SİZ,
"Huzur almak için giderken Kalamış'a"
BİZ,
Düşerdik birer tahta bavulla yola
Oralarda köyler vardı uzaklarda
İçimizi sarardı garip bir sancı
Çocuklar oynardı giysileri yamalı
Ayakları çıplak, başları kabaktı
Yüzleri tanıdık,
Bakışları yabancı...
Biz mavi ışık yolcularıydık..
Ata'nın yolunda yürüdük..
Dalında olgunlaşan meyveler gibi
Büyüdük de büyüdük...
Hasanoğlan, Düziçi, Kepirtepe...
Birer yuvaydı biz gariplere...
*
Bu hafta "Öğretmenler Günü" kutlanacak.Huyumuzdur, her özel günde muhatapları överiz güzel sözlerle,çıkarırız göklere...Tumturaklı sözler etmekte kimse su dökemez elimize.. Yıllardır övgü dolu iletiler yayımlayan, kavşaklara etkili sözlerle donanmış bez afişler asan egemenlerin yere göğe sığdıramadıkları öğretmenin hiçbir sorununu çözmediğini görür, acı acı gülümsersiniz.
Bilinmelidir ki öğretmenin övgüye gereksinimi yoktur. Maddi ve mavevi destektir egemenlerden beklediği.
" Siz
Kara göklerin yıldızları
Işıtın yurdumuzu
Sabaha kadar..."
diyen şairin kahramanı olan kara göklerin yıldızları öğretmenlerin gönlü karalı, yüreği yaralıdır dünden bugüne...
İLKELİ SİSTEMSİZLİK
Sürekli bakan değiştiren,çocukların kobay gibi kullanıldığı, sistemsizliği ilke edinmiş duyarsızlık var Türk milli eğitiminde..
Atama bekleyen 200 bin öğretmen kanayan yarasıdır eğitimin... Öğretmen olarak üniversitelerden mezun olanlar çöpten geçiniyor, kuryelik yapıyor, market kasalarında oturuyor, market raflarını düzenliyor... Kimi de işsizliği, baba parasına muhtaçlığı kendine yediremiyor, hayatına son veriyor. . Bir de sözleşmeli öğretmenlik icat edildi son yıllarda... Bugün varsan yarın yoksun demek olan sözleşmeli öğretmenlik öğretmende bir gelecek kaygısı oluşturmakta, onun yaratıcılığına engel olmaktadır .. Geleceğine kaygıyla bakan biri üretken olabilir mi? Hayal gücünü işletebilir mi? Yapıcı, yaratıcı yönünü ortaya çıkarabilir mi?
O HALDE NE YAPMALI?
Boş övgüleri, kuru sıkı iltifatları bırakalım önce... Sorunları saptayıp çözümler arayalım. Öğretmenliği sıradan bir meslek olmaktan çıkaralım önce..
*Öğretmen, öğretmen akademisinde yetiştirilmelidir...
*Öğretmene bir bilim insanı gözüyle bakılmalıdır...
*Öğretmen maddi açıdan desteklenmeli ve ek işler yapması önlenmelidir..
*Her öğretmene aylık internet, kitap, gazete, dergi tiyatro, sinema, konser gibi sanatsal etkinlikleri izleme ve katılım sağlama desteği verilmelidir..
*Her öğretmenin evinde bir kitaplığı olması sağlanmalı, pozitif bilim öğretmenlerine mini laboratuvar desteği sağlanmalıdır..
*İsteyen öğretmene proje, kitap yazma teşviği verilmelidir..
*Emekli öğretmenlerin bilgi,birikimlerinden yararlanma yoluna gidilmeli; öğretmenlikte liyakate önem verilmeli; kayırma, kollama olmamalıdır..
*Öğretmene özgür bir çalışma ortamı sağlanmalı; üzerindeki idari ve siyasi baskıya son verilmelidir. .
*Atanmayan öğretmenlerin ataması yapılarak uzman öğretmenlerle birlikte çalışmaları sağlanmalıdır..
Eğitime her kademede kırk yılını veren bir eğitimci olarak yapılması gerekenleri sıraladım yukarıda... Çok zor değil bunları hayata geçirmek.. İyi niyet, inanç ve biraz çaba yeterlidir... Devletimizin maddi katkıyı sağlayacak gücü de vardır kuşkusuz...
ÖĞRETMEN OLABİLMEK
Bazen
Sığınmak istersin bir yüreğe
Belki
Yağmur dininceye kadar
Belki de
Sonsuza değin..
Evet...Sığınılacak bir limandır öğretmen.. Bir uçan halıdır, Öğrencilerine dünyayı gezdiren.. Bir bilim kurgu uzmanıdır geleceği kurgulayan... Hayal bahçesinin bir bahçıvanıdır öğretmen.. Düşünen, soran, sorgulayan, düşünmeyi öğreten bir bilgi küpüdür öğretmen..
Üç kutsalı vardır öğretmenin.. TOPRAK… BAYRAK VE EKMEK…
En büyük gururudur bir öğretmenin 'ben öğretmenim' diyebilmek!
ÖĞRETMENİM UNUTMA..
"Sen kara göklerin yıldızısın.
Görevin ışıtmaktır yurdu sabaha kadar.
Ama düşe kalka
Ama yiğit
Ama umutlu" olmalısın bu yolda.
Unutma...
Öğrenciler...
Gözleri ateşböceği gibi ışıl ışıl yananlar..
Kitap,kalem,bilgi için yolunu gözlerler
Beyaz zambakların tohumunu ek yüreklerine..
Anlatın onlara
Pir Sultan'la onurun güzelliğini
Karacaoğlan'la aşkın yüceliğini
Aşık Veysel'le gönül gözünün zenginliğini..
Can suyu olun onlara
Sırtı yamalı, yalın ayak çocuklara
Saçları belikli, fistanlı kızlara
Çünkü onlar birer fidandırlar
Sevgiye, geleceğe, umuda...
ATATÜRK'ÜN ÖĞRETMENİYİM DİYEBİLMEK
Uygarlık yolunda ilk meşaleyi yeni Türk harfleriyle tutuşturan Bsşöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ü sevgi,saygı ve şükranla anıyorum..
Aydınlanma savaşının birer neferi olan şehit öğretmenlerimizle, sonsuzluğa göçerek cenneti mekan tutmuş öğretmenlerimin önünde saygıyla eğiliyor ve onları rahmetle yad ediyorum.
DALINDA OLGUNLAŞAN MEYVELER şiirimden birkaç dizeyle yazıma son veriyorum.
Alnımızda nurdan bir çelenk
Yer alırdık en önlerde
Atamız'dan aldığımız esinle...
Duyduğumuz en güzel sesti
A -BE -CE
Bir elimizde kazma kürek vardı
Kitap diğerinde...
Sel olur akardık mavi ışığın peşinde
"Adalar'dan bir yar gelirken sizlere..."
Biz meydan okuduk cehalete..
İt ürümez,kervan geçmez köylerde
...
Elimizde kerpeten çivi
Çatı çattık
Duvar ördük nasırlı ellerle...
Fotoğraflar “Eski Türkiye Fotoğrafları Grubu’ndan” alınmıştır.