1930 yerel seçimlerinde aylar önce kurulan Serbest Cumhuriyet Fırka, (SCF) 502 belediyeden 24’ünde seçimi kazandı.
Devletin bütün imkanlarıyla seçimlere müdahale ettiği, seçim sonuçlarının değiştirildiği, insanların oy vermesinin engellendiği seçimde SCF’nin kazandığı bu 24 merkezden 6’sı nahiye, 16’sı kaza (İstanbul’un Maltepe, İzmir’in Kuşadası, Menemen, Bergama, Urla, Buca, Seferihisar, Edirne’nin Keşan, Kırklareli’nin Lüleburgaz, Samsun’un Ladik, Aydın’ın Nazilli, Amasya’nın Merzifon kazaları) ve ikisi de vilayetti:
Samsun ve İçel (Silifke)
Akdeniz bölgesindeki diğer illerde de SCF büyük varlık göstermişti.
Adana’da seçimde CHP’nin 2377 oyuna karşı, SCF 2350 oy almıştı.
Antalya, Mersin ve Tarsus’ta da büyük usulsüzlükler yaşanmış, buna rağmen yarış başabaş bitmişti.
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın ilk seçimde gördüğü bu beklenmedik ilgi iktidarı ürküttü ve partinin zorla kendi kendini feshetmesi sağlandı.
Ardından iki parti arasındaki tarafsız konumunu bir kenara bırakan Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, CHP’ye olan bu tepkiyi anlamak için meşhur yurt gezisine çıktı.
Aylarca süren gezideki durakları arasında Serbest Fırka’nın büyük ilgi gördüğü Akdeniz bölgesi de vardı.
Mustafa Kemal, Mersin ve Adana’yı gezdikten sonra Konya’ya gitti ve 18 Şubat 1931 günü Ankara’ya dönmeyi beklemeden Başbakan İnönü’ye gördüklerini ve talimatlarını bir rapor yazarak iletti.
Devlet Arşivleri’nde yer alan ( BCA, 490.01.34.145.1) ve Atatürk’ün el yazısıyla hızlıca kaleme aldığı anlaşılan raporda çarpıcı tespitler yer aldı:
“Adana şehrinde 20.000 ve merkez kazasında 35.000 Nusayri vardır. Mersin’den şarka doğru bütün sahil Nusayri köyleri ile kapalıdır. Burada hiç Türk yoktur. Nusayri olan Lazkiye hükümeti ile bu sahilimiz arasında daimi kaçakçılık ve hükümetçe hülulu mümkün olmayan temas ve münasebetler cereyan etmektedir. Valiler bu vaziyete karşı çaresizlik ve vazifesizlik ifade etmektedirler…Cenup (güney) mıntıkasındaki Nusayri kesafeti (yoğunluğu), burada idarî, harsî ve sistematik mesaîyi ve belki de fevkâlade tedbir düşünülmesini müstelzimdir. (gerektiriyordur)… Adana’da Nusayrilerden mühim bir kısmı ile, 10.000 kadar Kürt, bir çok Giritli, bilhassa ticaret sahibi dönmeler, Serbest Fırka’yı iltizam etmişler (tutmuşlar). Vali eyidir, yalnız müddei umumi açıktan Serbest Fırka ile çalışmış. Bu nedenle Afyon’a nakledilmiş. Eğer böyle sarih bir menfi hareket vardı ise nakil kafi görülmemelidir.”
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, bölgedeki Nusayrilerin öğretmen okullarına gösterdiği ilgi için de ilginç tespitler yapmıştı:
“Adana muallim mekteplerinde Nusayri talebe çoktur. Türkten başka unsurlara mensup olan bu talebe, yarın muallim olarak Türk mekteplerinde tedrisat yapacaktır… Biz aramızda Türk olmayan unsurları harsımızla yenerek temsil mi edeceğiz, yoksa ihmal mi? Bu iki fikre göre, onları okutmak mı muvafık olur, yoksa aksi mi? Türkten gayri unsurlardan muallim kullanmak doğru mu?”
