Valimizin tebdil dolaşması gibi bir hayalim var...
Uygun görürse Vallahi yürüyüşüne eşlik ederim...
"O gün saat 13.30 suları, öğle mesaisi başlamak üzere. Mesaiye yetişmek isteyenler otobüs ve dolmuşlara doğru koşarken, bazıları da hızlı adımlarla yürüyorlardı. Belediye binasının önünden geçenler arasında bulunan bir adam, şehrin yegane kaldırımını teşkil eden otomobil parkı yerinde duran Belediye Başkanı'nın şoförüne yaklaştı ve işaretle bir şeyler gösterdi. Yanlarına gelen iki belediye müstahdemi, işaret edilen yere koşuştular; bir kaç başıboş çocuk cadde kenarındaki ağaçlara tırmanmış, ineklerin, keçilerin tahribatından arta kalan dalları koparıyorlar.
Müstahdemler çocukları kovaladılar.
Belediye Başkanı'nın şoförü ile konuşan adam Adana Valisi idi. Adana'da göreve başladığından beri tebdil kıyafet gezdiğini görenler ve bilenler hayli çoktu. Gerçi Vali günlük elbisesi ile şehrin şurasında burasında dolaşıyordu, ama valilerin sık sık değiştiği Adana'da kendisini henüz herkes tanıyamadığı için tebdil kıyafet geziyor denilebilir de...
Vali sporcu adımlarla Şehir Kulübü önünden karşı kaldırıma geçti. Oradan otobüse mi bindi yoksa caddeyi doğruca takip ederek makamına mı gitti bilmiyoruz..." (*)
Tebdil kıyafet gezen günümüz Valisi Sayın Mahmut Demirtaş değil, 1961 yılının Adana Vaklisi Turhan Kapanlı.
"Şehirden Notlar" sütununda yazılan konu bir temenni ile sonlandırılmış: "Ancak, Dörtyol ağzından Kuruköprü istikametine de yürümesi isterdik. 'asfaltlanan caddenin' halini görürde ilgililere işaret eder muhakkak..."
BENİM TEMENNİM...
Ben de temennimi, günümüz Adana Valisi Sayın Mahmut Demirtaş'a kadar getirmiş olayım.
Sayın Valim, bir gün Saydam Caddesi'nde bulunuyordum. Birden sirenler çaldı, üzeri çakarlı arabalar, polisler, cipler bir anda Mısır Çarşısının girişinde durdular. Akan trafiği kontrollü olarak verdiler, çevrede ne kadar seyyar satıcı varsa geriye doğru gönderdiler, işportacıları tezgâhlarıyla birlikte uzaklaştırdılar, iş yerlerinden dışarıya taşmış ne kadar raf, tezgâh varsa içeri alındı, kaldırımlar tertemiz oldu. Kasaplar Çarşısının girişinde yola atılmış kemikler kaldırıldı, yalaklarla neredeyse caddeye kadar sızan kan bir anda uzatılan su hortumları ile temizlendi.
İçinden küfür eden esnaflar, yayalar ve işportacılar arasında cadde on dakikada düzeldi. Ben o taraflarda doğma büyüme bir insanım, ömrü hayatımda caddeyi bu kadar tertipli görmedim.
Mesele anlaşıldı, dönemin (Yeni atanan ve Adana'yı tanımayan) Adana Valisi Mısır çarşısını gezecekmiş...
Her yer düzgün, tertipli ve temiz, kaldırımları işgal edilmemiş bir Saydam Caddesi'ni gördü... Saydam Caddesi ne öncesinde ne de sonrasında asla bu kadar düzenli olmamıştı.
(Bu konuyu daha sonra Sayın Valimiz ile görüşmüş anlatmıştım... O an valimizin, Adana'yı gezdiğini ve bu göstermelik önlemlere zerre kadar değer vermediğini öğrendim. O valinin hatırasına saygınlığım asla azalmadı.)
HAYALİM: "HAKARET GÖRMEDEN HALK OTOBÜSÜNE BİNMEK
YAYA KALDIRIMINDA 40 ADIMDAN FAZLA ATMAK...
KLAKSON ÇALMAYAN ARAÇLAR
SUSTURUCUSU SÖKÜLMEMİŞ MOTOSİKLET ..."