SIRAYLA GİDELİM,
SOĞUK SUDA YAVAŞ YAVAŞ ISITILAN KURBAĞA KİM?
Suriyeli Sığınmacılar 2013
SURİYELİ SIĞINMACILAR (Ekspres Gazetesi / ADANA 24.06.2013)
Sınırımızın 877 km. olduğu Suriye’den,ülkemize sığınmacı gelmeye başlamasından bu yana yaklaşık 1 yıl geçti.
Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 12’nci maddesi, “Türk vatandaşlığının kazanılmasında istisnai halleri düzenliyor. Buna göre, “Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla”, “Vatandaşlığa alınması zaruri görülen kişiler”, “Göçmen olarak kabul edilen kişiler”, Bakanlar Kurulunun kararı ile Türk vatandaşlığı hakkını kazanabiliyor.
CHP Mersin Milletvekili, Sn. Vahap Seçer; Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacıların, önümüzdeki seçimlerde oy kullandırmak amacıyla, Türk vatandaşlığına geçirildiklerine dair şikayet alması üzerine, TBMM’ne verdiği, 04.03.2013 tarihli ve 7/19264 esas sayılı, Türk vatandaşlığına geçen ve seçmen kütüğüne alınan kişi sayısına ve Suriyeli mültecilere ilişkin yazılı soru önergesi verdi.
T.C. İçişleri Bakanlığı’nın, Sn. İçişleri Bakanı Muammer Güler imzalı, 20.03.2013 tarihli ve 114776 sayı numaralı TBMM Başkanlığına, 24.05.2013 tarihinde verdiği cevap yazısında;
1. madde-Seçmen kütükleri oluşturmak ve güncellemek, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığının yetkisindedir.
3. Madde- 10.04.2013 tarihi itibariyle, Suriye den ülkemize giriş yapan ve geçici barınma merkezlerinde kalan kişi sayısı, 191.925’dir. Bugüne kadar geçici barınma merkezlerinden ayrılan kişi sayısı ise 97.105 olup, toplamda 289.030 kişi geçici barınma merkezlerinde misafir edilmiştir. Suriyeli sığınmacılardan Türk vatandaşlığına alınan kişi bulunmamaktadır.
8. Madde- 2010 yılından 03.04.2013 tarihine kadar 987 Suriye uyruklu kadın, evlenme yolu ile Türk vatandaşlığını kazanmıştır.
Birleşmiş Milletler (BM), Suriye'deki savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeli mülteci sayısının 500 bine ulaştığını açıkladı. Hali hazırda 500 bin kişi olan sığınmacı sayısının, 2013 yıl sonunda 1 milyonu bulabileceği belirtildi.
Suriye’deki iç karışıklık kolay kolay bitecek gibi görünmüyor, Ortadoğu’nun anlaşılması zor siyaseti, Türkiye’yi tarihte olduğu gibi bu günde her anlamda zor duruma sokuyor.
Suriye sınırında ticaret yapan Türk firmaları, nakliye başta olmak üzere işlerinin tıkanması konusunda sorun yaşıyor.
Şu ya da bu yolla Suriye’den Türkiye’ye geçen, büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığının bölgesel olarak, yerli üreticiyi düşürdüğü olumsuz durum göz ardı edilemeyecek durumdadır.
Suriyeli sığınmacılar konusunda, tüm kamplarda bu uygulama var mı bilmem ama Adana da, çadır kentlere gidip, çadır kent sorumlusu komutanın hazırladığı bir izin kağıdı ile yevmiye olarak çok az bir para ödeyerek günlük işçi alınabiliyor. Adana da işsizlik bu derece yaşanırken, günlük işçi olarak çalışan Adanalı vatandaşımız, bir darbe de buradan yiyor.
Sığınmacıların; Siyasi Partiler için potansiyel oy deposu olduğu gerçeğinden hareketle, iştahları kabartan sayıları hiç de yabana atılır gibi değil.
Fakat, Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilirse eğer, vatandaşlık veren hükümeti oluşturan partiye mi, yoksa muhalefet partilerine mi oy vereceklerini tahmin etmek de zor değil bence, bu durumda bu oy potansiyelinin kimlerin iştahını kabarttığı da ortadadır.
Bu konuyu siz okuyucularımla paylaşmak gereğini duydum. Bekleyip hep birlikte göreceğiz. Takibi bırakmayalım, bakalım ne olacak.
Yorum sizlerin…
2016
Sığınmacıların; Siyasi Partiler için potansiyel oy deposu olduğu gerçeğinden hareketle, iştahları kabartan 4 milyon hiç de yabana atılır bir sayı değil.
Bunun yanında Suriyeli sığınmacıların, kendilerine vatandaşlık hakkı veren hükümeti oluşturan partiye mi, yoksa muhalefet partilerine mi oy vereceklerini tahmin etmek de zor değil, bu durumda bu oy potansiyelinin kimlerin iştahını kabarttığı da ortadadır.
