Taner Talaş'ın objektifinden - 2

Gazeteci - yazar Taner Talaş'ın bu hafta çektiği fotoğraflar ve anlatımları...

Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar bey’e,hararetli hararetli;müellifi olduğum Adana’dan Portreler Galerisi” isimli eserimde,biyografileri yer alan Ceyhan’ın yetiştirdiği değerleri anlattım.

Seyhan Belediyesinin yapmış olduğu kahve müzesindeki tüm eserlerin,Ceyhanlı bir sanatçı olan Şahin Paksoy’a ait olduğunu hatırlattım.

Ceyhan’a tematik müzeler kurulmasının,Ceyhan’ın potansiyeli dahilinde olduğunu belirttim.

Kitabımı hediye ettim.

Gözlemim,başkan iyi bir dinleyici,sabırla karşısındaki kişiyi dinliyor.

Ceyhan için,Adana için başarılı olmasını yürekten temenni ediyorum.

BURASI OBALAR CADDESİ…!

Batı’da toplu taşıma aracı kullanmak, motosiklet sürmek, bisiklete binmek gelişmiş olmanın göstergeleri iken,

Doğuda bisiklet ve motosiklet kullanımı geri kalmışlığın, kargaşanın ve trafik terörünün simgesi haline gelmiştir.

Çünkü gelişim dediğimiz hadise tek bir dinamik üzerinde gerçekleşemez.Gerçekleşirse yavan kaçar.

Refah toplumu dediğimiz uygar ve demokratik toplum, yaşamın tüm şubelerinde var olursa bisiklet ve motosiklet medeniyetin göstergesi haline gelir.

Burası Obalar caddesi;

Kasapların alenen 5/10 tane koyunu yan yana getirip kaldırımda boğazladığı, açıkta satılan gıda maddelerinin egzoz dumanı ve tozlara maruz kaldığı, kaldırım işgalinin sıradanlaştığı, herhangi bir sorun çıktığı zaman hukuk kurumlarına değil “kanaat önderlerine”gidilen bir yapı.

Onun için toplumu rahatlatacak olan medeni araç ve gereçler dahi, trafik anarşisine neden oluyor.

İnsan vücudunda/anatomisinde tüm organlar eşit ve orantılı şekilde büyürse sağlıklı ve güzel insan ortaya çıkar.

Küçük bir surat içinde kocaman bir burun neden çirkin görünüyorsa, Obalar caddesindeki bisiklet ve motosikletlerde onun için çirkindir.

Adana’da son 20 yılda ticaretin doğal akışına aykırı şekilde zenginleşenlerle, soyadlarını değiştirenleri araştırdığımızda ilginç kesişmelere denk geliyoruz.

Şu anki itibarlarını zenginliklerine borçlu olanlar, zenginliklerini neye borçlularsa o nedenle soyadılarını değiştirdiler.

Bu dosyayı yapmaya niyetim var, cesaretimi toplamam lazım geliyor.

O da olur.

Ceyhan’da bir esnaf tabelası. Muhtemelen babasından devraldığı mesleği devam ettiriyor.

Çok uzak bir geçmişten bahsetmiyoruz.

Ancak tabelaya baktığımız vakit toplumsal değişimi okuma imkanı veriyor.

Bugün günlük dilimizde ya da kitabi dilde Kavafiye terimini kullanan kaç kişi kaldı?

Ceyhan büyük bir ilçe.Ceyhan sınırları içerisinde bir yıl içerisinde kaç kişi Kavafiye diyordur…?

Bu arada kaba Kavafiye ilginç bir mesleki terim.

Özenmeden yapılmış ucuz ayakkabı, kemer ve cüzdan gibi ürünlerin tamamını karşılamak için kullanılan bir terim.

Diğer bir ilginçlik ise bugün bu terimi karşılayacak elimizde bir sözcüğün tam anlamıyla bulunmaması.

Promosyon, outlet zannedersem karşılamaz.

Tabeladaki diğer bir ilginç husus ise telefon numarası.

Antik Çağ’dan seslenir gibi oradan bize bakıyor.

Artık hiçbir anlamı yok.

Denemek için önüne 0322 koyarak çevirdim. Herhangi bir iletişim kuramadım.

Bugün sabit telefon diye bir iletişim aracı kalmadı. Resmi kurumların dışında iletişim bilgisi olarak yer almıyor.Alsa dahi bir anlam ifade etmiyor.

Bir toplum hayatı için çok kısa bir süre sayılacak bir zaman diliminde; kavramların, teknolojinin bu kadar baş döndüren bir şekilde değişmesini sadece bu tabelaya bakarak çözümlemek mümkün.

Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar’a ziyaretim esnasında her çeşit nesnenin artık dünyada müzesinin bulunduğunu, Ceyhan’a müzeler kazandırması gerektiğini ifade etmiştim.

Tabela müzesi neden olmasın ki…?

Başörtülü annelerin okula alınmayan elbiseli kızları. Bir zamanlar başörtülü diye okula alınmayan kadınlar, bu sefer de kızlarının elbisesi yüzünden okula giremediler. Çifte kavrulmuş zulüm. Annelerinin iktidarında, okula giremeyen kızları. Tımarhane resmen.

1/5