Tüm okuyucularıma sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir hafta sonu diliyorum. Yıllar sonra Adana, kış dönemini ağır bir şekilde geçiriyor. Yaklaşık 8 ay yaz koşullarını yaşadığımızdan, kış biraz kendisini gösterince uyum sağlamakta zorlanıyoruz. Gerçi son bir buçuk aya girdik, yine sıcak yine nemli günler bizi bekliyor.

Ülke gündemini yakalayabilmekte ciddi zorlanıyoruz. Her gün yeni bir haber, gelişme gündemi belirliyor ancak üzerinde yeterince değerlendirme, tartışma yapamadan, yeni bir gelişmeye sürükleniyoruz. Değişmeyen gündem maddelerinden birisini işsizlik, yoksulluk, geçim sıkıntısı oluşturuyor. Ekonomik veriler her geçen gün daha da kötüye gidiyor. İnsanlarımızın ruh sağlığı bozuldu, geleceğe dönük beklentileri umutsuzluğa dönüştü, kaygıları daha da arttı. Çaresizlik içindeki insanlarımızın kendilerini yaktıkları, intihar ettikleri ve bu haberlerin bile sıradanlaştığı bir dönemi yaşıyoruz.

Yazımızın başlığına dönelim. “Şuyuu, vukuundan beter !” Şuyuu; Dilden dile dolaşma, yayılma, herkes tarafından duyulma anlamına geliyor. Yazıyı bu şekilde kaleme almamın nedenini, malumunuz olduğu üzere CHP Adana İl Kongresi oluşturuyor. Haftaya bugün yani 22 Şubat Cumartesi günü yapılacak kongre için iki adayın da çalışmalarını sürdürdüğünü biliyoruz, izliyoruz Adaylardan Sayın Kılınç, ilçe başkanlıkları ve delege ziyaretlerini sıklaştırarak hakkındaki Çekilir mi? Gerçek aday mı? Şeklinde çıkarılan söylentilere de yanıt vermiş oldu.

Partili kamuoyu, yakındığı, şikâyetçi olduğu yönetim anlayışıyla ilgili sesini yükseltmeye başlarken, Kılınç’a destek de arttı. Milletvekilleri ve ilçe başkanlarının katılımlarıyla adaylık açıklamasını yapan Sayın Çelebi, partili kamuoyuna örgütler yanımda mesajını veriyordu. Adana’ya daha dinamik, toplumsal ilişkileri daha da genişleten, toplumsal muhalefeti daha da yükselten ve olası ilk seçimde partimizi iktidara taşıyacak bir il başkan ve yönetimine gereksinim olduğu herkesin kabul ettiği bir gerçeklik. Bakalım il delegasyonu nasıl bir seçim yapacak, onu da haftaya göreceğiz.

  Parti tüzüğümüze göre adaylık başvurusu için il kongresi delegasyonun yüzde onunun yazılı imzasının alınması ve kongre divan başkanlığına sunulması koşulu var. Bu düzenlemenin, parti içi demokrasinin işletilmesinin önünde bir engel olduğunu ve mutlaka kaldırılması gerektiğini defalarca yazdım ve dile getirdim. İşte yazımızın başlığı burada başlıyor. İki gün önceki yerel haber siteleri ve sosyal medyaya düşen haber, gerçekten çok üzücü ve partimiz için olumsuz bir gelişmeydi.

Bu haberlere göre bazı ilçe başkanlarının ya da ilçe yöneticilerinin kongrede blok liste uygulansın şeklinde imza topladıklarını, bazı yerlerde ise iki imza föyünün bulunduğu, hem blok liste hem de Sayın Çelebi’nin aday gösterilmesi için iki imza alındığına dair gelişmeler partili kamuoyunu haklı olarak rahatsız etti. İlçe başkanları ya da yöneticilerinin böyle bir görevleri yok. Tüzükte yetki ve görevleri açık şekilde belirlenmiştir. Delegenin aranarak, partiye çağrılarak imzasının alınmasına dair haberlerle kimseyi töhmet altında bırakmıyorum. Ancak böyle bir uygulama var ki kamuoyuna yansıdı. Tüzüğümüzde yer almayan ve etik de olmayan bu yaklaşımı doğru bulmuyor ve reddediyorum.

Bu tür uygulamalar ve haberler ile partimizin zarar gördüğü unutulmamalıdır. Bu uygulamaların kimseye bir yararı ya da getirisi olmaz. Yazı başlığımızdaki gibi, bunun dilden dile yayılması, söylenti olarak dolaşması, gerçekleşmesinden daha beter bir durumdur. Böyle bir gelişmeyi kabul etmemiz, mümkün değildir. Bırakalım kurallara uygun, düzeyi yüksek, ülke ve ilimizin sorunlarına çözüm getirebilecek bir kongreyi gerçekleştirelim. Kimsenin sıfatı ne olursa olsun, kongreye ve kongre iradesine gölge düşürmeye hakkı yoktur. Delegeyi zorlayarak ya da baskılayarak ya da partiye çağırarak imzasını alma girişimleri partimizi büyütmez.