STK’lardan Bilim ve Sanat Vakfına Kayyım Atanmasına Kınama
Aralarında, Aksa Eğitim ve Dayanışma Vakfı – İHH, İstikamet Vakfı, MAZLUMDER , Medeniyet Vakfı ve Umran Hareketi’nin bulunduğu bir çok STK, Bilim ve Sanat Vakfının Kayyım’a devredilmesine tepki gösterip, acilen bu yanlıştan dönülmesini istediler
STK’lar açıklamasında, Üniversiteyi gerekçe göstererek Bilim ve Sanat Vakfı gibi köklü bir vakfa yaptırım uygulanmasının, vakıf kültürünü derinden zedelediğini ve tamamen yok edecek bir geleneğin başlangıcı olacağına dikkat çekerek, gönüllülüğün esas olduğu vakıf kültüründe isimlerin de de mekanlarında da geçici olduğu vurgulandı.
İstanbul Sivil Toplum Platformu tarafından yapılan açıklamanın tam metni şu şekilde:
BİLİM VE SANAT VAKFI’NIN YÖNETİMİNE EL KONULMASINI KINIYOR, YANLIŞTAN DÖNÜLMESİNİ BEKLİYORUZ!
Şehir Üniversitesi’nin Marmara Üniversitesi’ne devredilmesinin bir devamı olarak anlaşılan ve kanuna uygun olduğu zikredilen Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyım atanması ve yönetimine el konulması süreci bizler gibi vakıf kültürünü yaşatmaya ve geliştirmeye çalışan kişi ve kurumları son derece üzmüş ve rahatsız etmiştir.
Vakıflar, tarih boyunca birbirinden önemli çeşitli hizmetleri üstlenerek çok sayıda kamusal ve toplumsal görevi başarıyla yerine getirmiş, devletlerin yetişemediği alanlarda hizmet ederek dualara konu olmuşlardır.
Bu vakıflardan birisi olan Bilim ve Sanat Vakfı da yüzlerce yıllık vakıf kültürünün getirdiği birikim ve hassasiyetle kurulmuş olup felsefe, bilim ve sanat gibi kültür alanlarında 40 yıldır faaliyet göstermektedir.
Üniversite bu vakfın asli faaliyeti olmayıp, uzun çalışmaların meyvesi olarak ortaya çıkardığı ürünlerden sadece birisidir.
Belli bir toplum kesiminde “üniversite”den çok daha öte anlamları olan ve faaliyet gösterdiği alanda binlerce nitelikli öğrenci yetiştirmiş bir kuruma uygulanan yaptırım, kanuna dayansa da Anayasa’ya ve temel hak ve özgürlüklere aykırı olup açık bir hukuksuzluktur.
Üniversiteye el koyma sürecini vakfa taşımak asla kabul edilemez.
Bilim Sanat Vakfı, bugüne kadar ortaya koyduğu çalışmalar ile binlerce kişinin karşılıksız hizmet aldığı, itibarlı ve İslami camia adına önemli bir kurumdur.
Üniversiteyi gerekçe göstererek Bilim ve Sanat Vakfı gibi köklü bir vakfa yaptırım uygulanması, vakıf kültürünü derinden zedeleyecek ve tamamen yok edecek bir geleneğin başlangıcıdır.
Gönüllülüğün esas olduğu vakıf kültüründe isimler de mekanlar da geçicidir.
Bilim ve Sanat Vakfı’nı kuranlar elbette çalışmalarına başka bir isim ve mekânda devam edebilirler, ancak vakıflara siyasi saiklerle yaptırım uygulanması yüzlerce yıllık vakıf kültürünü ve vakfetme düşüncesini zedeleyecek bir uygulama olup asırlara meydan okumuş vakıf kültürünün tehlikede olduğunun işaretidir.
Yaşanan süreç maalesef İslami camiaya karşı güveni ciddî manada zedelemektedir. Kazananı olmayan; ama kaybedeni bütün bir toplum olan bu sürecin bir an önce suhulete kavuşması en büyük arzumuzdur.
Siyasî olarak yaşanan rekabet, binlerce insanı ve kurumu tedirgin etmektedir.
Yaşananların vakıf kültürümüze ve geleneğimize büyük bir zarar vereceği aşikârdır. Bir akıl tutulması olarak gördüğümüz bu süreç devam ettirilmemelidir.
İSTANBUL PLATFORMU olarak,
Özelde Bilim ve Sanat Vakfı’nın, genelde ise tüm vakıfların her türlü politik tartışmadan uzak tutulması gerektiğini,
Yüzlerce yıllık vakıf kültürüne kalıcı zarar verecek, örgütlenme ve mülkiyet hakkına aykırı olan bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiğini,
YÖK Kanunu’nun ilgili maddesinin anayasaya ve temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu,
TBMM’nin harekete geçerek ilgili kanun maddesinin ilgası için çalışma başlatması gerektiğini,
hatırlatır, tüm toplum kesimlerini bu yanlışa karşı duyarlılığa davet ederiz.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.