Bitlis’e giden Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci Bitlis valiliğini ziyaret etti. Vali Oktay Çağatay ve sektör temsilcileri ile toplantı yapan Bakan Kirişçi geçtiğimiz yıl meydana gelen orman yangınlarını hatırlatarak “Tedbirler de almak zorundayız. Bu kapsamda belirli tarihlerde ormanlara girişleri yasaklayacağız” dedi.
Ülkemizde yılda 3 binin üzerinde orman yangını olduğunu fakat sadece bunların 10-15’inin gündeme getirildiğini söyleyen Kirişci sözlerine şöyle devam etti:
“Yangından sadece ağaçlar değil canlılar da bedel ödedi. Ama bizlerin de bireyler olarak daha proaktif ve aktif tedbirleri bir an önce uygulama ve birey olarak ormana sahip çıkma durumunda olduğumuz anlaşılmış oldu. Zaman zaman basında orman yangınları ile ilgili haberler oluyor. Diğerleri cefakar orman personellerimiz tarafından söndürülüyor. Bu çerçevede orman yangınlarını duyduğunuzda endişelenmeyin. Gerekli çalışmalar eksiksiz, noksansız sürdürülüyor. Bu yıl envanterimize 55 helikopter, 20 tanede söndürmede kullanılacak uçaklarla ilgili bir makine ekipman yönünden hizmet veren Orman Genel Müdürlüğümüz olacak. Asıl olan yangınlar çıkmadan ormanlarda gerekli tedbirleri almaktır. Bu çerçevede de biz Orman Genel Müdürlüğü olarak bu yangınların olmaması adına birtakım tedbirler de almak zorundayız. Bu kapsamda belirli tarihlerde ormanlara girişleri yasaklayacağız. Vatandaşlarımızın piknik olarak kullandıkları alanlar da dahil bazı tedbirleri almak zorundayız”
"BİLİNÇSİZ SU KULLANIMI TOPRAĞA ZARAR VERİYOR"
Devlet Su İşleri’nin (DSİ) geçtiğimiz aylardaki yaptığı düzenlemeyle Tarım ve Orman bakanlığına bağlandığını söyleyen Kirişci “ DSİ Türkiye’de suyun patronu konumundadır. Türkiye su zengini bir ülke değil. 574 milimetrelik ortalama bir yağışımız var. Bitlis gibi her ilimiz de şanslı değil. Bitlis’te yağış miktarı 1100 milimetrenin üzerinde olduğunu biliyoruz. Bu da Türkiye ortalamasının iki katı neredeyse” diye konuştu.
'Bu sebeple suyu doğru ve idareli kullanmak zorunda olduğumuzu' aktaran Bakan şu ifadeleri kullandı:
“Su doğru kullanılmazsa tıpkı bilinçsiz gübre kullanımı gibi bilinçsiz su kullanımı da toprağa zarar veriyor. Sulama konusunda ciddi bir seferberlik başlatacağız. Toprağın verimi için suyu da idareli kullanacağız. Hukuk ve mevzuat, sektörü de geliştirir. Mesela lisanslı depolar tamamıyla mevzuat ile çıkarılmış bir uygulama. Şunu açık yüreklilikle söylüyorum. Bizim tipik Türkiye olarak aslında görmek istediğimiz Bitlis, bizim için tarımsal bir fotoğrafıdır. Nedir bizim görmek istediğimiz fotoğraf? Stratejik ürünlerde biz kendi kendimize yetmeliyiz.
Diğer ürünler konusunda üretimimizi yapmalıyız. Bu ürünlerin de fazlasını gerek ülke için ya da ülke dışına satmalıyız. Bitlis tam da bunu yapıyor. Kuru fasulyede Türkiye 3’üncüsü. Sertifikalı tohum üretimi sıralamasında 1’inci sırada. Sadece ürünü üretmekle kalmıyor. O ürünün çoğaltılması ihtiyaç duyulan sertifikalı tohumu da üretiyor. Ben bu ülke için üreten, hep eli öpülesi diyorum. Üreticilerimizin, üretimin çok kıymetli ve değerli olduğunu bir kez daha Bitlis’te söylemek istiyorum.”