Tam da Milli Nizam Partisi’nin kurulduğu İstanbul Boğaz Köprüsü inşaatının anlaşmasının imzalandığı gündü. (50 yıl önce 27 Ocak 1970) Adana Belediye Başkanı CHP’den Erdoğan Özlüşen…
SIRADAN BİR OLAY
O gün, sıradan bir olay gerçekleşir: Akkapı, Hadırlı, ve Bey Mahallesi’nde yaşayan 450 kişi, bir dilekçeye imza atarak dönemin Belediye Başkan yardımcısı Ege Bağatur’a verir.
8 metre uzunluğa ulaşan dilekçe ile istekleri şudur: “Adana’yı güney mahallelerine bağlayan Saydam Caddesi’nin düzeltilmesi, yaşanılır hale getirilmesi, ulaşım sorununun giderilmesi…”
Ege Bağatur vekil olarak cevap verir: “Dilekçe tetkik edilerek bir neticeye bağlanacaktır…”
Erdoğan Özlüşen’in döneminde Saydam Caddesi yaşanılır hale getirilemez.
Ama kaygılanmayın, Ege Bağatur Belediye başkanı olmuştur. Netice yok.
Belki işinin çokluğundan bu görev Selahattin Çolak’a kalır.
Bu arada Milli Nizam Partisi kapatılır, Milli Selamet Partisi Kurulur. Erbakan Başbakan yardımcısı olur. Kıbrıs Barış harekâtı gerçekleşir. 12 Eylül darbesi olur ve Saydam Caddesi yaşanacak hale getirilemez.
BAŞKANLAR GEÇİDİ VE SAYDAM CADDESİ’NİN KADERİ
Artık sorunu askeri idare çözecektir. CHP bu işi beceremedi madem, bu sefer silahların gölgesinde her halde belediye hizmeti yapılabilir… Nuri Korkmaz, ardından Ali Ahmet Kelecek…
Cık… Olmadı... Bu askerin işi değil.
İran, Irak Savaşı sonuçlandı, ama Saydam Caddesi yerinde saydı.
Neyse umudu kesmedik; Efsane (Niye?) Belediye Başkanı Aytaç Durak, bir umut gibi Saydam Caddesine el attı.
Ya Allah! Dedi. Sonuç Yok…
“Çekil” dedi Selahattin Çolak “bu işi ben yapacağım…” Onda da güvenilen dağlara kar yağdı.
Yok!
Aytaç Durak yine başkan olurken bu kez farklı bir umut doğdu. Seyhan ilçe olarak ayrıldı ve bir Seyhanlı Belediye Başkanı oldu Yalçın Akyol… Ardından Ahmet Cevdet Yağ… Azim Öztürk, Zeydan Karalar ve Akif Kemal Akay…
Hayır! Olmuyor…
Rusya yıkıldı, onlarca devlet doğurdu… Doğu Almanya’da duvarlar yerle bir oldu. Milenyuma yaşandı. Televizyonlar cebimize girdi… Erbakan Başbakan oldu ve sonra rahmetli oldu… Genç Bülent Ecevit, partinin başına geçti, Kıbrıs’ı kazandı… 2000’li yıllarda başbakan oldu ve hakkın rahmetine kavuştu…
Saydam Caddesi yerinde saydı… Hatta daha da kötü oldu…
Dünyada tarihler, coğrafyalar, sınırlar değişti; İstanbul Boğazı inşa edildi, özelleştirildi ve sonra satıldı, hatta dördüncü köprü inşa edilmek üzere, Saydam Caddesi’nde en küçük bir değişiklik olmadı.
HER PARTİ AYNI ÇIKMAZDA KALDI
Demem o ki, Saydam Caddesi lanetli… Orada yaşam kalitesi düzeltilemez.
Ne trafik, ne ulaşım, kaldırım işgaller, seyyar satıcılar, bisiklet, motosiklet, yaya geçişleri vs… Düzeltilemez kardeşim; çünkü lanetli.
Kötülük melekleri o bölgenin yaşanılır hale gelmesini istemiyorlar.
Çünkü ikisi askeri diğeri sivil olmak üzere, 6 belediye başkanı ile 5 Seyhan ve 6 Büyükşehir Belediye başkanının tamamı bu kadar beceriksiz olamaz…
Diyelim ki başkanlar beceriksiz, peki ya partileri…
Bakın, size garip gelmesin, Adalet Partisi’nden başlamak üzere, CHP, Anavatan Partisi, Sosyal Demokrat halkçı Parti, Milliyetçi hareket Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi…
Hepsi bu memlekette belediye başkanlığı yaptı…
Sonuç, el birliği ile bir tek caddeyi yaşanılır hale getiremediler…
Bu kadar insan ve sistem beceriksiz olamaz…
Orada lanet var…
Ha bu arada Akif Kemal Akay’ın da bu işi becereceğini düşünmeyin.