Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Deprem Araştırma Komisyonu Üyesi, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, 2012 yılında kabul edilen ‘6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 8 yıllık süreçte kentsel dönüşüm projelerinin afet risklerinin azaltılmasına hizmet etmediğinin görüldüğünü belirtti.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a yönelttiği soru önergesine cevap alan Dr. Şevkin, bakanlığın verdiği yanıta göre doğal afetler sonucu yıkılan hanelerin afet türleri açısından dağılımına bakıldığında yüzde 61 deprem, yüzde 14 sel, yüzde 15 toprak kayması, yüzde 5 kaya düşmesi, yüzde 4 yangın ve yüzde 1 çığ, fırtına ve yağmur afeti şeklinde oluştuğunu bildirdi.
BAKANLIK, DÖNÜŞÜMÜ 20 YILLIK SÜRECE YAYMIŞ!
Bakan Murat Kurum’un verdiği yanıtta deprem tehdidine ilişkin yapılan araştırmalar sonucu nüfusumuzun yüzde 71’inin, topraklarımızın yüzde 66’sının deprem açısından tehlike arz eden alanlar arasında bulunduğunu kabul ettiğini kaydeden Dr. Şevkin, bakanlığın yanıtında risk unsurları üzerinden yapılan araştırma ve tespitlere göre Türkiye’de yenilenmesi gereken konut sayısının 6 milyon 700 bin adet sınırında olduğunun görüldüğünü, bu yapıların dönüştürülmesinin 20 yıllık sürece yayıldığını belirtti.
Türkiye Diri Fay Haritası’nda yer alan illere dikkat çeken Dr. Müzeyyen Şevkin’in sorusuna da yanıt veren Bakan Kurum, Türkiye Diri Fay Haritası’nda bulunan Bolu, Sakarya, Kocaeli, Yalova, Bursa, Manisa, İzmir, Aydın, Denizli, Kütahya, Eskişehir, Kahramanmaraş, Hatay, Erzurum, Bingöl, Hakkari, Elazığ, Van illeri de dahil olmak üzere Türkiye genelinde 59 kenti ilgilendiren 263 adet riskli alan ve yine 81 ilde tespit edilen riskli yapılar ile diğer kentsel dönüşüm alanlarında bulunan yaklaşık 1 milyon 400 bin adet birimin yenilenmesine yönelik tasfiye, yıkım ve yapım faaliyetlerinin parsel bazında veya etaplar halinde devam edildiği yanıtını verdiğini söyledi.
6306 sayılı kanun kapsamında Türkiye genelinde yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları için 2019-2020 yılları arasında toplam 5 milyar 864 milyon 597 bin 67 lira 12 kuruşluk kaynak aktarıldığı bilgisini veren Kurum, bakanlığın ‘Kentsel Dönüşüm Eylem Planı’ doğrultusunda acil dönüştürülmesi gereken 1 milyon 500 bin konutun 5 yıl içerisinde dönüştürülmesi ve 20 yıllık periyotta ise 6 milyon 700 bin adet bağımsız birimin yenilenmesini hedeflediklerini kaydetti..
TOPLANAN PARA İLE HARCANAN ARASINDA UÇURUM VAR!
Bakanlığın il ve ilçe bazında ‘Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi’ni tüm il ve ilçe belediyelerinden talep ettiği yanıtını alan Dr. Şevkin, afet riski yüksek alanların tespiti ve acil müdahale için bu işlemlerde geç kalınmaması gerektiğini dile getirdi.
Hükümetin, depremdeki zararları en aza indirmek üzere bu güne kadar 36 milyar dolar deprem parası topladığını ancak bu paranın nerelere harcandığının bilinmediğini dile getiren Dr. Şevkin, “Toplanan para 36 milyar dolar, deprem için harcanan para ise 5 milyar 864 milyon lira! Türkiye’deki kamu kurumları, okullar, hastaneler büyük risk altında. 1999 yılındaki Marmara Depremi’nin hemen ardından yenileme ve ranta değil halka hizmet eden dönüşüm çalışmalarına başlanmış olsaydı 21 yılda 6 milyon 700 bin bağımsız birim yenilenmiş olacaktı.
Ancak aradan geçen onca yıllık süreçte çıkarılan yasa ve yönetmelikler amacına yönelik uygulanmadı. Şimdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu birimleri dönüştürmek için 20 yıllık süre istiyor. Türkiye Diri Fay haritasında yer alan 18 il, 80’i aşkın ilçe 502 köy ve mahalledeki 500 bin insanımız olası büyük bir depremde hayatını kaybedebilir.
İstanbul’da gerçekleşecek bir deprem ise felaketi beraberinde getirir. Daha fazla geç kalınmadan deprem paraları amacına uygun harcanmalı, bakanlık dönüşüm çalışmalarını hızlandırmalıdır” dedi.
“HASAR TESPİTİ İLE SORUN ÇÖZÜLMEZ”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın afet risklerinin azaltılmasına dair faaliyetlere öncelik vermesi gerekirken, afet risk yönetiminin amacına uygun olarak yerleşim birimlerinin afetlerden korunmasına ve afetlerin önlenmesine yönelik faaliyetlerle gündeme gelmediğini ifade eden Dr. Şevkin, “Bakanlık, sıklıkla hasar tespit, afetzedelere TOKİ konutlarının yapılması gibi faaliyetleri ile gündeme geliyor” dedi.
Türkiye genelinde aktif fay hatları veya zonları üzerinde 100 bini aşkın binanın yer aldığını ve 500 bine yakın vatandaşımızın da bu binalarda oturduğu düşünüldüğünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya İçişleri Bakanlığı AFAD Başkanlığı’nca herhangi bir yasal düzenleme gerçekleştirilmediğini kaydeden Dr. Şevkin, aktif fay hatları veya zonları üzerinde yapı yapılmasına müsaade edilmeye devam edildiğini vurguladı.
Dr. Şevkin, fay hatları ile ovalar üzerindeki yerleşimlerin depremde ölümlü hasar riski ile karşı karşıya olduğunu, ovalarda meydana gelen yıkımların da göz önünde bulundurularak hareket edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.