WhatsApp'ı siliyor muyuz, silersek ne kullanacağız?
"WhatsApp, yeni değişiklikte mesajlaşma hizmetinin davranışını aslında değiştirmese de, bir vazgeçme seçeneği sunuyor. Bunun anlamını iyi düşünmek lazım"
T24'den Füsun Sarp Nebil, WhatsApp'ın kullanıcılarına gönderdiği yeni sözleşme sonrasında, WhatsApp'ın dününü, bugününü ve alternatiflerini kaleme aldı.
İşte o makale:
WhatsApp'ın 8 Şubat itibariyle değiştireceğini söylediği yeni kurallar ve Facebook ile veri paylaşımı yapacağı duyurusu, bir anda gündeme oturdu. Çok sayıda insan "görüş" soruyor;
"WhatsApp'ı bırakmalı mıyım? Bırakırsam ne kullanacağım?"
Öncelikle Facebook'un kişisel verileri kullanma tarzı konusunda bütün dünyada yükselen bir endişe olduğunu belirtelim. Bu endişe yeni de değil. Burayı tıklarsanız ne kadar çok tepki olduğunu ve en az 5 yıldan beri bu tepkilerin sürmekte olduğunu göreceksiniz. (Kişisel Verilerin Korunması konusunda çok güçlü kanunu olan (GDPR) Avrupa'da kullanıcılar bu paylaşımdan korunuyor. Yani güçlü bir hükûmetle kullanıcıların korunması mümkün[13]).
Peki neden "endişe" ve "tepki" var?
İki haber ve bir film ile bunu özetleyelim;
İlk haberimiz bundan 2 sene önceye ait [1]. Bu haberden bir bölümü alalım;
"Güvenlik uzmanları, Facebook üzerinde kendiniz için oluşturduğunuz profilin dışında, Facebook'un kendisinin, diğer kullanıcıların hesap ve akıllı telefonları üzerinden aldığı size ait verilerle kendi tuttuğu bir başka profil olduğunu, o profile ulaşamadığınızı ya da göremeyeceğinizi ama bu 'gölge profilin' ağa hiç vermediğiniz iletişim bilgilerini ya da diğer bilgileri içerdiği belirtiliyor. Facebook bu yolla, sosyal bağlantılarınızı daha ayrıntılı bir şekilde haritalayabiliyormuş. Zuckerberg, Facebook hesabınızı sildiğinizde tüm profil verilerinizin silindiğini söylüyor. Ancak başkaları ile ilişkiler nedeniyle oluşmuş olan bu veriler silinmiyor."
Gölge Profil, yani bizim vermediğimiz verileri topladığının en önemli delillerinden birisi; sperm bankasından alınan bağışla doğan bir ergenin, Facebook'undan aniden hiç tanımadığı ama sonraları sperm bağışçısı olduğu ortaya çıkan bir adamı “tanıyor olabileceğin kişiler (People You May Know)” başlığı ile önünüze getirmiş olması. Ne büyüten anne babası bu adamı tanıyor, ne de sperm bankası kayıtlarında böyle bir eşleşme yok. Bu olay güvenlik araştırmacılarının hemen dikkatini çekti.
Peki bu nasıl oluyor? Bunun cevabını da biliyorduk ama 2 hafta önce daha güçlü bir şekilde öğrendik
Apple şeffaflık politikası ile cep telefonlarına kendi AppStore'undan yüklenen uygulamaların sizin cep telefonunuzdan hangi bilgileri çektiğini gösterdi. Gösterdiği uygulamalardan birisi Facebook'du. Tabii ki Facebook çok rahatsız oldu. Bu raporlamayı önlemeye yönelik olarak büyük Amerikan gazetelerine tam sayfa ilanlar verdi ve Apple'ı şikâyet etti [2].
Apple bu yeni hareketi ile bize, Facebook'un sadece kendi uygulamasına değil, yanısıra cep telefonunda kullandığınız diğer uygulamalara da baktığını gösterdi. Yukarıda yazdığımız, sizin vermediğiniz bilgilerle oluşturulan "Gölge Profil" işte biraz da böyle oluşuyor.
