Türkiye Komünist Gençliği (TKG) 6 Mayıs’ta bir bildiri yayımlamış ve “Gençliğin Denizlerle çıktığı yolu daha ileriye taşıyarak adımlamaya devam ediyoruz: 15 Mayıs’ta İncirlik’te NATO üssüne yürüyoruz!” demişti.
Bu çağrıdan sonra Türkiye’nin farklı şehirlerinde okuyan Türkiye Komünist Gençliği üyeleri ve dostları bugün Adana’da İncirlik'te bir araya geldi.
Otobüslerle İncirlik Üssü’ne yakın bir alana giden TKG üyeleri burada sloganlar atarak NATO’yu ve ABD emperyalizmini protesto etti. İncirlik Üssü'ne yürümek isteyen TKG üyelerinin önü çevik kuvvet tarafından kesildi.
"NATO defol bu memleket bizim" pankartıyla İncirlik önüne gelen komünist gençler "Boyun eğme memlekete sahip çık", "Gençlik gelecek gelecek sosyalizm", "Bu ülke bu halk satılık değil" sloganları attı.
Burada sloganlarla ve yapılan konuşmalarla NATO'yu ve ABD emperyalizmini protesto eden Türkiye Komünist Gençliği adına bir basın açıklaması okundu.
'İncirlik Üssü'ne el koyacağız, söz veriyoruz'
Yapılan basın açıklamasında "Yağma yok NATO’yu bu topraklardan kovacağız. Yağma yok, şu gördüğünüz İncirlik Üssü’ne el koyacağız. Türkiye Komünist Gençliği olarak söz veriyoruz! Bağımsız Sosyalist Türkiye’yi kuracağız" denildi.
Çukurova Üniversitesi’nden TKG üyesinin okuduğu açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“1949 yılında emekçi sınıfların eşitlik ve özgürlük mücadelesine karşı ABD emperyalizmi öncülüğünde kurulan NATO, geçmişten bugüne dünya emekçi halkları için büyük bir tehdit oluşturmaya devam etmektedir. 2. Dünya Savaşı ile beraber Sovyetler Birliği’nin prestijinin yükselmesi ve etki alanının genişlemesine karşın ABD emperyalizmi çareyi karşıdevrimci bir terör örgütü olan NATO’nun kuruluşuna öncülük etmekte buldu.
Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra da açgözlü politikalarını sürdüren NATO’nun başat görevi Sovyetler’in varlığından bağımsız olarak günbegün emperyalizmi, antikomünizmi örgütlemek ve emekçi hareketleri bastırmaktı. Türkiye ise 1952 yılında sağcı Menderes iktidarı eliyle NATO’ya üye yapıldı ve bu tarihten itibaren ülkenin bütün acılarının ardında NATO vardır. En değerli aydınlarımızın suikastlerle öldürülmesi, yurttaşların, mahallelerin katliamlarla yok edilmesi NATO’nun gizli operasyonları eliyle gerçekleşti. Bu üyeliğin bedeli Kore’ye günlüğü 23 sentten asker göndermekti. Evet, yanlış duymadınız. Günlüğü 23 sentten gönderdiğimiz askerlerimize karşı verilen hediyeydi NATO.
Bugün bu kirli pazarlığı yırtmak için buradayız. Bugün başta ABD olmak üzere onun başını çektiği emperyalizme dur demek için buradayız. Biz bugün buraya helalleşmeye değil hesap sormaya geldik. Ülkemizde NATO eliyle kurulan kontrgerilla örgütlerinin hesabını soracağız. Dostlar ülkemizde işlenen hiçbir siyasi cinayet, hiçbir darbe NATO’dan bağımsız düşünülemez. 80 darbesi ülkemizde ilan edilmeden önce ABD’li bir yetkilinin 'bizim çocuklar başardı’ dediğini unutmadık, unutmayacağız. İşte bugün işlenen siyasi cinayetlerin, faili meçhullerin, 12 Eylül 80 darbesinin hesabını sormak için buradayız.