Turgut Özal zamanında Irak’tan gelen mültecileri hepimiz yaşadık gördük. Şimdi de Suriye’den gelen mültecileri vatandaş yapıyoruz. Bunun sonuçlarını da maalesef ki zaman içerisinde çocuklarımız yaşayacak ve görecekler.
Bana göre bu karar, gelecekte ülkemizin çok büyük sıkıntılar yaşayacağı derin, çok yanlış ve tarihi bir karardır.
Adana’da bir kafeye oturduğunuzda, 1 saat içerisinde en az 5 Suriyeli gelip yarım Türkçeleriyle dileniyorlar, kırmızı ışıkta aracınızla dururken o kadar kısa sürede en az 3 Suriyeli aracınızın camlarını silmek için harekete geçiyor. Şehirdeki kaldırımlar Suriyeli dilencilerle dolup taşıyor.
İnsanlık anlamında yardım etmek, ülkemizde misafir etmek düşüncesine katılırım, bu bizim kültürümüzde vardır. Bizler yardımsever ve duygusal bir milletiz.
Fakat; Bu insanları kamplarda geçici süre misafir etmek yerine başıboş şekilde şehirlere bırakmak nasıl bir mantıktır bunu anlamak mümkün değil. Bunun yanında bir de “vatandaşlık” vermek oy potansiyeli olarak görmek haricinde nasıl bir hesabın sonucu olabilir ki?
PKK ve IŞİD ile bu kadar sıkıntı yaşayıp canlarımızı verirken, vatandaşımız olacak, genelde vasıfsız ve zaman içerisinde nasıl şekilleneceklerini tahmin etmenin zor olmadığı Suriyelilerin, hepimizin yaşamlarını doğrudan ve negatif etkileyeceği bir gerçektir.
Ülkeleri bu durumdayken kalıp savaşmak yerine kaçıp bize sığınan bu insanlarla, vatanında her sorun yaşandığında Askere alınmak için sıraya giren Türk Milleti temelden farklıdır.
2020
Suriyeli sığınmacı sayısı yaklaşık 5 milyona ulaştı.
Türk Vatandaşı olan Suriyeli sayısının 150 bin olduğu söyleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriyeliler Türk Vatandaşı yapılsın, kendilerini evlatlık gibi hissetmesinler, sahiplensinler memleketi” anlamına gelen cümleler kurmaya başladı.
Bu arada ülkemizde işsizlik had safhaya ulaştı.
ABD ve Rusya, Suriye’de bulunan terör örgütleriyle kanka olmuş durumdalar ve bunu artık saklama gereği bile duymuyorlar.
“Güvenli Bölge” oluşturmak amacıyla Askerimiz, planladığımız kadar olmasa da Suriye topraklarına girdi.
Bundan rahatsız olan ABD, ve bazı Avrupa ülkeleri, ilişkilerimizde kriz çıkarmaya çalıştılar, çalışmaya devam ediyorlar.
İlk başta kamplarda konuşlandırılan Suriyeli sığınmacılar, artık tüm ülkede her yerde bedava yaşıyorlar, öyle ki Adana’da toplanıp yürüyüş bile yaptılar geçen hafta!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İdlib’den 130 bin Suriyeli sınırlarımıza doğru geliyor” söyleminden yola çıkarsak, 4 milyon nüfusu olduğu söylenen İdlib’den gelen Suriyeli 130 bin ile sınırlı kalmaz gibi düşünülüyor.
Ve en önemlisi, savaştan kaçıp gelen Suriyeliler arasında, Daeş, Ypg, Pyd v.b. teröristlerin olmadığını nasıl anlayacağız, eğer bu guruplarla teröristleri de HOŞGELDİNİZ diye ülkemize alıp, şehirlerimizde serbestçe dolaşmalarına izin verirsek vay halimize!..
Suriyeli Sığınmacıların ülkemizdeki sayılarına ve diledikleri gibi özgürce yaşamalarına göz yumulduğunu düşünürsek, zaman içinde sosyal anlamda yaşanan kültür karmaşası nedeniyle büyük sorunlar doğuracağını görmemek saflık olur.
Suriye, hem yurt içinde ve hem de dış ilişkilerimizde gün geçtikçe daha fazla sorun oluyor ve olacağa benziyor.
Dün, Tel Abyad’da bir Uzman Çavuşumuz Şehit oldu, Şehidimize Allahtan Rahmet, Türk Milleti’ne baş sağlığı diliyorum.
2022
Bir göndereceğiz, bir göndermeyeceğiz deniliyor,
Kimin ne dediğini halk çokta anlamıyor sanki,
Uluslararası yasaya göre gönderemeyiz denilirken, bu yasanın yeni mi farkına vardık diye düşünüyor vatandaş?
Peki;
Sonuç olarak anlaşılan o ki, yukarıdaki 2013’den itibaren verdiğim bilgiler, suyun akışı gibi tarihin devamını sağlayacak görünüyor.
Düştük bir çukura, canımız yanıyor sanki…