Bunları yani "kişisel bilgilerimizin bizzat bize karşı nasıl kullanılabiliyor" olduğunu zaten 2016'daki ABD Başkanlık seçimlerinde Cambridge Analytica ile öğrendik. Kötüye kullanılabilecek verilerin nasıl da insanları - kitleleri yönlendirebildiğini gördük. Daha fazlasını da bize (abartılı bulanlar olsa da) Social Dilemma filmi gösterdi.
Abartılı mı? Bence abartı olsa bile, olabilecekleri senaryolar ortaya koyarak farkındalığı arttırıyor.
Çünkü Facebook'un kime ve ne bilgi verdiğini de bilmiyoruz. Sonuçta reklamcılar için bilgi topluyor gibi gözükse de, örneğin Binali Yıldırım önceki yıllarda sosyal medyayı şikâyet ederken, Facebook ile sorunumuz yok, onlar en iyisi deyivermişti [3].
Peki bu çerçevede WhatsApp açıklaması ne anlama geliyor?
WhatsApp birkaç gün önceki duyurusunda diyor ki [4]; "artık verilerinizi Facebook'a aktaracağız". Gerçi 2014 yılında satın alınan WhatsApp, Ağustos 2016'da gizlilik politikasında büyük bir güncelleme yaparak, kullanıcı bilgilerini ve meta verileri Facebook ile paylaşmaya başlamıştı[5] bile. O zaman, mesajlaşma hizmeti mevcut milyarlarca kullanıcısına paylaşımın en azından bir kısmından vazgeçmeleri için 30 gün süre verdi. O sırada devre dışı bırakmayı seçerseniz, WhatsApp bu seçimi yerine getirmeye devam etti. Ama bu özellik, uygulama ayarlarından çoktan kaldırıldı (Şimdi Ayarlar'daki "Hesap Bilgilerini Talep Et" işleviyle devre dışı bırakılıp bırakılmadığınızı kontrol edebilirsiniz).
Yeni gelen bildirim, WhatsApp'ın 2016'da Facebook ile paylaşmaya başladığı veriden daha fazlasını paylaşmak için attığı bir adım
WhatsApp şimdi, öncelikle WhatsApp iş kullanıcılarının iletişimlerini nasıl saklayabilecekleri konusundaki uygulamalarını genişletmek için kullanım şartlarını ve gizlilik politikasını güncelledi. Kullanıcılara 8 Şubat'tan itibaren uygulamanın gizlilik politikasının değişeceğini ve uygulamayı kullanmaya devam etmek için şartları kabul etmeleri gerektiğini bildiriyor. Bu gizlilik politikasının yenilenmesinin bir parçası olarak WhatsApp, bazı verilerin Facebook ile paylaşılmamasına ilişkin şu pasajı da kaldırdı:
"Mevcut bir kullanıcıysanız, Facebook reklamlarınızı ve ürün deneyimlerinizi iyileştirmek için WhatsApp hesap bilgilerinizin Facebook ile paylaşılmamasını seçebilirsiniz."
Şirket diyor ki:
"Hizmetlerimizi çalıştırmak, sağlamak, iyileştirmek, anlamak, özelleştirmek, desteklemek ve pazarlamak için kullanıcı bilgilerini topluyoruz."
Yani WhatsApp, telefon numaranız gibi hesap bilgilerini, WhatsApp'ı ne kadar süreyle ve ne sıklıkta kullandığınıza dair günlükleri, diğer kullanıcılarla nasıl etkileşim kurduğunuzla ilgili bilgileri, cihaz tanımlayıcıları ve diğer cihaz ayrıntıları olan IP adresi, işletim sistemi, tarayıcı ayrıntıları, pil sağlığı bilgileri, uygulama sürümü, mobil ağ, dil ve saat dilimi gibi bilgileri, işlem ve ödeme verileri, çerezler ve konum bilgileri de WhatsApp'a verdiğiniz izinlere bağlı olarak Facebook ile paylaşıyor.
