19 Ocak 1949 tarihinde Adana’da doğdu. Yeşilçam’ın ‘hatırlanmak istenmeyen’ yıllarında (1970’ler) hatırlanması istenmeyen (kimileri bu seriyi ‘seks filmleri furyası’ diye anıyor) filmlerinin aranılan ve çok izlenen başrol oyuncularından biri oldu.
Görgün, Adana Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitim hayatına devam etmedi. Oyuncu Demir Karahan’ın (doğum 1944) kardeşi ve oyuncu şarkıcı Melih Görgün’ün (doğumu 1980) halasıdır.
Melek Görgün Adana’da bir süre terzilik yaptı. Terzilikle birlikte modellik mesleğini de yapan Görgün 1967’de ilk kez kamera karşısına geçti. Yönetmenliğini Yılmaz Duru’nun yaptığı ve başrollerinde Yılmaz Güney ile Tijen Par’ın oynadığı ‘İnce Cumali’ filminin Adana’da yapılan çekimleri sırasında film için bir genç kıza ihtiyaç duyulması üzerine Melek Görgün sinema dünyasına adım attı. İlk filminin ardından Görgün oyunculuğa devam edebilmek için İstanbul’a taşındı.
Görgün’ün yaşamını değiştiren bu sürpriz ilk film teklifini bakın fantastik Türk filmlerinin unutulmaz yönetmeni Yılmaz Atadeniz nasıl anlatıyor?
“Melek Görgün’ü Adana’da tanıdım. İnce Cumali’nin (1967) çekimleri sırasında. Filmde küçük bir rolü vardı. Sanırım başka bir isim kullanıyordu o zamanlarda. Sonradan Melek Görgün adını aldı. Ben de o ara Adana’da Yılmaz Güney ile Çirkin Kral Affetmedi (1967) çekiyorum. Yani Yılmaz hem İnce Cumali’de hem de benim filmim Çirkin Kral Affetmedi’de oynuyor aynı anda… Daha sonra Melek Görgün İstanbul’a geldi ve filmlerde oynamaya başladı, şöhret oldu. Tekrar karşılaştık ve benimle de filmler yaptı…”
Melek Görgün’ün İstanbul’da devam etmek istediği oyunculuk macerası dönemin şartlarına göre şekillendi. Görgün, Avrupai incecik fiziği sayesinde kısa sürede en sevilen ve tercih edilen oyunculardan biri haline geldi. Onun oyunculuk tarzı kendine özgüydü. 1967’den 70’li yılların ortalarına kadar 70 civarında filmde oynadı. Kendisi gibi Adanalı olan Yılmaz Güney’le çevirdiği filmler çok beğenildi. 1970’lerin sonunda başlayan ‘seks filmleri furyası döneminde’ bir yıl içinde neredeyse 40 filmde rol aldı. O yıllarda bir yılda en fazla yapımda rol olan oyuncu rekoru kırdı. 1978 yılında oyunculuğu bıraktığında geride 100’den fazla sinema filmi vardı.
İLK FİLMİNDE FİGÜRAN, İKİNCİ DE ‘YARDIMCI OYUNCU’ OLDU
1967’de figüran olarak son dakikada dâhil olduğu İnce Cumali’nin ardından kimi kaynaklarda Felaket Sözcüsü kimilerinde Felaket Kuşu diye anılan bir filmde oynadı. Bu filmin ismine dair kafa karışıklığını bir sinema yazarı şu tespitle ‘tatlıya’ bağladı; “Biri birinden kopya birçok kaynakta Melek Görgün’ün ilk filminin 1967 yapımı ‘Felaket Sözcüsü’ olduğu yazılı. Ancak Sinema Türk’te bu film ‘Felaket Kuşu’ adıyla kaydedilmiş. Zaten filmin afişinde de bu isim kullanılmış. Yönetmen Turgut N. Demirağ. Oyuncular; Nebahat Çehre, Turgut Özatay, Feridun Çölgeçen, Suzan Avcı, Melek Görgün, Erol Tezeren. Ne var ki, ‘Felaket Kuşu’nun afişindeki senaryo yazarı ve oyuncu isimleri bir başka avantür film olan ‘Namı Diğer Parmaksız Salih’ filminin afişiyle birebir aynı…”
FİLMOGRAFİSİ’NDEKİ FİLM İSİMLERİ SİNEMADAKİ YERİNİ BELİRLİYOR
Özetle Melek Görgün’ün İnce Cumali’de figürasyon, Felaket Kuşu’nda görece daha ön planda bir rol ile başlayan oyunculuk kariyeri 1969’da Gültekin Amazon Kızlara Karşı, Mete Han Amazonlara Karşı, Seninle Ölmek İstiyorum ve İnleyen Nağmeler ile devam etti.
