Adana Büyükşehir Belediyesi devasa bir kurum ve fakat maalesef ki devasa da borçları var.
Belediye Kanunu (Kanun No. 5393)
MADDE 1. — Bu Kanunun amacı, belediyenin kuruluşunu, organlarını, yönetimini, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usûl ve esaslarını düzenlemektir.
MADDE 2. — Bu Kanun belediyeleri kapsar.
MADDE 3. — Bu Kanunun uygulanmasında;
- Belediye: Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisini İfade eder.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 3-a maddesi açık, bu maddeye göre belediyeler hizmet için vardır ve kar amacı güden hiçbir faaliyette bulunamazlar.
Şimdi bu seçenek ortadan kalktı, yani su zammı yapmak haricinde para kazanmak için çok bir seçenek kalmadı. (Ticarethane mantığıyla kullanılabilse, iki buçuk milyon Adanalıya (önceki dönemde 360 TL’ye su sayacı satılığı gibi, halen satılıyor mu bilmiyorum) bir şeyler satar belki borcunu ödeyebilirdi.)
İller Bankasından gelen para daha hesaba girmeden metro borcundan dolayı yaklaşık %40 oranında kesintiye uğruyor.
Üstüne Zeydan Karalar’ın bir buçuk yıldır her konuşmasında belirttiği gibi, önceki yönetimden kalan çok fazla borç var,
Bu arada Koronavirüs salgın sürecini yaşadık, halen yaşıyoruz. (ki bence bu süreç, başkanın neden iş yapamadığını açıklaması için iyi bir fırsat oldu)
Mecliste “Cumhur İttifakı çalışmamızı engelliyor” söylemleri de tamam.
Bu şartlarda; Zeydan Karalar, “borcu bitireceğim, belediyeyi düze çıkaracağım” söylemlerini sürdürürken, icra memurları gelip masasını ve koltuğunu haczetti ve gitti.
Bir de baktık ki, başkanımız makamında yerde bağdaş kurmuş düşünüyor.
Sonra bir baktık ki yine ayağa kalktı, bir tahta masa ve 2 tahta sandalye getirtip kendine makam koltuğu ve masası yaptı.
Üstüne, “Benim makama ihtiyacım yok, benim makamım sokaklardır” diyerek güzel de bir konuşma yaptı.
Sonra her zaman olduğu gibi ulusal kanallarda anlatmaya başladı olayı, “ben haklıyım” dedi.
Burada iki konu var benim merak ettiğim;
Birincisi; Yukarıdaki tabloya bakarsak, “belediyeler vatandaşa hizmet için vardır, kar amaçlı bir faaliyet yapamaz” kanununu da düşünürsek para gelecek pek bir yer kalmıyor, Adanalılar olarak hizmetten vazgeçsek dahi, başkanın çizdiği tabloya göre belediye bu borçları ödeyemeyecek gibi görünüyor.
İkinci konu ise; Şartlar ne olursa olsun, suçlu kim olursa olsun, engelleyecekken engellemeyen kim olursa olsun, 1871 yılında kurulan Adana Belediyesi’nin başkanlık odasındaki masa ve koltukların haczedilerek götürülmesi rezilliğinin hem Adana insanlarına, hem Türkiye’ye ve hem de Dünya’ya nasıl unutturulacağı konusudur.
Adana, tarih boyunca böyle rezillik görmemiştir, bu rezillik kimsenin özel şirketinde veya evinde değil, iki buçuk milyon Adanalı’nın öz be öz kendi malı olan belediyesinde yaşanmıştır.
Kimin kimle, hangi partinin hangi partiyle, hangi ittifakın hangi ittifakla sorunu olursa olsun, hiçbir kimsenin veya gurubun Adanalı insanlara utanç verici bu durumu yaşatmaya hakkı yoktur.
İnancım odur ki; herkes Adana üzerinde oyunlar kurarak siyaset yapmak peşine düşmüş, Türkiye’yi besleyecek güçte olan bu kentin bu durumlara düşmesini ibretle ve üzülerek izliyoruz.
Adanalılar duygusaldır, delikanlıdır, bu insanlara bunu yapmayın, kavganızı milletin belediyesi üstünden yaparak Adanalıları ele güne karşı utanç duyacağı hallere sokmayın.
Ben; Londra’dan, Frankfurt’tan, Melbourne’den, İzmir’den, Ankara’dan, İstanbul’dan gülerek “ne yapıyorsunuz orada, masa da gitti” diye arayan dostlarıma cevap vermekte nasıl zorlandıysam, bu kentin insanları da aynı şekilde zor zamanlar yaşıyor, sizler ise gülerek ulusal kanallarda haklı olduğunuzdan bahsediyorsunuz.
Yapmayın, Adana bunu hak etmiyor, yapmayın!..
Tüm Adanalı hemşehrilerime geçmiş olsun diyorum.