İçinde bulunduğumuz hafta Mevlid-i Nebi haftası olarak kutlanmaktadır. Tema olarak da Peygamberimiz ve vefa toplumu olarak belirlenmiş. Dolayısı ile bu konu çerçevesinde çeşitli etkinliklerle kutlamalar yapılacaktır.
Toplumda çoğu zaman kavram kargaşası yaşanarak meseleler derinlemesine ele alınamıyor. Körün fili tarif etmesi gibi herkes el yordamıyla ortaya bir şey koysa da sonuçta fil ile alakası olmayan bir ucube çıkmaktadır. Böyle olunca da niyet halis olsa da kimsenin tatmin olmadığı bir kutuplaşmanın fitili ateşlenmiş olmaktadır. Özellikle yaşadığımız bilgi çağında herkes her konuda allemey-i cihan olunca bilgi kirliliği ortamında at izi it izine karışmaktadır.
Vefa konusunda herkes her şeyi bildiği için kime neyi anlatacaksınız! Fakat burada önemli bir ayrıntı ortaya çıkmakta olup, uygulama olmadıktan sonra bilmek bir işe yaramıyor. Şeytan da her şeyi biliyor du fakat iman etmediği için lanet halkası boynuna geçmiştir. Yaşadığımız bu dönemde bilgiden daha çok icraata ihtiyacımız olduğu kesindir. Vefa konusunda mangalda kül bırakmayanlar, elini cebine atması gerektiğinde ipe un sererek bin dereden su getirmektedir. Böyle olunca da vefa konusunda havanda su dövülerek, bir arpa boyu yol almamız mümkün olmuyor.
Vefa önce Allah’ı sonra da Peygamberimizi sevmekle başlamaktadır. Daha sonra anne-babamız başta olmak üzere tüm aile ve yakınlarımızı derken halkayı genişleterek tüm insanları sevmektir. Vefa aynı zamanda bağlılık, aidiyet ve sadakattir. Bütün bunları güzel ahlak ve ibadetlerimizle süslediğimizde değerlerimizi de korumuş olacağız. İnsanı insan yapan ve onu diğer canlılardan ayıran en önemli hasletin vefa olduğunu bilmek yetmez. Bunun yanında üzerimizde emeği olan babamızın dostlarını bile ziyaretle mükellef olduğumuz akıldan çıkarılmamalıdır. Bunlara ilave olarak sılay-ı rahim çerçevesinde hareket etmemiz en temel görevlerimizdendir.
Dinimizin ortaya koyduğu ve Peygamber (Sav) efendimizin çerçevesini çizdiği tutumu takındığımızda mesele hallolmuş olacaktır. Fakat günümüzde bakıyorsunuz sosyal medya dediğimiz mecrada yılların hukuku ile hemhal olmuş insanlar birbirine düşman olabiliyor. Sırf onun gibi düşünmediğiniz için sizi bir kalemde silebiliyorlar. Bu nasıl bir sığlıktır, anlamak mümkün değil.
Sonuç olarak; zaman, ne kadar değişirse değişsin temel değerlerimiz değişmeyecektir. Bunun en başında da vefa duygusu gelmektedir. Sağlığımız, huzurumuz, varlıklarımız ve de imanımız için en başta Yüce Rabbim ve peygamberimiz başta olmak üzere ahde vefada bulunmak en temel görevimiz olmalıdır. İnsanlara, çevremize, değer ve kutsallarımıza saygılı olmak, toplumsal olarak vefanın neresinde olduğumuzu göstermesi açısından turnusol kâğıdı olacaktır.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın