Timurtaş Onan: "Fotoğraf çekerken kendimi kaybediyorum"
Fotoğraf sanatıyla 41 yıldır uğraşan Timurtaş Onan, "Fotoğraf çekerken kendimi kaybediyorum, çok acı çektiğim de oldu çok zevk aldığım anlar da" dedi.
Onan, Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu ile Konya’da kurulu olan Sille Sanat Sarayı’nın misafiri oldu. Zoom üzerinden yayınlanan programı açan Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Başkanı Haluk Uygur, “Timurtaş Onan, Türkiye fotoğrafının önemli isimlerinden biridir, kendisine şehir fotoğrafçısı diyebiliriz, bunlardan bir tanesi de Ara Güler’dir.
Kahvehaneye girdiğinizde karşınıza şapkalı biri çıkarsa onun adı Timurtaş Onan’dır” dedi.
Gerçekleştirdikleri etkinliklerle fotoğrafın hissedilmesini sağladıklarını ifade eden Uygur, “Sadece fotoğrafı değil, fotoğrafçıyı da anlamalıyız.
Bu etkinliğimde Timurtaş Onan fotoğraf çekerken ne hissediyor, onu anlayacağız” dedi.
Sille Sanat Sarayı Başkanı Reha Bilir ise, “Ona fotoğraf delisi diyebiliriz. Onun deliliği dahiliğinden ileri gelmektedir, içinin dışa vurmasıdır bu delilik. O tam bir halk adamıdır, insanları ayırmaz insanlara aynı sevgi ve coşkuyla sarılır” dedi.
Bu konuşmadan sonra Timurtaş Onan’ı anlatan TRT 2’de yayınlanan belgesel izletildi. Daha sonra Onan, Romanların yaşadığı İstanbul’un Dolapdere ve Kasımpaşa ile Adana’da çektiği fotoğrafları ve bu fotoğrafları çekerken neler hissettiklerini anlattı.
41 yıllık fotoğrafçılık yaşamında hiç dayak yemediğini ve engellenmediğini ifade eden Onan, “Çektiğim fotoğraflarda sosyo-kültürel ve sosyo-politik değişimleri gördüm, özellikle son 25 yıldır İstanbul’da insanın içini acıtan çok şey oldu, onları fotoğrafladım” dedi.
“Fotoğraf çekerken kendimi kaybediyorum, çok acı çektiğim de oldu çok zevk aldığım anlar da” diyen Onan, “Çekim yapacağım zaman fotoğraf için tüm özellikler varsa çekerim.
Fotoğraflarım özel olmalıdır, bu özellikler yoksa o fotoğraflar sıradan olur. An gelir fotoğraf kendiliğinden oluşur. En önemli şey o anda hissettiğimdir” ifadelerini kullandı.
Timurtaş Onan, ''Fotoğrafı aramaktansa sokaklarda yürür insanlarla tanışmayı, onların hikayelerini dinlemeyi severim. Bazen ilginç bir form dikkatimi çeker. An gelir fotoğraf kendiliğinden oluşur.
En önemli şey o anda hissettiğimdir. Bazen kafamın içinde bir müzik duyarım, bir romandan bir iki satır veya bir film sahnesi aklıma gelir. İroni yer yer öne çıkan şeylerden biridir fotoğraflarımda. Sosyal sorunlardaki kaygılarımı da fotoğraflarımla anlatmaya çalıştım bazı projelerimde” şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.