Adana'da Salgın Günleri Başlığıyla paylaştığımız yazıların dördüncüsü.
Salgın hastalık, Çukurova'nın belalı uzatmalısıdır. Alınması lazım gelen tedbirler çoğu zaman, yönetmelikler arasında kaybolmuştur.
Daha düne kadar, caddenin tozlarıyla karışık açıkta satılan tatlılar, simitler, aynı çinko bardakla içilen aşlamalar (Meyan Kökü Şerbeti) , helkelerde satılan eskimolar, yine kalaylı çinkolarda "tuzuyla... biliyle" satılan haşlanmış nohut... Üstelik, gazete kağıdından yapılmış külahlarla mükellf bir ikram...
Vardı... Çoktu... Hala var... Yok mu zannediyorsunuz?
Siyasi geleceğimiz halkın memnuniyeti üzerine kurulu olduğu için bu tür davranışlara göz yumulur. Aç parantez maalesef kapa parantez.
AZRAİL'İN ORAĞI POLİTİKAYI YENDİ
Bilim insanları bağırıyor: "Kolera gezinip duruyor, Adana'ya çağırmayın! Önlem alın" Ama siyaset, halkı küstürmemek sağlıksız ticarete bir gözünü kapatıyor.
Öyle ya belediye ne yapacak, seyyarı, tatlıcıyı, börekçiyi ve simitçiyi, hatta kasap, pastane, tozlu raflı mahalle bakkallarını?
Böyle başıboş dönüyor bu devran, tut ucundan sen de kazan.
Sonunda kolera, bu ısrarlı davete dayanamıyor geliyor. Geliyor ama yetkililer bir müddet,
"Yok ya bu kolera değil?"
"Kolera mı acaba?"
"Yok! Yok! Bu kolera olsa,çocuğu gönderir; 'Sevgili Adanalı, evdeyseniz bu gün size geleceğiz' derdi...
İnsanlar hastalanıp ölürken, kolera Adana'ya gelir mi gelmez mi tartışması sürdü.
O dönemlerde hastalığın açıklanması "devlet sırrı"nın açıklanması niteliğindeydi.
Bu konuda açıklama yapanlar "bir devlet sırrını" açıkladıkları için takibata uğrayabilirlerdi.
Koleradan yataklara düşenler ve ölenler, bir devlet sırrının kurbanı olduklarını bilmiyorlardı.
Azrail kolera orağıyla Adana'da geziyordu; ne de olsa izni İl Müdürlüğünden değil, kaderden alıyordu.
Sonunda devlet sırrı Azrail'in orağına yenik düştü: Adana'da kolera olduğu açıklandı.
ALINAN TEDBİRLER
Beceriksiz politikacıların her zaman kurban edeceği il müdürleri vardır. İl müdürlerinin kurban olarak seçilmesi, liberalizmin, hümanizmden intikamıdır.
Ne demek mi? Boş verin, yeri gelince anlatırız.
O yıllarda Liberalizmin kurban ettiği Sağlık İl Müdürü Dr. Zahit Güngör.
Yetersiz sayıda Kolera aşısı geliyor. Sağlık ocağında yığılmalar oluyor.
Aşı sayısının yetersizliğini açıklayamayan hükümet, Sağlık İl Müdürü Zahit Güngör'ün ağzından bir açıklama yapıyor:
"Aşı, yeteri kadar koleradan korumuyor. Aşı olmanın gereği yok. Aşı olmak için beklemeyin..."
Milletimizin devletine inanmak gibi bir alışkanlığı vardır.
Milleti salgına kurban eden bu beceriksizliğe de inanabilirlerdi ama...
İşte o "ama..." olmasaydı:
PARASI OLANA AŞI
Parası ve dayısı olanlar, kolera aşısı oluyordu.
Bir 'Kartvizit' veya 'İstemem; yan cebime koy' sistemi tıkır tıkır işliyordu.
Çünkü bu sistem bukalemun gibidir, her ortamın rengine bürünür ve atom saldırılarından etkilenmeyen tek sistemdir.
Bugün de var mı? Karıştırmayın... Hani parası olanları kit alıp test yaptırması falan filan... Bunlar münafıkların sözleridir; onlara kanmayın.
Zenginlere kolera aşısı gerekir de fakirlere gerekmez mi?
Belki söylememişlerdir ama her halde bu konu için de, cemaatin iler, gelenlerinden: "Kolera fakire tar,katımıza bağış yapanlara dokunmuyor" diye anlatanlar olmuştur.
BELEDİYENİN BAŞARISI
Belediye hiç boş durmadı. Çok hızlı davrandı. Öyle hızlı hareket etti ki, patlayan kanalizasyonların üzerinde koşuşan, uçuşan haşeratları göremedi. Uzaydan bakıldığında görülen kanalizasyon sızıntıları belediye elemanlarınca görülemedi.
Çünkü belediye elemanları koleraya neden olan musibeti arıyorlardı. Nihayet aradıklarını buldular ve kamuoyuna açıklama yaptılar:
"3 Kova dondurma ve 1147 Şırdan dolması yakalanmıştır..."
Koleraya neden olduğu iddia edilen zanlılar, kazan ve kovalar içinde adliyeye getirilmiş ve duruşma saatinin ileri olması nedeniyle, bozulma ihtimaline karşı yetkililer tarafından afiyetle yenilmek suretiyle imha edilmişlerdir.
*** ÇOK ÖNEMSİZ BİR NOT***
VİRÜSTEN TEHLİKELİ ANLAYIŞLAR...
Bu haberlerin yayıldığı gün gazetelerde minicik bir haber vardı: "DPT Müsteşarı Turgut Özal Çukurova'yı Geliştirmek çin Geliyor..."
Turgut Özal, ABD'lilerle yapılmış olan müşterek bir plan çerçevesinde Çukurova'ya geliyor.
O zamanlar Türkiye'yi 24 Ocak Kararlarına götürecek ve Ülkemizi sanayi ve tarımını ABD'nin insafına terk edecek virüsün koleradan daha tehlikeli olduğunu bir çok kimse anlamıyordu.
Koleranın önü alındı ama bu yanlış anlayış virüsünün önü hala alınamadı.
Kaynak: 26 / 27 Ekim 1970 Tarihli Yeni Adana Gazetesi
2. Bölümde:
*Gazetecilerin hastaneden kaçırdıkları kolera kayıtları
*Bilim kurulu üyeleri
*Aşı ve kampanya ilişkisi
*Bakanlığın açıklaması...