1970 yılı boyunca rol aldığı filmler şöyle sıralandı; Canlı Hedef, Donanma Kamil, Gölgedeki Adam, Kızım Sana Emanet, Sen de Bizdensin, Son Söz Benim, Bomba Ahmet, Koreli Kemal, Maskeli Şeytan, Çifte Yürekli.
1971’de Ateş ve Barut, Ay Bu Gece Doğacak, Azrail, Aşk Uğruna, Dört Ateşli Yosma, Batakhaneler Kralı, Bayan Bacak ve Tabanca Bıçak, Bilardo Kazım, Bugün Sende Yarın Bende, Gecelerin Öfkesi, Hey Amigo Beş Mezar, Hey Amigo Sartana, Kin Silah ve Namus, Kinova, Kızgın Yabancı, Silahlar Susmasın, Solan Bir Yaprak Gibi, Sıra Sende Yosma, Asker Ahmet, Battal Gazi Destanı, Cehenneme Bir Yolcu, Cilalı İbo Yetimler Meleği, Dişi Hedef, Fakir Kızın Kısmeti, Kanunsuz Sokak, Kazanova Niyazi, Sevimli Hırsız, Tophaneli Murat, Vurguncular, Zehir Hafiye, Çapkın ve İnsafsız, Ölüm Korkusu, Ölümden de Acı, Ölümsüzler, İki Yosmaya Bir Kurşun, Şeytana Uyduk Bir Kere.
YEŞİLÇAM’IN LANETLİ TARİHİNDEN BİR ADANALI GEÇTİ
Öteki Sinema isimli internet sitesinde yayınlanan ‘Yeşilçam’ın Lanetli Tarihi: Seks Furyası Filmleri” başlıklı röportajda, ‘hatırlanması istenmeyen’ yıllarda Yeşilçam’da sinema sektörünün nasıl çalıştığı, sektörün başat isimlerinden birinin Yılmaz Atadeniz’in anlatımıyla tarihe geçiyor. Aynı röportajda Yeşilçam’ın lanetli tarihinde bir Adanalı kadın oyuncunun nasıl geçtiğinin izlerini takip etmek de mümkün.
Filmlerinizde genel olarak hangi kadın oyuncularla çalışmayı tercih ederdiniz?
Yılmaz Atadeniz: Benim filmlerinde Feri Cansel, Suzan Avcı, Mine Mutlu, Melek Görgün, Sevda Ferdağ gibi çok sevdiğim kadın oyuncular rol aldılar. Kadın oyuncu dedik de Yeşilçam’da kadın oyuncu olmak çok zordu. Özellikle benim çalıştığım oyuncular büyük bir özveriyle işlerine sarılırlardı. Soyunmaları gerektiğinde soyunur, tehlikeli sahnelerde oynamaları gerektiğinde ellerinden geldiğince rollerini yapmaya çalışırlardı…
Siz neler çektiniz bu dönemde, bu furyada?
Atadeniz: O’nun Hikâyesi’ni (1975) yaptım Melek Görgün’ün oynadığı… Salt cinsellik, seks, hatta aykırı seks üzerine kurulmuştu film… Melek Görgün geçirdiği bir kazadan sonra beyninde oluşan bir hasar sonucu aşırı isterik bir kadın oluyordu… Nerede olursa olsun, kiminle olursa olsun seks yapma tutkusuyla yanıp tutuşmakta, bu arzularını da her fırsatta tatmin etmeye uğraşıyordu… Bir Lunapark’ta, hani kahkaha aynaları vardır ya, şişman ya da zayıf gösterir insanı. İşte o aynaların olduğu odada park bekçileri olan Yadigâr Ejder ve Kudret Karadağ ile aynı anda sevişiyordu… Orjilere katılıp seksi en uç noktalarda yaşıyordu…
Melek Görgün ile nerede ve nasıl tanıştınız?
Atadeniz: Melek Görgün’ü Adana’da tanıdım. İnce Cumali’nin (1967) çekimleri sırasında. Filmde küçük bir rolü vardı… Daha sonra Melek Görgün İstanbul’a geldi ve filmlerde oynamaya başladı, şöhret oldu. Tekrar karşılaştık ve benimle de filmler yaptı: Azrail Benim (1968), O’nun Hikâyesi (1975) ve Maskeli Şeytan (1970) gibi. Maskeli Şeytan’da soğuk, karlı, ıslak bir havada Melek Görgün çırılçıplak soyunarak özveriyle çalıştı. Tabanlarına kat kat sargıda kullanılan ten rengi bantlardan yapıştırmama rağmen üşüttü ve yumurtalıklarından hastalandı.
Sette nasıldı Melek Görgün? Anlaşılması kolay biri miydi, kapris yapar mıydı?