Bu ülkede genelkurmaylık düzeyine yükselmiş kişilerin NATO eliyle eğitilmesi NATO’da görev yapmış olması tesadüf değil. Bu ülkenin yurtseverleri, komünistleri olarak karşı devrimci ve antikomünist bir terör örgütü olan NATO’ya defol demek için buradayız.
Peki geçmişimizde Türkiye işçi sınıfı adına bunca acıya sebep olan NATO bu topraklarda kalmaya devam ederse ülkemiz adına geleceğe umutla bakabilir miyiz? Dostlar, Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası Dünya haritasına bakarsak NATO denen örgütün işlerini daha iyi görür nasıl halklara düşman ve parçalayıcı olduğunu anlarız. Dolayısıyla NATO demek ülkelerin parçalanması, halkların birbirine düşürülmesi demektir. NATO demek egemenliğin teslimi demektir. Türkiye sermaye sınıfı antikomünist bir histeriyle bu egemenliği bile isteye teslim etmiştir. Geri almak ise bugün bizim görevimizdir.
NATO bugün farklı bir şey yapmıyor ki. Yine ülkelerin içişlerine müdahale ediyor, darbeler tezgahlıyor ve halkların üzerine bombalar yağdırıyor. NATO’ya bakın Yugoslavya’yı göreceksiniz, Suriye’yi, 12 Eylül 1980’i göreceksiniz. NATO’ya bakın Irak’ı göreceksiniz, Latin Amerika’yı, Şili’yi göreceksiniz. NATO’yu bu topraklardan kovmak demek ülkemizi bu suçlara ortak etmemektir. Yağma yok, NATO bu topraklardan defolacak ve bağımsız Türkiye bölge ve dünya halklarıyla kardeşçe yaşayacak.
Çok şey dediler egemenler, sermaye sınıfı ve sözcüleri, çok parlatmaya çalıştılar. Demokrasinin bekçisi ilan edenler oldu. Güvenliğimizin teminatı diyenler oldu. Ama meşruluk sağlayamadılar. NATO’nun eli kanlı bir terör örgütü olduğu gerçeğini gizleyemediler. Neden mi? Çünkü bu ülkenin devrimci gençlerini unutursanız kendinizi denizde bulursunuz. Evet, 6. Filonun denize döküldüğü gün Türkiye’de devrim mücadelesinin en onurlu günlerinden biridir. İşte o mücadele sürüyor. İşte denizlerden aldığımız bayrak bugün burada, İncirlik Üssü önünde dalgalanıyor. Türkiye Komünist Gençliği olarak Denizlere söz veriyoruz: Yarım kalan mücadelelerini tamamlayacağız. Bu işi biz bitireceğiz. NATO’yu defedip bağımsız, sosyalist bir Türkiye’yi kuracağız.
Dostlar bütün bunlar kendiliğinden olmuyor elbette. Ülkemizin fabrikalarını satan, ormanları yok eden, başta Suriye olmak üzere bölgede ve dünyada aktif roller üstlenen, her geçen gün ülkemizin bağımlılığını arttıran bir sermaye sınıfı ve iktidarı var. Dolayısıyla bu mücadele sınıfsal bir karakter taşımadan yapılamaz. Emperyalizme karşı gelmek ve onun askeri gücü olan NATO’yu bu topraklardan defetmek demek Türkiye sermaye sınıfının iktidarına son vermek demektir. Biri olmadan diğeri düşünülemez. NATO ile mücadele iş kavgasıdır, ekmek kavgasıdır, hürriyet kavgasıdır, egemen bir Türkiye kavgasıdır.
Yağma yok NATO’yu bu topraklardan kovacağız. Yağma yok, şu gördüğünüz İncirlik Üssü’ne el koyacağız. Türkiye Komünist Gençliği olarak söz veriyoruz!
Bağımsız Sosyalist Türkiye’yi kuracağız."
Kaynak: haber.sol.org.tr