Taner Talaş'ın objektifinden - 1

Gazeteci - yazar Taner Talaş'ın bu hafta çektiği fotoğraflar ve anlatımları...

Adana’da eski bir apartman levhası.Merkez Çınarlı mahallesi.

Zaman ve değişim her nesneyi etkiliyor.

Kelimelerde değişiyor.

Artık apartman diyoruz.Artık mermer üzerine apartman isimleri yazmıyoruz.

İlginçtir mermer üzerine isim yazmak artık sadece mezarlıkta var.

Birgün orası da değişecek.

Ben görürmüyüm..?

Bilmiyorum.

Adana’da Protestan Kilisesi olduğunu bilmiyordum. Demokrasimiz adına sevindim.Farklı inançların şehrimizde yaşaması önemli.

Kilisenin,Protestan mezhebine ait olması,Adana gibi protest bir şehir için gayet uyumlu bir durum :))

Kısa sürede ziyaret etmekte istiyorum.

Ancak, şapelden katedrale;gerek ülkemizde,gerekse dünyanın her yerinde,Hristiyanların inşa ettiği,görmeye alışık olduğumuz mimari harika ibadethanelerin yanında,apartman katında bir kilise alışık olmadığımız bir durum.

Garipsediğimi ifade edeyim.

Baptist hemşehrilerimize huzurlu ibadetler diliyorum.

Amcamı ziyaret ettim

2.5 Litre kola ve sarı leblebi eşliğinde sohbet ettik.

2.5 Litre kola;

Hayat biçimidir,Anadolu iktisadıdır.

“Atın ölümü arpadan olsun” özdeyişinin modern tezahürüdür.

Beklenmedik misafir ihtimaline karşın ön almadır,toplumsal yaşamanın maliyetini aşağı çekmenin kestirme yoludur.

İki kişilik masada,kutu kola içmenin maliyetini hesaplayan kurnazların ikonasıdır.

Keyif almaktan ziyade karın ve göz doyurmadır.

Leblebi ile birlikte yerli ve milli kosteptimizdir.

Anadolu irfanıdır.

Köyden Şehire yarım asır evvel göç etmiş ama bir türlü köy hasretinden kurtulamayan kavruk adamın alkolsüz içkisidir.

Arabesktir.

Vel hasıl;

Milli güvenlik sorunudur.

Adana Kız Lisesi bilindiği gibi Taşköprü civarında tarihi bir binada yıllarca hizmet verdi.1998 Adana depreminde hasar görünce boşaltıldı.

Tarihi binanın bir benzeri,Süleyman Demirel Bulvarında inşa edilen büyük bir okulun ön kısmına yapıldı.

Güzel de oldu.

Tarihi bir binanın benzerini yapabilme yeteneğini de göstermiş olduk.

Oğlumun sınavı için geldiğim ilgili binanın bahçesinde gezerken Atatürk’ün Samsun’a çıktığı Bandırma vapurunun maketini bahçede gördüm.

Kamu marifetiyle yapılan heykel ve benzeri eser üretmede gülünç olduğumuzu Anadolu’yu gezince görmüştük.

Maalesef makette yapamıyoruz.

Cumhuriyet tarihinin/Milli mücadelenin başlangıcı sayılan bir hadisenin önemli vasıtalarından biri olan Bandırma vapurunun maketi/benzeri/imitasyonu/replikası gerçekten böyle mi olmalıydı?

Muhtemelen metal sanayide demircilikle iştigal eden bir esnafımıza yaptırıldığı her halinden belli olan vapur maketini,bir an evvel oradan kaldırırsak,tarihe daha fazla hizmet etmiş oluruz.

Bina olmuş, Bandırma vapuru olmamış.

Adana ve Adanalı her daim sıradışıdır.

Yaşamı zıtlıklar içinde yaşamayı sever.

Ulu Cami yanındaki garibanların uğrak yeri olan çay ocağında,zenginliğin evrensel simgelerinden biri olan puroyu içen bir Adanalı.

Çay ocağında Puro içilir mi ?

Adanalı içer.

Hemde tahta sandalyede oturup,bacak bacak üzerine atarak.

Külünüde biraz önce tütün içen garibanın kullandığı küllüğe dökerek.

Esas dikkate değer olan,zıtlıkları yaşarken,bu durumu merasimle,çabayla,kurguyla değil,doğal bir akış içerisinde gerçekleştirir.

1/5