İnsanoğlu bir gaye uğruna bu dünyaya gönderildiğine göre fıtratına uygun hareket etmek durumundadır. Aksi takdirde huzurlu bir hayatının olması söz konusu değildir. Burada elde edeceği makul ve kabul edilebilir bir hayat diğer tarafını da mamur edecektir.
İnsan öncelikle bir birey olarak var olma savaşı verecektir. Hayatını idame ettirme, geçimini helâlinden kazanma ve maişetini namerde muhtaç etmeme vazifelerinin başında gelmektedir. Bu şekilde var olduktan sonrada yâr olma sevdası peşinde olmalıdır. Toplumsal huzur ve saadetin gerçekleşmesi için bu durum elzemdir.
Bir birey olarak topluma, çevreye, doğaya, insanlara ve diğer canlılara karşı duyarlı olmak yâr olma babında ele alınmalıdır. Kur’an ve sünnet çerçevesinde bir hayat aslında bizi çerçevenin içinde tutacağı için amaç hasıl olmuş olacaktır.
İslâm dinini sadece camiye hapseden bir tutum ve davranış bizi kurtarmaya yetmeyecektir. Günümüzdeki Müslümanların en büyük problemi inancımızı cami dışına taşıyamıyor olmamızdandır. Oysaki din ve onun kaideleri hayatın tüm alanında geçerli olmak durumundadır. Bunun aksi bir tutum bizi taklidi imanın ötesine taşımadığı için problemlerimiz devam edecektir.
İnancımız okumamızı emrediyor, okumuyoruz! Çalışmamızı emrediyor, tembellikte sınır tanımıyoruz. Akrabaya yardım diyor, tınmıyoruz. Kimsesizlerin kimsesi ol diyor, başkası olsun diyoruz. Komşuyla iyi geçin diyor, külüne lâf ediyoruz. Fuhşuyat ve kötü işlerden uzak dur diyor, araya mesafe koyamıyoruz. Ondan sonrada şikayet ediyoruz. Kuru yer ile bakır gök arasına ne diktin ki hasada gelmişsin? Almadan vermek sadece Yüce Yaradan’a mahsus olduğu için yanlış yoldasın demektir. Unutma ki sen yaratılmış bir varlıksın ve her şeye muhtaç bir haldesin. Ortaya koyacağın irade ile eşref-i mahlukat ile esfel-i safilin arasında bir yerde olacaksın.
Yüce Allah seni yaratırken nasıl bir insan olacağını bildiği için sana bir kader tayin etmekle birlikte yine sana verdiği cüzi iradeyle de seni sana bırakmadı. Kaderindeki ana arterlere müdahale edemesen de tali yollarda değişiklik hakkın olacaktır. O yüzden de aklınla birlikte kalbinin de sesine kulak vererek Sıratı Müstakim ’den ayrılma!
Sonuç olarak; bu dünyaya var olmanın yanında yâr olma yolunda gayretin de karşılıksız kalmayacaktır. Senin yâr olman bir çok insan için sadra şifa anlamı taşıyacağı için onlar için hayati öneme haiz olacaktır. Başı boş yaratılmadığının bilincinde olmakla işe başlayabilirsin bu da başlangıç için az şey değildir. Gerisi ya nasip!
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın