Edebiyatla Yaşamak

İsmail Tekin

ROMAN TARİHİNDE YASAK AŞKLAR

MADAM BOVARY

Ünlü Rus Edebiyat ve eleştirmen VLADAMİR NABOKOV ; “ Madam Bovary, bu dizideki peri masalları arasında en romantik olanıdır. Biçem açısından şiirden beklenen etkiyi düzyazıda yaratır.”

“Emma Bovary denen kız hiç yaşamadı. Madam Bovary kitabı ise sonsuza kadar yaşayacak. Kitaplar kızlardan daha uzun ömürlüdür.” der; Edebiyat Dersleri İletişim Yayınları

Emma Bovary, evlilik dışı ilişkileri ele alıyor. Zamanın o tutucu, cahil ve zevksiz ııı. Napolyon yönetimini dehşete düşürücü durumlar içerir.

Roman müstehcen bulunur. Mahkemelik olur. Davayı Flaubert kazanır. Emma Bovary kimdir? Diyen yargıca Emma Bovary benim der, Flaubert.

Madam Bovary, romanına geçmeden önce o günün Fransa’sını incelemek gerek. İlk gerçekçilik romanlardan biri sayılan Emma Bovary nesnel toplumsal koşulların belirleyiciliği temelinde yazılmış olan bir eserdir. İlk gerçekçilikte; ahlakçılık ile toplumsal ahlakın eleştirisi yan yana gider. Madam Bovary de böyle bir kitaptır.

Fransa da feodal dünya hiçte ağırbaşlı olmayan bir hava içinde kendi sonunu getirmişti. 1789 Devrimi yeni bir çağın başlangıcı olmuştu. 1791 – 93 Restorasyon dönemi, 1797 – 1820 Napolyon Bonapart’ın Orta Avrupa’yı sallaması 1830 Fransa burjuvazisi iktidarını kurmak için ayaklanmış, 1848’de işçi sınıfı ile birlikte ayaklanarak devrim yapmıştı. Karl Marx “Dünyanın bütün işçileri birleşiniz.” “Zincirlerinizden başka kaybedecek bir şeyiniz yoktur.” Dediği Komünist Manifesto’yu bu tarih de yazmıştı.

“ Kapitalizm uyumlu bir insan yerine, uyumsuz bir insanı, tutarlı bir toplum yerine, bölünmüş bir toplum; insanlar arasında uygunluk yerine, yabancılık; ortak iyilik için yaşayan birey yerine, bencil düşünce ve duyguları olan birey yaratmıştı.” GERÇEKCİLİĞN TARİHİ Boris SUÇKOV

İşte bu siyasal ve toplumsal koşulların sonrasında 1853’de Flaubert Emma Bovary’yi yazmaya başladı. 1857’de yayınladı.

Emma Bovary, Fransa da burjuva dönüşümünün henüz tamamlanmadığı, bu dönüşümün sınır çizgisindeki romandır. Nabakov’un dediği gibi, Emma diye bir kız hiç yaşamadı. Ancak 162 yıldır, daha da olacağa benziyor. Emma Bovary romanı okunuyor tartışılıyor.

Konusu feodal sistemden, burjuva toplumsal ilişkilere geçisin ahlaki sorunlarını irdeler.

Kitap her ne kadar “Madam Bovary” adını alsa da; ilk bölümün 45 sayfası kocası Charles Bovary ile ilgilidir.

CHARLES BOVARY;

Charles’ın Flaubert tarafından tanıtılması bölümün ilk paragrafındaki cümlelerinde bir ipucu verir. Charles hakkında ileride gelişecek olaylar dizimine okuru hazırlar.

Müdür 15 yaşına gelmiş Charles’ı okul öğretmenine tanıştırır. Charles şapkasını düşürür, sınıf arkadaşları güler, adını zorluyarak söyler. Öğretmen birkaç defa tekrarlatır, heceletir. 

Sonunda Charles Bovary, diyebilir.

Bu tanıtım sonun başlangıcı gibidir.

Charles Bovary; can sıkıcı, hantal, miskin, zevksiz, zavallı, kararsız, var olanla yetinen, beklentileri olmayan, sıradan, gelişmeye kapalı biridir.

Charles, sorgulama nedir? Bilmez.

Emma’nın duygularını anlamaz. Emma’yı her iki sevgilisine tanıtan, ortam hazırlayan kendisidir.

