Doğrudan 7 milyondan fazla çalışanı, dolaylı olarak ise tüm vatandaşları ilgilendiren yeni asgari ücreti belirleme çalışmaları aralık ayında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndaki ilk toplantıyla başlayacak. Yapılacak 3. toplantının ardından toplumun genelini ilgilendiren asgari ücret tespit edilmiş olacak.

HÜKÜMETİN ENFLASYONLA MÜCADELE YÖNTEMİ SAKAT

"Hükümetin enflasyonla mücadelesi ve ekonomik politikalara karşı aldığı pozisyonlar sakat" diyen Anıl Tanburoğlu şunları söyledi. "Asgari ücretin yılda bir kere belirleneceği Çalışma Bakan Işıkhan tarafından telaffuz edildi. Enflasyon önlenemezken, dövizdeki artış durdurulmazken, hayat pahalılığı engellenemezken böyle bir açıklama yapılmasının haklı bir gerekçesi olamaz. Seçim senesi iki kez güncellenen asgari ücret, seçimden sonra bir kez güncellenecek açıklaması sabit gelirle çalışan bütün kesimleri içinden çıkılması zor olan bir sürece doğru sürükler. Yürütmenin başı Recep Tayyip Erdoğan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'a buradan seslenmek istiyorum Doğru olan bu ekonomik çöküntü ortamında asgari ücretin bir sene içinde 3 aylık periyotlar halinde 4 kez güncellenmesidir. Diyecekler ki ekonomik tablo buna el vermez, o zaman en azından geçen sene olduğu gibi bir yılda iki kez güncellenmesidir."

UCUBE CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDE ASGARİ ÜCRET OLAĞAN ÜCRET HALİNE GELMİŞ DURUMDA

Ülkemizde asgari ücretin olağan ücret haline geldiğini belirten Tanburoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü. "Gelişmiş ülkelerde asgari ücret tespit edilirken ilgili kişilerin dışında toplumun gündeminde bile yer bulmazken, Türkiye'nin yarısından fazlası belirlenecek olan asgari ücreti konuşuyor veya gündeminin ilk sırasına koyuyor. Neden? Çünkü sabit gelirle çalışanların çoğunluğu asgari ücretle veya asgari ücretin bir tık üzerinde maaş alıyor da ondan. Asgari ücretle çalışmak zorunda bırakılan yurttaşımız ay sonunu getiremez halde. 7.500 lirayla geçinmek zorunda bırakılan emeklimizin aldığı maaş ev kirasına yetmiyor. Türk İş Sendikası tarafından açıklanan açlık ve yoksulluk oranları ortada. Açlık sınırı 14 Bin 500, yoksulluk sınırı 45 bin liraya dayanmış durumda. Hükümet yetkilileri pembe tablolar çizmeye devam etse de halkımız perişan, evine bir parça kuru ekmek götüremez durumda. Hal böyleyken Asgari Ücret Tespit Komisyonu aralık ayının başında ilk toplantısını yapacak. Buradan komisyon üyelerine bir çağrı yapmak istiyorum. Dar gelirli vatandaşlarımızı bu kez sesini duyun. TÜİK'in makyajlı ve talimatlı rakamları yerine sokaktaki, pazardaki ve marketteki gerçek enflasyon oranları üzerinden değerlendirmeleri dikkate alın. Halkımızın büyük bir bölümü aç, yoksul ve perişan halde. Çocuğu okula giden aileler çocuklarının beslenme çantalarına ancak kuru ekmek koyabiliyor. Hiçbir asgari ücretli dengeli beslenemiyor. Siyasi erklerin yanlış ekonomik ve siyasi politikaları nedeniyle ülke; içinden çıkması çok zor olan bir sürece evirildi. Popülist ve akıldışı politikalar yerine realist ve akılcı politikalar uygulanmazsa telafisi mümkün olmayan yere doğru gider. Umarım bu kötü günleri arayacağımız günler gelmez."