Akaryakıt fiyatlarının da ikiye üçe katlandığı bu günlerde, yeni emekli olan biri olarak ben de toplu taşıma araçlarından daha çok faydalanmaya başladım. Başladım başlamasına ama toplu taşıma araçlarında altmış beş yaş üstünün yaşadıklarına da yakından tanık oldum. Büyükşehir Belediyesinin bu kişilere toplu taşıma araçlarından (dolmuşlar hariç) ücretsiz faydalanmasıyla ilgili sağladığı güzel bir uygulaması var. Bu uygulamada, Büyükşehir’e ait otobüslerde ve metroda sorun yaşanmazken özel halk otobüsü şoförleri, altmış beş yaş üstü vatandaşlara kan kusturuyorlar. Vatandaşı bindiğine, bineceğine pişman ettiriyorlar. Özel halk otobüsü işletmecilerinin ya da şoförlerinin bu konudaki sıkıntılarını belediye yetkilileriyle çözmesi gerekirken vatandaşla uğraşması çözüm yolu değildir. Amiyane tabirle, eşeğe gücü yetmeyen, semerini dövermiş. Bu konunun belediye tarafından incelenip bir çözüm yolu bulunması gerekiyor.
Özel halk otobüs şoförlerinin büyük bir kısmı, otobüslerine binen vatandaşlara maço tavırlarıyla çok kaba davranıyorlar. Geçen hafta bir yolcusuyla hem de bir kadın yolcusuyla neredeyse yaka paça birbirine girecek duruma geldiler. Baraj Yolu’nda binip boş bir koltuğa oturduğum otobüsün şoförü yirmi beş otuz yaşlarında, sakallı, asık suratlı biriydi. Şoför, kartını okutturan kişileri potansiyel sahtekâr gözüyle görüyor, onlara yaşlarını soruyor, cevabını beğenmediklerine kaba davranıyor, kimlik istiyor, ağız dalaşına giriyordu. Özel halk otobüsü şoförlerinin, Belediye’nin bazı vatandaşlara sağladığı haklardan hoşnut olmadıkları anlaşılıyor. Kaba, üstenci ve aşağılayıcı bir dille onları huzursuz etmeye çalışıyorlar.
Dün, aynı güzergâhta çalışan bir belediye otobüsüne bindim. Akşam saati olması nedeniyle otobüs oldukça kalabalıktı. Yolcuların çoğunluğu öğrencilerden ve yaşlı insanlardan oluşuyordu. Kartımı okuturken “Hoş geldiniz!” diyen tatlı bir kadın sesi kulağıma çalındı. Otobüslerde alışık olmadığım bu sesin sahibini merak edip başımı kaldırdığımda, sıcacık gülen bir yüz gördüm. Şaşkınlıkla arkalara doğru ilerlerken şoförün otobüse binen her vatandaşa evine misafir gelmiş gibi bıkmadan, usanmadan “Hoş geldiniz!”, “Hoş geldiniz!” dediğini duyuyordum. Uyarılarını bile “Hanımlar, beyler, lütfen arkalara doğru ilerleyelim.” şeklinde çok kibar ve yumuşak bir dille yapıyordu. Hatta ön kapıda yığılma olduğunda, “Arka kapılardan da binip kartınızı daha sonra okutabilirsiniz.” diyerek işleri hızlandırıyor, onlara olan güvenini gösteriyordu. Koca otobüsü de gayet rahat ve ustalıkla kullanıyordu.
Belediye otobüslerini kullanan erkek şoförlerin tavır ve davranışları ise üçüncü kategoriyi oluşturuyor. Bu gruptakiler, ne özel halk otobüsü şoförleri gibi kaba ve sinirliler ne de kadın meslektaşları gibi kibar ve güler yüzlüler. Bazıları, otobüsleri oldukça sert kullanıyor, yolcuların yüreklerini ağzına getiriyorlar. Sessiz ve sakin görünüyorlar ama içlerinden, ”Bıktım artık her gün aynı çileyi çekmekten.” der gibiler.
Sözün özü, kadının elinin değdiği her şeyde kalite ve konfor artıyor, insani ilişkiler daha da güzelleşiyor. Bir, özel halk otobüsünün asık suratlı, kaba şoförünü düşündüm, bir de belediye otobüsünün zarif, kibar kadın şoförünü... Otobüsten inerken beni şaşırtan bu kadın şoförümüzün fotoğrafını da çekip belgeleyerek herkese örnek olmasını istedim.