Atatürk ve İnönü Tarsus yolunda yeniden ortaya çıktı.
İslamcı/sağ/muhafazakar çevrelerin,Atatürk ve İnönü döneminde camilerin ibadet dışında başka maksatlarla kullanılmasını kıyasıya eleştirdiklerini biliyoruz.
Bu konuda katı bir tutum içindeler.Savaş gibi olağanüstü dönemlerde dahi,camilerin ibadet dışında kullanılmasının affedilmez bir uygulama olduğunu söylüyorlar.
Özellikle bu konuyu siyasetçilerin istismar ettiklerini biliyoruz.
Bu konuyu tartışmak maalesef özgürlükler alanına dahi giremiyor,tartışılamıyor.Aslında Dinsel bir imparatorluktan gariban Cumhuriyete kalan,kapalı alan kamu binası olarak nüfus oranına göre hayli fazla olan camilerin,insanların ihtiyacı nedeniyle geçici ya da kalıcı kullanılması ya da herhangi bir imar uygulaması nedeniyle yıkılması neden lanetli bir durum olsun ki…?
Bu duyguları zihnimde mahrem olarak tutarken,Adana- Tarsus karayolu üzerinde ilginç bir bina ve afişe denk geldim.
Tabii ki bu binayı biliyorum,yıllarca Tarsus’un köylerine ticaret maksadıyla giden bir kişi olmam nedeniyle,akaryakıt istasyonu ve dinlenme tesisi olarak yıllarca hizmet etmiş olan yerleşkenin cami olarak kullanılan bölümünün farkındaydım.
Muhafazakar taassubun siyasal bir inanca dönüştüğü bir ortamda,yıllarca cami olarak kullanılan,şahıs mülkiyetinde olan bir binanın,ince minaresi dururken kiraya verilmesi teşebbüsünü,evvela cesurca buldum.Bir tabunun yıkılması adına da kıymetli gördüm.
İnancı,siyasal amaç ve güç gösterisine dönüştüren zümrenin şerrini,camiyi satan vatandaşın üzerine çekmek gibi bir niyetim olmamakla birlikte,bu kiralık afiş yazısının,Atatürk ve İnönü husumetini dindirmesi gayesine hizmet etmesini umuyorum.