Türkçe’nin Söz Varlığında Sınır
Sınır denildiğinde, herhangi bir şeyin bittiği nokta ya da çizgi gelir usuma. Uç ve son sözcükleri de anlamdaşıdır. Şöyle bir belleğimi zorladım da devlet, yasa, siyaset, vatan, insan, zeka, doğa üzerine sınırla ilgili söylenen ne çok söz, ne çok özdeyiş var. Birkaçını sıralayacak olursam:
-Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır. M.Kemal Atatürk
- Milli sınırlar içerisinde vatan bir bütündür bölünemez.(Erzurum Kongerisinin 1. Maddesi)
-İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz. (Albert Einstein)
-Hiçbir zaman haklarını aşma, çünkü başkalarının sınırlarına saldırmış olursun. (J.J.Rousseau)
-Özgürlük, evet özgürlük, ama yasa sınırlarına kadar. (Spencer)
- Tek amacım var: İnsanın özgürleşmesi; insana sınırlarını yıkmak konusunda yardımcı olmak. (Jiddu Krishnamurti)
-Her insan kendi görüş sahasının sınırlarını dünyanın sınırları olarak kabul eder. (Arthur Schopenhauer)
-Aklı ve gerçekleri kullanan bir insan mükemmele erişecektir. Doğa insanın akıl gücüne bir sınırlama getirmemiştir.” (Condorcet)
- Dehanın sınırları var, cehaletinse hiçbir sınırı yoktur. (Whoopi Goldberg)
-Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı ki; Dünya'nın da sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli! (Mevlana)
“Sınır” sözcüğü aklıma birbiri ardına bir çok soruyu da getirdi. Sınır nedir? Nerede başlar? Sınırın içi ve sınırın dışı neresidir? Sınır illerimiz hangileri? Sınır komşularımız kimler? Sınır ticareti nedir? Sınır kapısının öte yakasında neler oluyor? Sınırı geçersek ya da sınırı aşarsak ne olur? Sınır çizgileri kaldırılabilir mi? Sınırsız olabilir miyiz? Kişisel sınırlarımız neler? Kimlere sınır çekmeliyiz? Sabrın sınırı var mı? Sınırını bilmeyenlere nasıl davranmalıyız? İnsan, sınırlarını ne için ve nasıl zorlamalı? Bilginin sınırı var mı? Toplumsal ya da ideolojik özgürlük istemlerin sınırları çizilebilir mi? Sınır sınırlanabilir mi?
Bu soruları kendimce yanıtlarken birden aklıma yaş sınırını bekleyenler, açlık-yokluk sınırında yaşayanlar geldi. Bir de insanlığı her yeni günde, bir önceki günden daha büyük dramlara sürükleyen hadsizler. Bilim ve düşünce insanları “sınır” hakkında çok şeyler söylerken Anadolu halkı arasında anonimleşen bir sözü de anımsadım. “Haddini bilmeyene bildirmek, yetime don, göynek giydirmek”
Yazımı, sizlerin sabır sınırlarını zorlamadan sonlandırsam iyi olacak. Aman ha sevgili dostlar, kendinize sınırlar çizmeyin, hayallerinizi özgür bırakın.