Raporda Atatürk’ün İnönü’ye tasfiyesi kısa sürede hayata geçirildi ve SCF’nin seçimi kazandığı İçel (Silifke) ceza olarak kazaya çevrilerek Mersin’e bağlandı.
Ve 89 yıl sonra…
Mersin’deki Nusayri nüfusu azaldı, yüzde 15’lere kadar düştü.
Nusayriler eğitime önem verdi, 60’lardan sonra önce sol rüzgarların etkisine girdiler, ardından da sağ sünni siyasete karşı CHP’li oldular.
2019 yerel seçimlerinde Mersin’de Cumhuriyet Halk Partisi bir Nusayri’yi aday gösterdi: Vahap Seçer.
Bir Arap Alevisinin rakip MHP, İYİ Parti ve AK Parti’den oy alamayacağı, sünni Kürtlerin bunu mesele edeceği söylendi ama CHP’nin Dersimli lideri Kemal Kılıçdaroğlu, eski Mersin milletvekili de olan Vahap Seçer’in isminde karar kıldı.
Ve Seçer seçimleri Cumhur İttifakı’nın adayı olan MHP’li eski belediye başkanının önünde yüzde 45 ile kazandı.
Komşu Adana’da da benzer bir durum yaşandı.
CHP’de adı büyükşehir belediyesi için öne çıkan iki aday vardı.
Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin ve Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar…
Çetin Sünni bir Kürttü. Karalar ise Nusayri.
Nusayriler şehirde nüfusun sadece yüzde 10’unu oluşturmaktaydı.
Yerel seçimlerde aday tartışmaları sürerken, Çukurova Belediyesi tarafından medyaya bir anket servis edildi.
Dİ-EN Araştırma’nın Adana’da 2 bin 116 kişiyle yaptığı ankete göre CHP ve İYİ Parti Adana’da ittifak yapar ve adayları da CHP’li Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin olursa, Çetin yüzde 39,2 oy alıp, Büyükşehir’i kazanıyordu.
Ankette neden Karalar yerine Çetin’in iyi bir aday olacağı için şöyle açıklanmıştı:
“Adana etnik ve mezhepsel siyasetin en çok sonuç verdiği illerden biri. CHP-İYİ Parti itifakında seçimlerin kazanabilmesi için ‘Sünni’ İYİ Parti oyları olmazsa olmaz. İyi Parti seçmenleri için Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Arap Alevisi kökenli olduğu için tercih edilmiyor. HDP seçmenleri de Karalar’ın Alevi inancı nedeniyle kendisini sıcak bulmuyor. CHP’nin aday göstermesi halinde Soner Çetin, Kürt asıllı olması nedeniyle HDP’den, Sünni olması nedeniyle İYİ Parti’den den daha fazla oy alabilecektir.”
Anketle ilgili CHP’ye yakın bazı sitelerde yayınlanınca kıyamet koptu. Soner Çetin özür dilemek zorunda kaldı. CHP ise Zeydan Karalar’ı aday yaptı.
Ve sonuç: Karalar, yüzde 53,69 ile Adana Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Bugün Adana ve Mersin’i bundan 92 yıl önce Atatürk’ün bile riskli gördüğü Nusayri belediye başkanları yönetiyor. Anketlerde beğeni oranları seçildikleri oranların üstüne çıkmış durumda.
Bu sadece CHP’deki büyük değişimi değil, Türkiye’deki değişimi de gösteriyor.
Demek ki toplumlar da partiler de değişebiliyor.
Tabii ki her bölgenin şartları aynı değil.
Ama önyargıları değişmez veri kabul eden analizler de gerçeğin bu kısmını ıskalıyor.
Siyasetin görevi “iyi adam ama seçilemez” diyerek önyargılara teslim olmak yerine, “eğer iyiyse neden seçilemesin” diyerek önyargıları yıkmak için mücadele etmek de…