaybedenlerin isimlerinin tek tek okunması duygusal anların yaşanmasına sahne oldu.
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, “Hangi kelime kaybedilen 50 erkek, kadın ve çocuğun acılarını yeterinde ifade edebilir? Nefret ve şiddetin hedefi olan Müslüman cemaatimizin sıkıntılarını hangi kelimeler kapsayabilir? Zaten önceden çok acılar çekmiş bir şehrin kederini hangi kelimeler anlatabilir? Buraya geldim ve basit bir selamlama ile karşılandım. Esselamü aleyküm; barış sizinle olsun” ifadelerine yer verdi.Yeni Zelanda Başbakanının bu alicenap tavrı ülkemizde ve tüm dünya mazlumlarının gönlünde ayrı bir yere sahip olmasına neden oldu.
Saldırılarda bir Türk vatandaşı yaralandı. Olaya tüm dünyada tepkiler gösterilirken ülkemizin Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı ile olaya hızlı müdahil olması ve Yeni Zelanda’da terörü lanetleyen bildiriler sunmaları takdire şayan bir tavır olarak da algılandı.
Yeni Zelanda saldırısının yankıları bitmeden 21 Nisan 2019 Pazar günü bu sefer Sri Lanka’da Paskalya Ayini törenleri sırasında Klise ve otellerin hedef alındığı 8 farklı yerde patlamalar meydana geldi. Patlamalar sonucunda 290 kişi hayatını kaybetti yaklaşık 500 kişi yaralandı.Katliamda iki Türk vatandaşı hayatını kaybetti.
Ancak Sri Lanka’da meydana gelen Katliam İslam Dünyasında ve ülkemizde Yeni Zelanda katliamı kadar ses getirmedi.Dahası insanlarımızın ve devletimizin ilgisini çekmedi.
Yeni Zelanda’ya Özel Uçakla giden devlet yetkilileri bu sefer Sri Lanka’ya cılız terör kınamaları yaparak olayı geçiştirdiler.
Yeni Zelanda Katliamını yapan kişi ya da kişilerin Hristiyan kökenli olması ile Sri Lanka Katliamını yapanların kendilerini Müslüman olarak tanımlandırması ayrı bir değerlendirme konusu olmalı.
Benim burada dikkatimi çeken Müslümanların katledildiği Yeni Zelanda katliamına gösterdiğimiz tepkinin aynısını Sri Lanka katliamında gösterememiş olmamızın derin sızısının içimizde olmaması.
Bu iki olayı değerlendirdiğimde aklıma gelen; İslam Dünyasının ileri gelenleri ile ülkemizi yönetenlerin özellikle Yeni Zelanda’da katledilenlere gösterdikleri ilgi ve muhabbeti, katliamı gerçekleştiren teröristlere gösterdikleri tepkinin ve telinin aynı ve daha şiddetlisini Sri Lanka katliamını yapanlara da neden göstermedikleri sorusu oldu.
Çok iyimser miyim? Bilemiyorum. Beklentim Sn. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Sri Lanka katliamını yapanlara da şiddetli tepki göstererek, en azından Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı ile birlikte Diyanet İşleri Başkanının olduğu bir heyetin Sri Lanka’ya giderek taziyelerde bulunması idi. Hayal kırıklığı yaşadım.
Bir anlamı BARIŞ olan İSLAM dinine mensup birey ve toplulukların,kendilerine yapılan kötülüğe gösterdikleri tepkileri diğer dinlere-inançlara mensup insanlara da yapıldığında göstermeleri elzemdir.
Yazımı Bilge Kral Sn. Aliya İzzetbegoviç’in ‘’ Biz de zalimlerden olursak, zulme karşı savaşmamızın bir anlamı kalmaz.” Sözleriyle bitireyim.Vesselam.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.