Verdiği sözü unutmayanlar varmış!

Kitap Kurdu

“Verdiğin sözü hatırla” Mülayim Deribaş’ın yazıp, Fahri Pelit’in resimlediği bir öykü kitabı. Yazarın kendi imkânlarıyla bastırıp, talep eden eşe dosta göndermek suretiyle dağıtımını bireysel olarak yaptığı kitap, ‘zamanın çıldırtıcılığı’ ve ‘modern zamanların çarkı arasında’ kaybolup giden insani bir değere ‘kişinin verdiği sözü tutmasına’ atıf yapıyor.

Hicri 178 Miladi 736’da Merv şehrinde doğup Hicri 181 Miladi 797’de 63 yaşında Fırat Nehri kıyısındaki Hit şehrinde vefat eden, yaşamını hadis ilmine adayan Abdullah b. Mübarek’in yaşam öyküsünden birkaç kesitin anlatıldığı öykü Çukurova Bölgesi’de Tarsus’ta geçiyor.

Öykünün kahramanı gerçek yaşamında Abbasi Halifesi Hârûnürreşid devrinde Misis ve Tarsus civarında Bizans ordusuna karşı savaştı. Zaten vefatı da yine bu bölgede oldu.

Yapımcı Mefail Deribaş kitabın ‘öndeyiş’inde, ‘geçmiş ve gelecek arasında yazılı metinlerden oluşturulan güçlü bir bağ mevcuttur. Bu bağ ne kadar sağlamsa kuşaklar arası iletişimin o derece anlam kazanacağı aşikârdır’ diyerek öykünün yayınlanmasındaki 'ana nedeni’ ortaya koyuyor.

İlerleyen süreçte aynı öykünün bir çizgi film formatında hazırlanmasının düşünüldüğünden bahsediyor yazar. Çizgi film demişken, bir ‘edebiyat eseri’ olan öykü kitabını zannımca ‘sanat eserine’ dönüştüren çizimlere ayrı bir paragraf açmak gerekir.

Kitabın kapak ve iç sayfa resimleri Adana’da yaşayan ressam, grafiker Fahri Pelit tarafından çizildi. Pelit’in yıllardır bilinen usta işi çizimleri sayesinde öyküde tasvir edilen bazı sahneler kitabın sayfaları arasında sanki bir film sahnesi gibi canlanıveriyor bir anda.

88 sayfalık kitap tek öykü ve on bölümden oluşuyor. ‘Köydeki Karanlık Adamlar’ isimli ilk bölüm; “Gece, çok ama çok erken inmişti köye. Gecenin gelişi bu kez her zamankinden farklıydı. Etrafı yüksek dağlarla çevrili bu köye bir sırrı fısıldar gibi sessizce çökmüştü ve köyün üzerinde öylece kalakalmıştı” tasviriyle başlıyor.

‘Hayvan yularıyla, insan sözüyle bağlanır’ atalar sözünü anımsatan öyküde bir konuda söz vermenin insana yüklediği mükellefiyetin idrakinde olmasının önemine değiniliyor.