Yıllarca girişimcilik dersleri verdim, yeni girişimcilik diye de bir kitap yazdım. O derslerde ; Gelir ve satın alma alışkanlıklarına göre müşteri tiplerini anlattım, uzun uzun.
Simdi de yeni Türkiye'nin genel olarak gelir ve yaşam standartlarına bir göz atalım. Aslında müşteri gruplamalarıyla çok benzerlik taşıyor.
En alttakilerden başlayalım.
5 ayrı kategoride ekonomik kümelenme var ülkemizde. Bunlara yakından bakalım:
En büyuk zorluğu yaşayanlar : YOKSULLAR ;
Bu kesim en alttaki yüzde yirmilik kesim. 17 milyonluk önemli bir kitle. Aylık sadece 150, yıllık ise 1.800 Amerikan Dolarlık gelirle yaşayan bu kesim ülke ekonomisindenbir yılda, sadece 30 milyar dolarlık toplam pay alabiliyor.Büyük kısmı gündelik işlerle geçimini sağlayan, ''Gün bulup,gün yiyenler ''.Bunlara ilaveten düşük gelirli emekliler, çiftçiler, işsizler ve sığınmacılardan oluşan bu kesim açlık sınırının altında yaşıyor. Ağırlıklı olarak devletin ve belediyelerin sosyal destekleriyle ayakta durmaya çalışıyorlar.
Ondan sonra gelenler;
ORTANIN ALTINDA şanssız kitle ;
Türkiye nüfusunda önemli bir yer tutan bir grup . 45 milyonluk büyük kitleyi oluşturan bu kesim, asgari ücretliler, emekliler ve küçük esnaflardan oluşuyor. Bu kesim ayda 275, yılda 3.300 Amerikan Dolarlık kişisel gelire sahip. Bu büyük grup GSMH’den,yılda 150 milyar dolara yakın toplam payı ancak alabiliyorlar.
Aşağılardan biraz başını yukarı kaldırabilenler ;
ORTA DİREK vatandaşlar;
Türkiye’nin orta direği diyebileceğimiz 17 milyonluk bir kesim .Ayda 900 ve yılda 11.000 Amerikan Doları’na yaklaşan gelirleriyle ülke ekonomisinden aldıkları toplam pay 190 milyar dolar civarında. Ağırlıklı beyaz yakalılardan ve esnaflardan oluşan bu kesim ekonominin ana motor gücü.
Ortanın üzerindekiler:
MUTLU sayılabilecek kitle
Ülkedeki gelir dağılımından aslan payını alan bu grup toplam 6 milyon kişiden oluşuyor. Küçük ve orta ölçekli işletme sahibi girişimciler, iyi eğitimli profesyoneller, rant gelirleri olanlar, doktorlar, avukatlar, eczacılar ,
mimarlar, bir kısım mühendisler ve sanatçılar gibi kesimlerden oluşuyor. Bu kesimlerin kişi başı gelirleri 50.000-55.000 Amerikan Doları seviyesinde. Türkiye ekonomisinden ise yılda , 325 milyar dolar gibi bir pay alıyorlar.
Gelelim Türkiye'nin A sınıfına:
Buna KAYMAK TABAKA da diyebiliriz.
Türkiye’de öyle bir 50 bin kişi var ki, Bunların bir kısmı nesillerdir ticaret ve sanayiyle meşgul aileler ve sanayiciler. Ancak büyük kısmı iktidarlara yakın, müteahhitlik işleri yapanlar, menkul ve gayrimenkul sahip ve ticaretiyle uğraşanlar,bir çok kurumla yönetim kurulu üyeligi bağı olan, bürokrat ve siyaset adamları,gazeteciler, ceolar, yabancı firmaların Türkiye yöneticilerinden oluşuyor. Ülkenin en varlıklı bölümünü oluşturan bu kesimin kişi başı ortalama yıllık geliri ortalama 200.000 Amerikan Doları civarında ve ülke ekonomisinden yılda 10 milyar doların üzerinde pay alıyorlar.
Bunların dışında; kayıtdışında, milyonlarca dolar geliri olan kesimler olduğu,gayrimeşru kazanç sahiplerinin varlığı da bu ülkenin gerçeği.
Bütün iktidarlar bu farklılıkları en aza indireceğini vaad ederek gelirler. Ancak bu ekonomik bölüşüm yapısının az sayıda değişiklik hariç, genelde hiç değişmediği de bir gerçektir.
Sosyalist, sosyal demokrat,liberal,
muhafazakar demokrat ...
her görüşten parti, aslında ekonomik paylaşım ve dünya standartlarında hukuk vaadi ile gelmişlerdi aslında.Ancak 100 yıllık cumhuriyetin ulaştığı ekonomik ve hukuki bağımsızlık sonucunu iliklerimize kadar hissederek yaşıyoruz.Günümüzde, ortalama gelir, kişi başına 8.500 dolar civarında.Üzulerek belirtmeliyim ki , bu da dünya ortalamasının altında.
Bu yapıya,etkin ve adil politikalarla müdahale edebilecek , en az 50 milyonluk orta direği inşaa edip,ortalama geliri 25.000 dolarlara tasıyabilecek, yoksulluğu tamamen bitirebilecek bir iktidar hep özlenmiştir.Işin garibi bunun olabilecegini aklı başında herkes biliyor.Bu ülke buna her bakimdan uygun ozellikler tasıyor.
Dilerim ki bu süreç uzak olmasın...