Atadeniz: Hiç kapris yapmazdı. Tam tersine sette çok yumuşak, hiç sinirlenmeyen bir yapısı vardı. Sette soyunurken çok rahat idi. Profesyonel, uyumlu, dost bir insan idi. Hiç geç kalmaz, olay çıkarmazdı. Hatırlıyorum, Onun Hikâyesi’nde (1975) para bile almamıştı. Sanırım benim filmim olduğu için. Bu film onu iyice popüler yaptı. Hemen sonrasındaysa göğüslerini silikonla büyüttü. Unutmadan söyleyeyim, Türk sinemasında ilk silikonlu kadın oyuncu Feri’dir (Feri Cansel). Daha önce kadın oyuncular göğüslerini ten rengi sargı bandanayla koltuk altlarından bantlar, dikleştirirlerdi…
FİLM İSİMLERİ KARİYERİNİ GÖSTERİYOR
1972’de; Balıkçı Kız, Bir Kız Böyle Düştü, Cezanı Çekeceksin, Dişi Akrep, Fosforlu Melek, Karmen, Kefenin Cebi Yok, Ocak Söndürenler, Ve Güneşe Kan Sıçradı, Vur Vur Kaç Kaç, Acı Pirinç, Kırbaçlı Yosma, Ölüme Yaklaşma, Ölüme Son Adım, Üç Mahkûm.
1973’de; Beni İntikam Bekliyor, Dertli, Namın Yürüsün Behçet, Ve Onu Vurdular.
1974’de; Her Gece Bardayım, Mağlup Edilemeyenler, İntikam.
1975’de; 24 Ayardayım, A'dan Z'ye Kadar, Alemin Keyfi Yerinde, Bana Beş Avrat Yetmez, Beşine de Vur, Derece 37, Hamamcı Şevket, Kazım'a Ne Lazım, Oh de Yavrum Oh de, Oniki Çılgın Kız, Rejisörün Yatak Odası, Trafik Cemal, Ye Kürküm Ye, Yirmidört Ayardayım, O'nun Hikayesi, Çin İşi Japon İşi.
1976’da; Su Perisi Elması, Şeytan Diyor ki.
O’NUN HİKÂYESİ’NDE DÖNEMİN YILDIZLARIYLA OYNADI
Melek Görgün 1975’de yönetmenliğini Yılmaz Atadeniz’in yaptığı ‘O’nun hikâyesi’ adlı filmde Kuzey Vargın, Nubar Terziyan, Kenan Pars, Ünsal Emre ile birlikte rol aldı.
Görgün 1977’de Alo Polis, 1978’de Bizim Fıstıklar, Erkeklik Öldü mü Abiler, Hayat Kadınları ve Kadınlar Koğuşu isimli filmlerde rol aldı.
YEŞİLÇAM’IN LANETLİ KADINLAR LİSTESİNDE BİR ADANALI
Sinema yazarı Murat Tolga Şen, “Yeşilçam’ın Lanetli Kadınları” başlıklı yazısında Adanalı Melek Görgün’e özel bir başlık açar; “Yeşilçam’ın Lanetli Kadınları listemizde sırada Melek Görgün var. 1967 yılında siyah beyaz filmler döneminde Felaket Kuşu adlı filmle sinemaya başlayan Görgün, 1970’li yılların ortalarından itibaren erotik filmler akımında da yer aldı. Filmleri dışında özel hayatı ve cesur açıklamalarıyla magazinde de yer bulmuş, dönemin zengin bekârları için gözde sevgili olmuştur. İlginç, erkeksi hatları olan bir yüzü, Avrupai bir fiziği vardır. Oyunculuğu da üst seviyededir ama yönetmen sevgilisi olmadığı için ‘bazıları’ kadar ünlü olup şu an saygı görmekten uzaktır.”
Melek Görgün, 1967–1978 yılları arasında Sinema Türk kayıtlarına göre 112 filmde oyuncu olarak rol aldı. Rejisörün Yatak Odası filminin hikâyesi ona aittir. Sanatçı ayrıca ‘Çifte Yürekli’ adlı filmin müzik ekibinde de yer aldı.
REJİSÖRÜN YATAK ODASI’NDA ADANALILAR BİRARAYA GELDİ
1 Temmuz 1975’de vizyona giren bir film Melek Görgün’ün filmografisinde ayrı bir öneme sahip. Sinema sektörüne dair arşiviyle pek çok esere kaynaklık eden Sinema Türk’ün kayıtlarına göre filmin hikâyesini Melek Görgün ve Adanalı yazar Orhan Kemal birlikte kaleme aldı. Ertunç Film adına çekilen Rejisörün Yatak Odası’nda yine bir Adanalı sinema oyuncusu Bilal İnci rol aldı.