Yeni değişiklikte ise mesajlaşma hizmetinin davranışını aslında değiştirmese de, bir vazgeçme seçeneği sunuyor. Bunun anlamını iyi düşünmek lazım. Verilerimiz nereye gidecek de, bunu şimdiden bildiriyor ve vazgeçme olanağı sunuyor? Sonradan, "ben şans verdim ama vazgeçmedin, verilerini istediğim yere veririm" mi diyecek? ABD'de de bu "vazgeçme" opsiyonu şüpheyle karşılanmış durumda.
Aşağıya Serhat Ayan ile "Apple'ın Facebook'un hareketlerini göstermeye başlaması" konusundaki videoyu da ekleyelim. Facebook'un ne yaptığını göstermesi açısından ilginç bulabilirsiniz (Teknopolitik YouTube Kanalında ürün, cihaz incelemesi gibi heryerde bulacağınız teknolojik bilgiler vermiyoruz. Onun yerine hayatınıza dokunan ve bilmeniz gereken önemli teknik konuları inceliyoruz. Bu yüzden üye olun lütfen. Biz de bu bilgileri vermeye devam edelim);
Eş kurucular Brian Acton ve Jan Koum neden ayrıldılar? Signal'in hikâyesi...
2016'daki bu büyük değişim, WhatsApp kurucularını rahatsız etti. 2014 de WhatsApp'ı Cuckerberg'e 19 milyar dolara satan ve daha sonra içinde kalmaya devam eden 2 ortaktan Brian Acton bir yıl sonra ayrıldı. Acton, WhatsApp'ın mühendislik tarafını yönlendiren ve WhatsApp'ın mesajlarının uçtan-uca şifrelenmesini de yapan kişiydi. Zuckerberg'in kişisel gizliliğe yaklaşımını eleştirerek 2017'de şirketten ayrıldı [6]. Arkasından 1 yıl sonra diğer kurucu eş başkan Jan Koum da istifa etti [7]. Her ikisi de ayrılışlarında WhatsApp'ın Facebook ile veri paylaşımından rahatsız olduklarını raporladılar.
Brian Acton bir yandan WhatsApp'ın da altyapısı olan Signal'i marka olarak pazara sundu[8]. Bir yandan da #deletefacebook kampanyalarına katıldı.
Signal dediğimiz gibi, günümüzde pek çok başka anlık mesajlaşma sisteminin de altyapısıdır. Brian Acton, WhatsApp'ın geldiği noktadan rahatsızlığını Signal'i marka olarak pazara sürerek güçlüce gösterdi.
Signal ile WhatsApp arasındaki en büyük fark "AÇIK KAYNAK" olması. GitHub'da kodu açık duruyor. Yani ne yaptığını görebiliyorsunuz. Başka deyişle açık kaynak yazılım sizin için bir şey yaparken, arka planda başkalarına bir şey yapmaz. Kapalı ne yapılabilire örnek mi; 1980'li yıllarda IBM'in Ürdün su idaresine bağışladığı sunucu bir yandan Ürdün su idaresine gerekli bilgileri sağlarken, bir yandan da su kullanımı yükselirse, orada bir Filistinlinin saklanmış olabileceğini raporluyordu. Kime? Mossad'a. Kapalı kaynak yazılım ne yapıyor bilemezsiniz (Bilgi Mafyası isimli kitapta anlatılır).
Signal geçen yıl pazara çıktı. WhatsApp bildiriminden önce Android üzerinde 10 milyon indirmesi vardı. Şu anda bu rakam hızla yükseliyor. Öyle ki, sunucuları bu yüklemeler karşısında cevap veremez hale geldi. Zaten geçen yıl Avrupa Birliği de, kendi iç haberleşmesinde çalışanlarına "WhatsApp'ı kapatın, Signal Yükleyin" tavsiyesi vermişti [9].
Başka ne var? Telegram? BİP?
Kullanılabilecek yoğun sistemlerden birisi Rus Pavel Durov'un yazdığı Telegram [10]. Bir hayli ilginç özellikleri var. Pavel aynı zamanda Rus sosyal medya uygulaması (Facebook benzeri) VK'nin de kurucusu. Ama Rus hükûmetinin baskısından hoşlanmadığı için VK ve Rusya'yı bırakmış. Şimdi Telegram konusunda çalışıyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.