"Tatar Ramazan sadece işbirlikçilerle değil çürümüş düzeni kuranlar ve onları besleyenlerle de mücadele ediyordu.

Bizim devletin eskiden gelen bir alışkanlığı vardır; Dosyalar ve evrakın bir örneğini bir yerde mutlaka saklar. Hatta evrakın sağına soluna notlar alınırdı. Kim kefil olmuş, kim referans olmuş gibi!

Mesela TFF hakem işleri peçeteye yazılan haftanın hakem atamalarının o belgesini saklamış olsaydı. Sonra peçetedeki o yazıya kriminal inceleme yapılsa DNA izi aransa, yazı incelense kim çıkar arkasından acaba?

Faraziyeden gerçeğe geçelim şimdi.
Serdar Tatlı biliyorsunuz bir ara MHK başkanlığı yaptı. Yaptığı başarılı (!) hizmetlerinden çok bıraktığı bir mektup konuşuldu.

İşin gerçeğini bilmeyen, sorgulamayanlara bakarsanız Serdar Tatlı, TFF’ye şike yapan hakemlerin listesini bırakmış ama o hakemler maç almaya devam etmiş!

Böyle bir skandal nasıl olabilir değil mi?

Olayın akışı şöyle:
Serdar Tatlı görevden alındıktan sonra TFF binasına gelir.
Elinde kapalı bir zarf vardır.
Genel Sekreter Kadir Kardaş’a mektubun TFF’nin UEFA ile ilişkilerden sorumlu başkanvekili Servet Yardımcı’ya verilmesini söyler.
Kapalı zarf sekreter vasıtasıyla Yardımcı’nın masasına bırakılır.
Zarfın içinde isimlerin yer aldığı bir liste çıkar. Ne bilgi ne üst yazı çıkar!

Aylar sonra birileri ortaya çıkar! Belki malum düzenden faydalananlar vardır içlerinde. Zarfın içindeki listeyi sallayarak, “Şike yapan, maç satan hakemler kollanıyor” yaygarası başlar.

Mektubu veren belli, alan belli! Peki bunu kim sızdırıp hangi saikle hareket etmiş olabilir?

İddialara göre Serdar Tatlı VAR kayıtlarını dinleyip bu kanaate varmıştı.
O zaman soralım; Tatlı bu VAR kayıtlarıyla ilgili şüphelerini dile getiren tutanak tuttu mu?
O zaman soralım; Tatlı bu hakemleri uzaklaştırmak için gerekli hukuki altyapının hazırlanması için öneride bulundu mu?
O zaman soralım; Tatlı mektubu niye resmi üst yazıyla sunmadı?
O zaman soralım; Tatlı, mektubu neden TFF resmi evrak kabulden geçirmedi?
O zaman soralım; Tatlı, mektubu neden dönemin TFF başkanı Nihat Özdemir’e vermedi?
O zaman soralım; Tatlı’yı görevden alındıktan sonra bu muhatapsız ve anlamsız mektubu bırakmaya kim motive etti?
O zaman soralım; Tatlı, kabzımal ya da diş hekimi değil. Devlet memurluğu yaptı. Mektubun ya da evrakın nasıl resmileşeceğini verilecek makamı gayet iyi bilir. Neden bu yolu tercih etmedi?
O zaman soralım; Tatlı’nın kullandığı telefonlarla ilgili HTS incelemesi yapılsa, kimlerle hangi sıklıkta görüştüğü, kimlerle aynı anda baz verdiği ortaya çıkar?

Yani görüyorsunuz TFF ile gündeme gelen her iddianın sonu adli soruşturmaya çıkıyor.

TFF’yi kuşatan, sızan yapılar örgütlü hareket ediyor. Hatta zaman zaman işbirliği yapıyorlar

Not: Belgeyi özellikle flu yaptım. Çünkü kişisel bilgileri içeriyor ve bunları alenen yayınlamak suç. Ama bu belgenin bir örneği TFF hakem işleri ve muhtemelen Serdar Tatlı’da vardır. Savcılar bir soruşturma sırasında bu belgeye ve saklandıysa belki peçeteye bile ulaşabilir!"