Şöhret olmak için Yeşilçam’a gelip bazısı yıldız olan, bazısı da kötü yola düşen genç kızların hikâyesinin anlatıldığı film kimi eleştirmenler tarafından, ‘seks filmleri furyasına’ dâhil edilmemesi gereken nitelikli bir Yeşilçam yapıtı. Filmin künyesinde senarist olarak Ali Fuat Kalkan’ın adı var. Hikâyenin Orhan Kemal’in ‘Kötü Yol’ filminden esinlendiğini öne süren kaynaklarda var. Filmle aynı adı taşıyan ve Jean Ceric isimli bir yazara ait olduğu kayıtlara geçen 1967 yılında basılmış bir romanda bulunuyor.
SİNEMATİK YAZARINA GÖRE: MELEK GÖRGÜN VAMP KADIN
Sinematik yazarı Utku Uluer, Adanalı sinema oyuncusu Melek Görgün’e Yeşilçam literatürü yazılırken haksızlık edildiği görüşünde. İşte Uluer’in kaleminden bir Melek Görgün portresi ve arşiv taraması;
“Sanırım sanat dünyasında Türkiye’de ve hatta dünyadaki ana sorunlardan birisi sadece bir kişiyi baş tacı ederek alarak her şeyi onun çevresinde değerlendirmek. Yani ya bir numara olacaksınız ya da hiç kimse. Yeşilçam’ın güzel kadınları konusunda bu durum oldukça acımasız. Bu yüzden her şeyde referans noktası olarak Türkan Şoray ele alınıyor. Fatma Girik gibi önemli oyuncularımız bile göz ardı edilirken Mine Mutlu, Arzu Okay ve Melek Görgün gibi isimlerin durumu daha da zor. Onların üzerine yapıştırılan ‘seks furyası dönemi oyuncuları’ etiketi günümüz de bile ikiyüzlülüğünü gösteriyor.
Agâh Özgüç, Mesut Kara, Metin Demirhan ve Giovanni Scognamillo gibi danıştığımız ana kaynaklar da olmasa pek çok isim önemsiz görülerek yok olup gidecekler ki bu konuda pek çok örnek mevcut.
Melek Görgün, Feri Cansel ve Arzu Okay gibi isimlerin çevresinde yapılacak araştırmalar aslında bizi derinlemesine bir Yeşilçam analizi yapmaya götürecektir. Son yıllarda Melek Görgün ve onun filmlerindeki vamp kadın yönü üzerine görsel materyaller de topluyorum. Bu oldukça zor bir durum çünkü kategorize edilmemiş bir ortamda ulaşabileceklerimiz kısıtlı maalesef fikir ve materyal hırsızlığı pek çok arşivciyi küstürmüş o yüzden kıyısından köşesinden tırmalıyoruz.
Fotoğraflardan anladığım kadarı ile bile Görgün’ün Yeşilçam’da yaratılan kadın imgesine göre çok alternatif bir çizgisi var. Asım Mavzer‘de o ünlü yılan sahnesinden sonra evde yakalanan diğer kadın olan Melek Görgün Mavzer’e de tokat atmaya çalışıyor. Başka bir filmde, hem de kovboy filminde Erol Taş’ın sevgilisi olarak köy baskınında o da silah sıkıyor, çatışmanın içinde yer alıyor, bir başka bar sahnesinde ise erkekler ile kavgada kafa kafaya yer alıyor. Burada yarattığı imaj aslında sadece bir “Erkek Fatma” değil çünkü cinselliğini de yeri geldiğinde kullanan bir kadın. Gerçek bir vamp kadın ve hatta femme fatale!. Ama bu karakterli durum ülkemizde kolay kadınlık olarak ele alındığı için filmlerde işi iki kere daha zor aslında. Yinede Melek Görgün’ün yenilmez bir duruşu var.
Melek Görgün 60’lı yıllarda sinemaya başlıyor. Genellikle yardımcı kadın oyuncu olarak filmlerde öne çıkıyor. Dikkatimi çeken bir diğer önemli detay ise “kötü kadın” rollerinde oldukça çok yer alması. Genellikle de jönü yok etmek isteyen, gece kulübü sahibinin veya patronun sevgilisi olarak oldukça çok filmde yer almış. İnatçı ve savaşçı kimliğiyle erkeklere bile kafa tutuyor ve birçok aksiyonda yer alıyor.
Diğer oyuncuları araştırdığım ve taradığım zaman Görgün’ün pek fazla ele alınmadığını düşündüm ve daha detaylı araştırmaya karar verdim. Ancak elimdeki kaynaklar sınırlı kaldı. Melek Görgün hakkında faydalandığım kaynakların başında Metin Demirhan ve Giovanni Scognamillo’nun kitabı Erotik Türk Sineması geliyor…”