1. HABERLER

  2. YAŞAM

  3. Vatanım Yanıyor! Gözyaşının Söndüremediği Yangınlar
Vatanım Yanıyor! Gözyaşının Söndüremediği Yangınlar

Vatanım Yanıyor! Gözyaşının Söndüremediği Yangınlar

Prof. Dr. Atabay Düzenli Yazdı...

A+A-

Yine ülkemizde yangın vardı. Bu senede şimdiye kadar 330 civarında yangın çıktı. Hem de dikkat edersek Temmuz Ağustos ayları. Özellikle de Ağustos ayı. Ülkemizin doğal bitkilerine ve bitki örtüsüne hatta diğer tüm canlılarına bakarsak biz Dünyada bu konuda çok zenginiz. Dünyada yalnız bizde olan Endemik canlılarımız var. Bunların varlıkları canlı hayatı ve sürdürülebilirliği çok önemli. Yaşamımızı onlara borçluyuz. Bunları yitirirsek yaşamımızı da yitireceğiz. Bunları hep konuşuyoruz… Bilim insanları çare öneriyor ama maalesef bu çareler hayata geçmiyor.

Endemik bitkilerin faydalarını ve varlıklarının değerini yeterince anlatamadığımızı düşünüyorum.

 

YANGINLAR

Birazda yangınların bilimsel tarafına bakalım: Yangın maddenin ısı ve oksijenle birleşmesi sonucu meydana gelen bir olaydır. Yangınlarda bir yakan birde yanan vardır. Yananın ısı derecesi son derece önemlidir. Bu ısıdaki alev yüksekliği ve yanan bitkinin özelliği önemlidir. O andaki hava koşullarındaki rüzgâr ve sıcaklığı da unutmamak gerekir. Buna göre yangınları üçe ayırmak mümkündür;

Doğal yangınlar,

İhmal sonucu oluşan yangınlar ve

Kasıtlı çıkarılan yangınlar.

Doğal yangınlar tamamen güneş ısısına, yakacağı materyalin özelliklerine ve yaşadığı ortama bağlıdır.

İhmalden oluşan yangınlar ise tamamen insanoğlunun yaşam tarzına bağlıdır.

Kasıtlı yangınlar ise en tehlikelisi olup, zararı ve pek çok amacı içeren yangınlardır.

Doğal olaylar iki çeşittir:

Birincisi nereden nasıl geleceği belli olan ve ona göre önceden tedbiri alınan olaylardır. Diğeri ise nereden nasıl geleceği belli olmayan ve önceden değil olunca tedbiri alınmaya çalışan olaylardır. En tehlikelisi de budur.

 

Peki bu konuda Dünyadaki ülkeler ile özellikle Akdeniz bölge ülkeleri ne yapıyor? çeşitli araştırmalar yapılıyor. Yangına hassas alanlarda ısısı, alevi ve yayılma hızı belli kontrollü suni yangınlar çıkarıp doğadaki varlıkların hangisinin ne derece etkilendiğini saptayıp yangına dayanıklı varlıkları yangına hassas bölgelere öneriyorlar.

Yangına hassas bölgelerde her türlü teknik ve sosyal tedbirler alınıyor. Uymayanlara ağır cezalar veriliyor ama insanlar doğanın önemini bildiklerinden bu konuda çok bilinçli ve hassas davranıyorlar.

 

BİZ NE YAPIYORUZ?

Gelelim bize; Yazılı ve görsel medyadan duyduklarımız ve de olayın içinde yakınında olanlardan da dinlediklerimiz ortada. Doğal alanlardaki canlılardan kaçanlar kaçabiliyor, yaranabiliyor veya yaşamları bitiyor. Bunlar canlıların başına gelenler, Cansız varlıklarda ya yok oluyor ya da hasar görüyor. Tüm bu yaşananlardan sonra ilk defa konu ile ilgilenenlerden meydana gelen’’AĞAÇ KÜLLERİNDEN UYĞULAMAYA’’başlığı altında bir çözüm grubu oluşturulmuş olup her kesimin ne yapması gerektiğini öneri olarak ortaya koymayı amaçlamaktadır.

 

YANANI ALLAH GÖRÜR PEKİ YAKANI?

Son söz olarak: Ciğerimizin yanmamasını, yaşamımızı yitirmememizi, bize hayat sunan doğanın korunmasını, yaşanacak başka bir ülkemizin olmadığını istiyor ve biliyorsak bu konuda bilimin ve araştırmaların gereğini yapmaktan başka çaremiz yok. Bunun içinde hepimizin, her kurum ve kuruluşun üstüne düşeni yapması gerekir. Hani ‘’YANANI ALLAH GÖRÜR’’denir ya KEŞKE YAKANIDA GÖREBİLSEYDİK

 

GÖZYAŞININ SÖNDÜREMEDİĞİ YANGINLAR

Not: Akdeniz Bölgesindeki yangınlarla ilgili pek çok araştırma vardır.Bunlardan Doğu Akdeniz Bölgesi Fundalıklarında yangın sonrası yaptığımız ‘’Yangın Ekolojisi’’ araştırmamızda reçinesi ve yağları bol olan bitkilerin her türlü yangınlara karşı çok hassas olduğu saptanmıştır. Ayrıca alan, yangından sonra korunduğunda yaklaşık dört veya beş yılsonun da eski haline dönebileceği, yeni bitkilendirme yapılacaksa yangına dayanıklı, ortama uygun, ekonomik, çevre dostu bitki veya bitkilerin ekilip veya dikilmesinin uygun olduğu saptanmıştır. Ekosistemin dengesinin korunması için bitki çeşitliliğin ekilip dikilmesinin uygun olduğu belirtilmiştir. Bir bulgumuz daha var ama onu burada bilimsel etik olarak yanlış anlaşılıp kullanılır diye hoşgörünüze sığınarak yazmak istemiyorum. Elimizle yaktığımız ormanı gözyaşlarımızla söndüremeyiz.

Bir düşünün bakalım…

 

 

                                                                                                          Doğa ve Yaşam Bilimci

                                                                                                          Prof. Dr. Atabay Düzenli

 

 

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.