İsrail devletin, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana karadan, havadan ve denizden yaptığı bombardımanlarla Gazze’yi büyük bir yıkıma uğratmış, binlerce insanı öldürmüş, yaralamış, sakat bırakmış, insanların mallarına zarar vermiş ve on binlerce insanı evsiz bırakarak göçe zorlamıştır.

İsrail’in, başta Gazze olmak üzere Filistin topraklarında yaptığı katliamın asıl amacının, Filistin’i işgal etmek ve toprağını ve doğal kaynaklarını gasp etmek, soykırım yaparak Filistinlileri yurtlarından sürmek olduğu açıktır.

İsrail devlet yetkilileri, yaptıkları açıklamalarda referans gösterdikleri dini metinleri Siyonist ideolojiyle yorumlayarak, Filistinlileri insan olarak görmediklerini, sivil, çocuk, kadın, yaşlı demeden öldüreceklerini açıkça söylemektedirler.

İsrail, 7 Ekim gününden bu yana hedef gözetmeksizin okul, cami, kilise ve hastane gibi savaşta dahi mutlak surette korunması gereken yerlere saldırarak, binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiş, Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek sivil halkı açlık ve sefalete mahkûm etmiştir. Bugün Gazze’de büyük bir insanlık suçu işlemektedir.

Başta ABD olmak üzere pek çok batılı devletin, kendi halklarına rağmen İsrail’e doğrudan destek vermesi veya destek açıklaması yapması sebebiyle İsrail, işlediği insanlık suçlarının cezasız ve yaptırımsız kalacağından emin şekilde soykırıma ve işgale devam etmektedir. İsrail’in söz konusu eylemlerine karşı dünyanın her yerinde ve Türkiye’de yapılan çok kıymetli sivil eylemler, şimdilik destek veren devletlerin iradesine etki edebilmiş değildir.

Türkiye devleti ise İsrail’in eylemlerini kınamakla yetinmiş, İsrail’e karşı henüz caydırıcı diplomatik ve ekonomik yaptırımlar uygulamamıştır. Türkiye devleti yetkililerinin ve iktidar çevrelerinin, gereğini yapmak yerine bir takım miting ve benzeri organizasyonlar tertip etmekle yetinmiş olmalarının, göz boyama amacıyla yapıldığı açıktır.

Enerji nakil hatlarının Akdeniz’e ulaştığı, Ceyhan ve Yumurtalık ilçe sınırları içinde bulunan BOTAŞ tesislerinden, İsrail devletine de akaryakıt gönderilmesi, özellikle İsrail’in son saldırılarından sonra bir kez daha gündeme gelmiştir. Türkiye devletinin İsrail’e akaryakıt temin etmesi veya temine aracılık etmesi kabul edilemez. Türkiye, kendi topraklarından İsrail’e yapılan bu sevkiyatı derhal durdurmalı ve İsrail’e karşı ekonomik ve diplomatik yaptırımları derhal başlatmalıdır.

Türkiye devletini sözle değil fiille Filistin’li mazlumların yanında, zalim İsrail’in ise karşısında durmaya davet ediyoruz.

Mazlumder olarak bugün burada, enerji nakil hatlarının Akdeniz’le buluştuğu BOTAŞ liman işletmelerinde, insani ve vicdani sorumluluğumuz gereği bu eylemi yapıyoruz.