Günümüzde kişilerin, ailelerin, kurumların inşasında; din, gelenek, kültür, adetlerin etkileri tartışılmaz en önemli kaynaklardır. Ancak gelişen ve değişen dünyada sosyal medya, TV ler ve diğer iletişim kaynakları geleceğin inşasında çok önemli argümanlar olarak baş sıralara yerleşmeye başladılar bile.
Bu yeni kültür inşaa kaynaklarına göz attığımızda neler görüyoruz?
Tv dizileri halka ne mesaj veriyor?
1- Nikâhsız beraberliklerin normalliği.
2 -İçki içmenin normal ve yaygın olarak uygulanması.
3 -Kariyer için, kazanmak için her şeyin mubah olması.
4-Silah kullanmanın ve şiddetin, hayatımızın alışılagelmiş öğeleri olduğu
5-Cinselliğin cazibesi, cinsel sapmaların normal ve anlayışla karşılanması gerektiği.
6-Aile kurumun çok ta önemli olmaması. Ayrı yaşamanın cazibesinin öne çıkarılması.
7-Din ve dine ait değerlerin, kişilerin olumsuz gösterilmesi
Bütün bu özellikler bilinçli senaryolarla neoliberal kapitalist sistemin kurulması ve işlemesi için devreye alınıyor. İşin üzücü yanı bu İslam dışı, insanlık düşmanı yayınlara ciddi bir karşı duruş yok.
TV’lerin önemli rating programları olan kadın programlarına göz atıldığında;
Başta tiktok, instagram olmak üzere sosyal medya mecralarının düşük kültür ve ahlâkı yapıya sahip milyonların içindeki ahlakı dejenerasyonun ortaya çıkmış halinin sergilenmesi ortalara seriliyor. Burada; yalanlar, fuhuş dolandırıcılık, münafıklık had safhada.
Kadın programları bozulmuşluğumuzun reklamını yaparken alt kültür gruplarına inanılmaz bir çirkinlikte medeni cesaret veriyor. Utanma duygusunu unutturuyor. Ekranda görünmek uğruna, rating uğruna işlenmeyen günah/rezalet bırakılmıyor.
Bir millet TV’ler eliyle mahvedebiliyor. Ve buna dur diyecek bir kurum yok.
Aklı en az seviyede devreye sokan ezberci eğitim ile çocuklar için başarı ve zenginlik hayalleriyle donatılan aile terbiyesi bir araya gelince tehlikeli bir nesil inşası başlıyor.
Buna birde tv ler ile sosyal medyanın olumsuz katkıları eklenince ortaya yepyeni bir nesil çıkıyor.
Aile otoritesi, aile sevgi/saygı ortamı yerine, çocuğun gelecekteki zengin ve parlak geleceği için bütün değerler alt üst ediliyor. Her şey çocuklar için olunca, şımarık, sorumsuz ve değerlere saygısız gençlik büyük tehlike olmaya başlıyor.
Milli Eğitim, Aile ve Kültür Bakanlıkları bugün devreye girmeyecekse ne zaman harekete geçecekler?
Bu bakanlıkların kuruluş amaçları nedir?
Aile ve gençlik bu olumsuz saldırılardan bugün korunmayacaksa geleceğimizde bizi hangi tehlikeler bekler?
Sadece ekonomik yönden tatmin edilmiş bir gençlik hayali doğru bir hedef değildir.
Toplumlar, değerleriyle, dinleri, vicdanları, merhametleri, adaletleri ve aile yapılarıyla ayakta durabilir.
Adalet, ahlak ve vicdan duygusunu yitirmiş bir toplum nasıl ayakta kalabilir ?