Adana’nın Kozan ilçesinde geçen yaz yanan bin 800 hektar alanda bulunan kızılçam ormanını yeniden bölgeye kazandırmak için çalışan orman işçileri aileleri ile birlikte orman sahasını karış karış işliyor.
Çadırlarda büyüyen bebekleri ve zorlu kış şartlarına aldırmadan küle dönen ağaçları ekonomiye kazandıran ve ormanı yeniden yerinde yeşertmek için toprağı hazırlayan orman işçileri, gece gündüz demeden ekosistemi kurmak için çalışıyor.
Orman işçisi Hamdi Kekilli yanan ağaçları keserken yanmış birçok canlıyı da görmekten büyük bir üzüntü duyduklarını ifade ederek, “Saimbeyli’den geldim. Yanan ormanı ev edindik. Buralar yemyeşildi. Tadı tuzu kalmadı. Biz buraları yeşertmek için çalışıyoruz.
Biz burada ormanın temizliğini yeniden fidanların dikilmesi için çalışma yapıyoruz. Ağaçları böyle görünce kötü hissediyoruz. Canlı kalmamış. İnşallah ileride güzel olacak. Geleceğimize hazırlık. Allah’ın izni ile yeşerecek” dedi.
Orman işçisi eşine evinden kilometrelerce uzakta yardım eden Elif Kekilli, çocuklarına ormanı koruması gerektiğini anlattığını belirterek, “Bir anneyim. Çocuklarıma yeşil bir gelecek bırakmak için çalışıyorum" diye konuştu.
Saimbeyli’de evinden uzakta çocuklarına çadırda kurduğu ortam ile geleceğe nefes olmak için çalışan Ayfer Yerbasan, “3 çocuğumla ve eşimle birlikte buradayız.
Bizler yemek yapıyoruz eşlerimiz kesim yapıyor, yeniden fidan dikilmesi için hazırlıyor. Kadın olarak zor şartlar. Çocuklarıma ormanı korumayı yerinde öğretiyoruz. Yanan ormanın yeniden yeşermesi çok güzel olur. İleride çocuklarımıza buraları biz ağaçlandırdık diyeceğiz” dedi.
"Ekosistemin oluşması uzun yıllar alacak"
Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şube Başkanı ve Kozan Orman İşletme Müdürü Şensu Küçükateş, binlerce dönüm arazide yapılan çalışmaları yerinde incelerken yaşam kalmayan alanda yeniden ekosistemin oluşmasının uzun yıllar alacağını kaydetti.
Yanan, kuruyan ağaçların sahadan temizlenerek fidan yastıklarının oluşturulduğunu belirten Küçükateş, "23 Ağustos’ta çıkan yangında 1800 hektar alan zarar görmüştü.
Burada yanan sadece canlılarımız değil, yeşil ormandaki yaşam her şey küle döndü. 23 Ağustos’taki yangın 26 Ağustos’ta kontrol altına aldık ve 10 güne yakın soğutma çalışmalarımız devam etti. Hızlı bir şekilde damgalama işlemlerimiz bitti ve ağaçlarımızı kesim çalışmalarımızı hızla başlattık, üretime verdik. Kanunen damgasız hiçbir ağaç kesilemez.
Buradaki ağaçlarımız kurumuş ağaçlar kesilip tekrar tohum yolu ile fidan dikim yastıklarını hazırlayıp ekime hazırlıyoruz. O günden beri sahamızın yüzde 80’inde yanan ağaçları sahadan çıkardık, bu sahalara tohumlarımızı atıp yeniden tohum atmak sureti ile ormanlaştırmaya çalışıyoruz.
Seneye dikim mevsimi Kasım ayında yeniden tamamen alana dikim yapıp sahayı yeniden orman varlığına kavuşturmaya çalışacağız” diye konuştu.
"Bir kibritle yanan ateşin telafisi on yıllar sürüyor"
Bir kibritin ormanda açtığı hasarı telefi etmenin onlarca yıl sürdüğünü ifade eden Küçükateş, "Yaklaşık 30 ailemiz burada çadırları ile çocukları ile üretimi burada yapıp çok büyük emekle bu ormanı işliyorlar. Orman emekçileri bizim baş tacımız. Ekolojik denge olması için yeniden orman olması lazım.
Orman burada yaşayan hayvanlarla bir bütündür. Biz bir canlı kaybı vermedik diyoruz ama burada yanan hayvanlarımıza çok üzülüyoruz. Tekrar bir orman olunca burada bir yaşam oluşacak.
Bir kibritle yanan ateşin telafisi 15-20 sene sonra canlıların buraya yerleşmesi ile ekosistem oluşacak. Onun için yanan sigarayı arabadan atarken düşünmek lazım. O sigaranın açtığı zayiatı düşünmek gerek. Burayı geçerken görüp üzülmeyen olmasa gerek. Ormanlarımızı koruyalım" dedi.