Tarsuslular Mersinliler Adanalılar…
Posta Gazetesi'nden Oral Çalışlar yazdı
Sekiz günlük Tarsus, Mersin, Adana gezimizi bitirip döndük. 5 gün boyunca Erdemli- Silifke arasında olağanüstü güzel bir denizde yüzdük, kumsalında yürüyüşler yaptık. Mersinliler, sahilin her yerinde denizi korumak için kurulan arıtma tesisleriyle övünüyor.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i belediyenin tarihi binasında ziyaret ettik. Mersinliler onu seviyor.
Çalışkanlığını takdir ediyorlar. Ülkenin en büyük ihracat limanıyla, yüzlerce kilometrelik sahil şeridiyle “Bu şehir daha fazla şeylere layıktır” diyerek çalışmalarını sürdürüyor. Mersin’in değerini artırmanın yollarını arıyor. Suriyeliler geliyor diye şikayet etmek yerine çözüm üretmeye çalışıyor. Bu şehrin değişik kökleri olan kültürlerini bir avantaja çevirebileceğini düşünüyor.
“Burayı Doğu Akdeniz’in New York’u yapabiliriz” diyor. Mersin’den Tarsus’a geçtik. Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan’a gittik. “Tarsus’u vilayet yapalım” kampanyasını anlattı. Tarsus, Türkiye’nin müstakil ilçeleri içinde en büyük nüfusa sahip ilçe. Tarihi ve turistik önemini de içine katarsak, Tarsus’un vilayet olması yalnızca Tarsuslulara değil, tüm Türkiye’ye değer kazandırabilir.
İncil’de Hz. İsa’nın en ünlü havarisi St. Paul gezilerine “Ben Tarsuslu bir Yahudi’nin oğluyum” diye başlar. Milyarlarca Hıristiyan’ın her gün okuyup dualar ettiği kutsal kitap İncil’de Tarsuslu bir din önderinden söz ediliyor. Tarsus’un il olması sırf bu özelliğiyle bile ülkemize çok şeyler katabilir. Türkiye’de ilk elektrik santralının yüz yıl önce kurulduğu bu şehirde sokaklar yüz yıl önce geceleri aydınlatılıyordu.
Tarsus’un değerlerinden birisi de 130 yıllık Tarsus Amerikan Koleji. Ülkemizdeki eğitimin kalitesini yükselten okullardan biri. Çok sayıda önemli insan yetiştirmiş bir eğitim kurumu olarak varlığını sürdürüyor. Tarsus benim doğduğum, ilk gençliğimi yaşadığım şehir. Bu şehirle derin bir bağım olduğunu hissediyorum. Vilayet olma talebini haklı buluyor ve destekliyorum.
Çok renkli, çok kültürlü, bir tarafı Giritli mahallesi, bir tarafı Afgan mahallesi, öte yanında Arap mahalleriyle, Kürtlerle, Yörüklerle, Türkmenlerle, Acemlerle bir mozaik. Bütün bu değişik topluluklar hepsi bir arada önemli bir zenginlik. Ben “öteki”ni anlamayı bu kentte öğrendim. Bu şehrin bende büyük emeği var.
Adana
Adana, Reşat’ı (Çalışlar) şaşırttı:
“Bazen Madrid’i andırıyor. Merkezde Madrid gibi geniş ve ağaçlı bulvarlar var, iklim yönünden de benziyor. Cıvıl cıvıl. Tabii daha yoksul bir Madrid” diye tarif etti. Adanalıların şehrin merkezinde trafik lambalarını hiçe saymalarını da “İlginç bir durum” diye herkese anlatıyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.