1. YAZARLAR

  2. İrfan CAN

  3. Sivas Katliamı ve Başbağlar Katliamı
İrfan CAN

İrfan CAN

Yazar

Sivas Katliamı ve Başbağlar Katliamı

A+A-

        2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak otelinin yakılması sonucu etkinliklere katılan ve çoğu etkinlik organizesinde bulunan kimi yazar, kimi şair, kimi düşünür olmak üzere 33 kişi  ile  2 si otel görevlisi 2 si de dışarıdan (göstericilerden olduğu iddia ediliyor.)  37 masum vatandaşımız hayatını kaybetti.

        Otelde hayatını kaybedenlerin bir kısmının yanarak, bir kısmının da dumandan boğularak öldüğü açıklanmış olmasına rağmen, resmi açıklamaların dışında; söylentiler bir kısmının da ateşli silahlarla vurularak öldürüldüğü yönündedir.

         Bu katliam sırasında Madımak otelinde içlerinde Sn. Arif Sağ, Sn.Bülent Kaya ve  Merhum Aşık Mahsuni Şerif’in de bulunduğu  yaklaşık 40 kişi otelin arkasında bulunan BBP il binasına pencerelerden geçerek sağ olarak kurtulmuşlardır.*

         2 Temmuz Sivas Katliamından hemen 3 gün sonra 5 Temmuz 1993 tarihinde Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde akşam namazı sonrasında köye gelen eli silahlı kişilerce camiden çıkan 28 kişinin kurşuna dizerek 5 kişinin de evlerin içerisinde yakılarak toplamda 33 kişiyi hunharca katlettikleri bir başka katliam yaşandı. Katillerin köy meydanına topladıkları insanlara PKK propagandası yaparak bu katliamın Sivas Madımak katliamına misilleme olarak yapıldığını belirtmelerine rağmen olayı PKK nın sözcülerinin üstlenmemiş olması da manidar.

         Her iki katliamın yapılış şekli toplumu Alevi-Sünni kavgasına hazırlamak olduğu apaçık ortada iken yetkililerin bu konuda araştırma yapmamış olması da ayrıca düşündürücü.

         Bu iki katliam toplumun değişik kesimlerinde infial yaratmasına rağmen, Sivas Katliamının suçluları olarak yaklaşık 118 kişiye ceza verilmiş olmasına ve Başbağlar Katliamı katilleri bulunamaması nedeniyle her iki olayın gerçek katillerinin bu güne kadar bulunamadığına inanan binlerce insan var.

         Her iki katliam incelendiğinde, olayların arkasında cevaplanmamış binlerce soru ve kafa karıştıran olaylar söz konusudur.

         Pir Sultan Abdal Şenliklerinin Sivas merkezinde yapılmasına izin veren Valilik ve ona bağlı kolluk kuvvetlerinin öğle 14.00 civarında başlayıp akşam 20.00 da yangın sonucu meydana gelen katliamı durdurabilmek adına gerekli güvenlik  tedbirlerini neden alamadıkları sorusu önem arz etmektedir.

        Olayların başladığı saatlerde kalabalıkları dağıtmak için iki defa insanların karşısına çıkan o günün Sivas Belediye Başkanı Sn. Temel Karamollaoğlu halen bu olayların faili imiş gibi neden tanıtılmaya çalışıldığı anlaşılmamaktadır.

        Sivas katliamının olduğu tarihte hükümet DYP ve SHP ortaklığında idi. Başbakan Sn. Tansu Çiller, Başbakan Yardımcısı Merhum Sn. Erdal İnönü ve Kültür Bakanı Sn. Fikri Sağlar idi.

         Hükümet ortağı olan SHP ekibinin bu olay anında hızlı hareket ederek güvenlik tedbirlerini aldıramamış olması ve daha sonra gerçek katillerin bulunması konusunda pasif kalması soru işaretleri oluşturmaktadır.

         Özellikle bu gün Türkiye Solu’nu temsil ettiği söylenen CHP ekibinin Sivas Katliamını Kırmızı Çizgi olarak belirleyip katliamın gerçek sorumlularının bulunması konusunda adım atmayıp, suçlanan ve cezalandırılan kişilerin (Suçlanan ve cezalandırılan insanlar bu katliamı yapmadıklarını beyan ediyorlar.) dışında bu işi yapan gerçek katillerin bulunması konusunda ısrarcı olmamaları dikkatlerden kaçmıyor.

          Katliam sırasında Madımak otelinin pencerelerinden BBP il binasına geçen Sn. Arif Sağ ve Merhum Âşık Mahsuni Şerif’in bu olayda BBP il binasına nasıl geçtikleri ve neler yaşadıklarıyla ilgili bir beyanatlarına rastlanılmamıştır. Ancak orada bulunan Sn. Bülent Kaya’nın açıklamaları BBP binasına geçişi doğrulamakta ve orada kötü muamele görmediklerini belirtmektedir** 

          Toplumumuzun her hangi bir olay meydana gelmesi sırasında provokatörlerin ellerine kendilerini bırakarak, olayın oluş şekline göre ön sıralarda yer alması; olumsuzlukları tetiklemekte ve bu tip kargaşadan rant sağlamaya çalışanların ekmeğine yağ sürmektedir.

          Bu iki katliamda hayatını kaybeden ülkemizin masum 70 insanının yaşadığı bu tip elim olayları önlemek ülkemizde yaşayan Alevi-Sünni, Sağcı-Solcu,Dinli-Dinsiz,Türk-Kürt vs. her tarafın görevi olması gerekmektedir.

           Bu çerçevede vahşi birer katliam olan Sivas Katliamı ve Başbağlar Katliamlarının yeniden ele alınıp, şu anki hükümetle birlikte CHP’nin yetkililerinin de ellerini taşın altına koyarak ortak bir komisyonla olayları daha geniş bir bakış açısı ile değerlendirmeye tabi tutmaları hem Sivas Katliamında hem de Başbağlar Katliamında yakınlarını kaybeden insanlarımızı ruhen rahatlatacak , kafalardaki şüphe sorularını da ortadan kaldıracaktır.

          Her iki katliamın gerçek faillerinin bulunması dileği ile Sivas Katliamı ve Başbağlar Katliamında hayatını kaybeden masum insanlarımıza Rahmet diliyorum.***

*Merhum Sn.Muhsin Yazıcıoğlu’nunTV konuşmaları ve basın açıklamaları.

** Sn.Bülent Kaya’nın açıklamaları ve telefon görüşmemiz.

***Bu iki trajik olayın anlatıldığı bir çok haber ağı, Meclis Araştırma Komisyonu raporu, Mazlumder Sivas Davası Raporu.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum