Yoğun bakımın baş tacı: 9 Soruda solunum cihazı

ABD’li doktor Daniela J. Lamas yoğun bakımda yatan ‘corona’ hastalarının solunum cihazına bağlanması durumunda ne tür süreçlerden geçtiğine dair merak edilenleri dokuz soruda anlattı.

Çin’in Wuhan kentinde başlayan yeni tip corona virüsünün neden olduğu Covid-19 salgınından dünya genelinde 35 bine yakın kişinin hayatını kaybederken, vaka sayısı ise 730 bini geçti.

Türkiye’de ise dün itibarıyla can kaybı 131’e, vaka sayısı ise 9 bin 217’ye çıktı.

ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times’da yayınlanan yazıda, solunum cihazının kullanım süreçlerinden bahseden, yoğun bakımda görevli Lamas, aynı zamanda yoğun bakımdaki Covid-19 hastalarının tedavisinde izlenen yöntemlere dair bilgiler verdi.

1- Neden solunum cihazına bağlanmak zorundayım?

Hastanın akciğerleri ciddi hasar almış ve vücuttaki oksijen dolaşımı azalmışsa, burun maskesi ya da solunum maskesinden daha fazla oksijen sağladığı için hastayı solunum cihazına bağlıyoruz.

Solunum cihazını kullanırken cihazın borusunu hastanın boğazından aşağı ses borularına kadar indiriyoruz. Bu cihaz hasar almış akciğer hücrelerinin iyileşmesini sağlamasa bile, akciğere kendi kendine iyileşmesi için gerekli süreyi tanıma fırsatını veriyor. Boru yerleştirildikten sonra hastalar konuşamıyor.

2- Solunum cihazına bağlandığımda, bilincim açık mı oluyor?

Cihazın borusunu vücuda yerleştirirken hastalara ağrı kesici ve sakinleştirici ilaçlar veriyoruz. Hastalar cihaza bağlı olduğu sürece bu ilaçların kullanımı devam ediyor. Hasar görmüş akciğerler çok hassas olduğundan, daha fazla hasar oluşmaması için cihazdan verilen oksijen seviyesini hastaların derin değil kısa nefes alabileceği şekilde ayarlıyoruz.

Bilinci açık olan hastalar için kısa nefes alıp verme rahatsız edici olabiliyor. Dolayısıyla cihaza bağlı hastalar sürekli sakinleştiricilerin etkisi altında tedavi ediliyor. Ayrıca cihazın borusunun yol açabileceği öksürük ve mide bulantısı gibi rahatsız edici etkileri en aza indirmek için ilaç kullanımına devam ediyoruz.

3- Solunum cihazına bağlanmış birinin sağlık durumunun iyiye gittiği nasıl anlaşılıyor?

Cihazın birçok özelliğini dikkatlice ayarlıyoruz. Hasta iyileştikçe cihazdan verilen oksijen miktarını azaltıyoruz. Bu kararları verebilmek için, hastanın bağlı olduğu kalp ritmi monitörlerindeki oksijen seviyelerini izliyoruz. Buna ek olarak, bilekten kan örnekleri alıyoruz ve doğrudan kandaki oksijenin miktarını ölçüyoruz.

4- Hastanın sağlık durumu iyiye gitmiyorsa ne yapılıyor?

Eğer solunum cihazı ve diğer ilaç tedavilerine rağmen hastanın kanındaki oksijen seviyesi düşüş gösteriyorsa, ‘yüzüstü yatırma’ dediğimiz bir yöntem uyguluyoruz. Bu yöntemde, hasta günün çoğunu yatakta yüzüstü pozisyona yatar bir şekilde geçiriyor.

Bazı hastanelerde bunun için özel dizayn edilmiş yataklar mevcut. Bu yöntem kanın akciğerlerdeki damarlardan akışını değiştirerek, ciğerlerin çökmüş bölümlerinde yer çekimi nedeniyle birikip pıhtılaşmasını önlüyor. Kulağa garip gelse bile birçok araştırma bu yöntemin akciğerlerin ciddi hasarı uğradığı hastalarda ölüm riskini azalttığını ortaya koyuyor.

5- Eğer bunlardan sonuç alınamazsa, o zaman ne yapılıyor?

Doktorunuz ‘ekstrakorporeal membran oksijenasyonu’ (ECMO) adı verilen bir yöntemden bahsedebilir. Bu aslında akciğerlere bypass yapan bir cihaz.

Bu cihaz birçok hastanede bulunmuyor. Yöntemin de inme ve ağır kanama gibi ciddi riskleri var. Fakat bazı durumlarda bu en cihaz en iyi çözüm olabilir. Eğer doktorunuz bu adımın uygun olduğunu düşünüyorsa hastanın ailesine riskleri anlatacaktır.

6- Acil bölümünde doktorlar başka nelerin takibini yapıyor?

Genelde daha sık olsa bile her organın işleyişini günde en az bir kez kontrol ediyoruz. Akciğerler iyileşirken diğer organları olabildiğince sağlıklı tutmaya çalışıyoruz. Kalp ve böbreklerin durumunu özellikle yakından takip ediyoruz. Ayrıca oluşmaya başlayan enfeksiyonlara karşı da tetikte oluyoruz. Böyle bir durum söz konusu olduğunda antibiyotiklerle hızlıca tedavi ediyoruz.

7- Uzun süreli akciğer hasarı oluyor mu?

Covid-19 yeni bir hastalık. Bu hastalığı atlatanların vücudunda uzun sürede olup bitenleri inceleyecek çalışmalarımız yok henüz. Fakat Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) hastalarından bildiğimiz kadarıyla akciğerler iyileşiyor, ama bu aylar ya da yıllar sürebiliyor. ARDS hastalarının, hastalığı atlattıktan sonra kaygı, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve hatta bilişsel bozukluk gibi birçok sorunla mücadele ettiğini biliyoruz.

8- Doktorlar hastayı cihazdan alamazsa ne oluyor?

Bazı hastalarda iyileşme çok yavaş olabiliyor ve kişi iki haftadan daha uzun süre solunum cihazına bağlı yaşamak zorunda kalabiliyor. Böyle durumlarda doktorlar hastanın ailesiyle görüşüp ‘trakeostomi tüpü’ denen, boyuna takılan plastik bir tüpe geçiş yapılmasını önerebilir.

Bu tüp ses tellerine gelecek zararı en aza indirirken, akciğerlerin iyileşmesi için daha uzun bir süre tanıyor. Daha önceden herhangi bir rahatsızlığı bulunmayan hastalar için trakeostomi tüpü makul bir seçenekken, daha ileri yaşta ve başka rahatsızlıkları bulunanlar için pek de uygun olmayabilir. Dolayısıyla işler buraya geldiyse, bir sonraki adımı planlamak için dikkatlice düşünülmesi lazım.

9- Ailemden biri hastanede yatıyorsa, ben tedavi sürecine uzaktan nasıl katkı sağlayabilirim?

Hastaneler, virüsün yayılmasını önlemek ve hastaların güvenliğini sağlamak için ziyaretçi almamaktadır. Bu biz doktorlar için olduğu kadar, hastalar ve yakınları için de gerçekten yürek burkan bir durum.

Yakınınızın tedavisinde sizi bilgilendirmek için doktorlar elinden geleni yapar. Eğer imkan varsa uzaktan görüşme ayarlanabilir.

YAŞAM Haberleri

Adanalı Leyla Üren, Şanlıurfa'da katledildi!
Feke’de meralara su sıvatları yerleştirildi
Polislere küfür edip sosyal medyadan "Erkekseniz beni alın" diyen kişi tutuklandı
Adana’da uyuşturucu partisine operasyon: 6 gözaltı
Seyhan Rotary’den eğitime önemli destek