Geçen gün Tellidere’de geçen dolmuşa el salladım. Durdu. Bindim. Ücret olarak 5 lira verdim, bana 1.5 liram geri verdi. Atatürk Caddesi’nde ineceğim dedim. Durakta durdu ve indim. Kurtuluş Mahallesi Gül Bahçesi’nin arka sokağından geçerken başımı semaya kaldırınca bir afiş gördüm:

“Kurtuluş Mahallesi Sakinleri Adına Seyhan Belediye Başkanı’mız Sayın Akif Kemal Akay’a Mahallemiz adına Teşekkür Ederiz…”

Kendimden ve kabalığımdan öylesine utandım ki, hemen bir çiçekçiye daldım. Tanzim bir çiçek yaptırdım üzerine de bir kart koydum. Doğru, dolmuşların son durağına… Beni Tellidere’den Atatürk Caddesi’ne getiren dolmuşu aramaya başladım. Seferde imiş… Birkaç saat sonra ancak buldum. Dolmuşu görünce, ona koşup sarıldım ve elimdeki tanzim çiçeği uzattım. Adam şaşkın ve şüpheli olarak bana bakıyordu…

Çiçeklerin üzerinde notu okudu:

“Sayın Dolmuş şoförü,

El kaldırdığım zaman durduğun,

Paramın üstünü verdiğin,

İneceğim yerde beni indirdiğin için kendim ve bütün yolcular adına teşekkür ederim…”

Adam sinirlendi. Çiçeği ve notu kafama attı: “Manyak mısın nesin? Ben görevimi yaptım… Benimle dalga mı geçiyorsun?” diye bağırınca çok şaşırdım ama aklımda başıma geldi.

“Hakikaten, ben niye teşekkür ettim ki, adam görevini yaptı…”

Şimdi, bir muhtar, sokaklara astığı afişlerle bir belediye başkanına neden teşekkür eder…

Ya da soruyu şöyle dile getireyim:

Madem ki belediye başkanları “GÖREVLERİNİ YAPINCA” teşekkürü hak ediyorlar, o halde görevlerini yapmayanlar için muhtarlıklar nasıl afiş asacaklar? 

Ama görevini yapmayan belediye başkanları için bir afiş örneği verebilirim:

"Yolumu yapmayan, kaldırımları işgalden kurtarmayan, gürültüye son vermeyen, her tarafta olan çukurları görmeyen ve yaşam kalitasini bir nebze olsun yükseltmeyen, Sayın bilmem nerenin belediye başkanına, mahallelim adına yuh ki yuh çekerim..."

Bu benim örneğim, siz başka örnekler de bulabilirsiniz...

*

VEFALI OLMAK SUÇ MUDUR?

Bir belediye başkanı, kendisinin başkanı kendisine oy verenleri değil, başkan olmasına katkı yapanları ödüllendirmelidir.

Hele hele bir belediye başkanının başkan olduğu ilçe / şehre hizmet vermesi zorunlu değildir.

Bir belediye başkanının hizmet öncelik sırası için şunu öneriyorum:

1. Sıra, seçim gezilerinde yanında olanlar, kitleleri kendi görüşüne göre yönlendirenler, kardaşlar, damatlar, akrabalara ve özellikle ev sahibi ve kiracı olmak üzere saygıdeğer komşular...

2 . Sıra, Partide kendisini aday gösterenlerin yakınlarına rş ve dostlarına...

3. Sıra Başkanlığını bir dönem daha uzatabilecek ilişkilere... Mesela ihaleleri ona göre vermeli ve kamu kaynaklarını o önceliğe göre belirlemelidir...

Yani ilk üç sırayı, belirleyen başkanın vefa duygusudur.

Diyeceksiniz ki burada kamuya hizmet nerede?

Belediye başkanları önce vefalı olmalı, arta kalan zaman ve kaynaklarında kamu hizmetlerini ek olarak düşünmelidir. Yani boş vakitlerinde...

Belediye başkanı vefalı olmasa fısıltı gazeteleri ona dünyayı dar eder...

Arada bir minicik hizmet yaparsa, nasıl olsa bir muhtar çıkıp, ona "Teşekkür Afişi" asar...

Benden söylemesi...