İyiliği kötülerden, sadakati hainlerden öğrendim. Barışı, savaş adlı öğretmenimden, sevgiyi de nefretten öğrendim. Ama garip bir çelişki, gün gelip, diyanetin öğretemediği Müslümanlığı Hintli Sih mezhebinin kurucusu Guru Nanak Dev’den öğreneceğim hiç aklıma gelmezdi.
Kendisine "Senin başına ne geldi ki, 'ne Hindu vardır, ne de Müslüman' diyorsun?" diyen Sultanpur kadısına Nanak Dev’in cevabı şöyle olmuştur:
“Müslüman olmak zordur; Bir kimse önce azizlerin dinini sevsin, gururu ve serveti, törpünün pası giderdiği gibi bir tarafa bıraksın.
Onu liderlerin dini olarak kabul etsin, hayata ve ölüme bakarak endişeyi bıraksın,
Tanrı'nın emrine kalbiyle itaat etsin, Yaratıcı ya ibadet etsin ve kendini yok etsin.
Bütün insanlara nazik davrandığı zaman, işte o zaman, O gerçekten Müslüman olacaktır. "
Kadı ona “Nasıl iyi bir Müslüman olabilirim?” diye sorunca Guru Nanak Dev, Müslümanlıktan ne anladığını şöyle açıklar:
“Şefkati camiin, samimiyeti seccaden, doğru ve meşru olan şeyi Kur 'an'ınız yapın.
Tevazuu sünnetin, nezaket orucun olsun, işte o zaman bir Müslüman olacaksın;
Dürüst davranışı Ka'ben, Hakikati manevi rehberin,
İyi amelleri inancın ve ibadetin kıl…
Tanrı'nın iradesi tespihin olsun, o zaman Tanrı senin şerefini koruyacaktır,
Meşru olmayan yiyecek içine baharat koymakla helal olmaz,
Yalan sözlerden ancak yalancılık elde edilebilir.
Beş namaz, namaz için beş vakit ve onların beş ismi vardır.
Birincisi gerçek olmalı,
İkincisi doğru olan şey,
Üçüncüsü Tanrı 'nın ismi içinde hayırseverlik..
Dördüncüsü iyi emeller,
Beşincisi Tanrı’ya hamd ü sena olmalıdır.
İyi ameller yapıp imanım ikrar edersen o zaman bir Müslüman olacaksın.
Yalan olanlar sadece yalan şey elde edeceklerdir.
“Sahtekârlıkla cennete gidemeyeceksin, hakikati yaparak kurtulacaksın.”
Bu sözler bir Müslüman mütefekkire ait değildir. Sih dininin kurucusu “Guru Nanak Dev”e aittir.
Bence de Müslümanlık budur.
Bu güzel ülkemde bu ölçülerde bir Müslüman var mıdır?
Siyasetin, kirli ilişkilerin, cemaat ve tarikatların ulaşmadığı bir yer varsa, şüpheniz olmasın orada bu ölçülerde Müslüman vardır.
Ahlaktan soyutlanmış, sadece namaza indirgenmiş, siyasetin pislik denizinde yüzen bir geminin yolcuları refaha ulaşamaz…
Bunu en iyi bu geminin kaptanları bilir.
Bari inancın temiz ruhunu kirletmeyin…