Charles Bovary annesinin etkisinde büyür. İlk karısı duldur. Anne yıllık 1200 Frank geliri olan dul kadınla evlendirir. “Kadın çirkin, çalı gibi kara, tomurcuk açmış fidan gibi sivilceli” dir. …… “Charles böylece bir meşe gibi büyüdü; elleri iri iri yanakları al al oldu.”

 

EMMA BOVARY;

EMMA, Charles’ın ikinci eşidir. Kendisi hakkında kitap yazıldığına göre ne yazılırsa, ne söylenirse yeterli olmayacağı kanısındayım.

Emma Bovary; duyarlıdır, az çok iyi bir eğitim görmüştür. Çekicidir, güzeldir. Okuduğu roman kahramanı kadınlarla kendini eş tutar. Walter Scott gibi yazarların erkek roman kahramanları kendi hayalindeki adamlardır. Egzotik düşler içinde heyecan duyar. Romanların etkisi, mizacının gereği “âşık” dır, “sevgili”dir. Aşka ve sevgiye tutkuyla bağlıdır.

Sığ roman kültürü ve roman kahramanları yaşamına yön vermektedir. Yoğun tutkular yaşar. Kızı Berthe yırtık, delik çoraplarla dolaşır, o sevgililerine lüx eşyalar, hediyeler alır. Kızını ihmal eder, “ Benim suçum değil” der. Sevgilileri masrafın altından kalkamayınca açığı cömertçe kendisi kapatır.

( Anna Karenine aksine oğuna bağlıdır. Emma’dan farkı 1877’de yazılmıştır. )

Aşiğı Rodolphe, kendisine kur yaptığında

-   Bir sevgilim var!... Bir sevgilim var! Diyecek kadar, kendinden geçmiştir.

Sevgiye susamış biridir.

Sevgilisi Rodolphe, bu tutkunun farkındadır. Emma’ dan faydalanma yolunu seçmiştir.

Rodolphe; Emma hakkında düşüncesi

-   Şirin kadın! Hakça şirin kadın! Endamı paris kadınları gibi. Aşk diye içi titrer. Şöyle nazikçe bir kopliman yapılsa, insanı çıldırasıya sevecek, hiç şüphe yok! Hem de ne şefkat gösterir. Ne dilber olur! Orası öyle ama “SONRA BAŞIMDAN NASIL ATARIM” düşünür.

Emma’nın en iyi tanıtımıdır, bu sözler.

“ Emma bütün romanların seven kadın; bütün dramaların kahramanı, bütün şiir kitaplarının belirsiz sevgilisi olan kadındı”

Emma’nın doyumsuz aşk, sevgi eğilimi, kendisini borçlandırır. Değirmenin suyuna bakmaz. Borçlanmalarına karşılık senet imzalar.

Tüccar – Tefeci Lheureux (Lörö) parasını ödemediği her yeni bir vadeyse bedeli artan senetler imzalattırır.

Zaman gelir, senetleri ödeyemez senetleri karşılığı ödenmediği için evine icra gelir. İcra kâğıdı tarım pazarındaki direğe asılı Emma’nın sonu belli olmuştur.

Üçbin Frank ödeme bulursa icra duracaktır. Sevgilis Loen’dan ister. Leon ilgisiz kalır. Bir arkadaşından isteyeceğini söyler, saat üçte buluşma verir. Buluşmaya gelmaz. Birden aklına Rodophe gelir, Rodolphe iyidir, akıllıdır, cömerttir. Rodoplhe’dan üçbin frank ister. Rodolphe ilgisiz ve soğuk bir ses tonuyla

-   Param yok! Sayın Madam der.

( Flaubert bu içeriği destansı bir düz yazıyla anlatmaktadır. )

Emma her iki sevgilisinden umduğunu bulamaz. Birinin önerisi üzerine noterden borç para istemeye gider. Noter Emma’nın bu perişanlığından duygusal fayda sağlamaya çalışır. “ Sizi seviyorum ” der. Emma’nın elini yakalar, hırsla öper. Emma bir sıçrayışla ayağa kalkar. Noter Emma’nın beline sarılır. Emma’nın kan beynine sıçramıştır. Haykırır.

-   Benim perişanlığımdan istifade etmeye bakıyorsunu<; mösyö! Ben acınacak bir kadın olabilirim, fakat satılık değilim! Der ve çıkar.

Para bulamaz.

Kasaba eczanesi anahtarının yerini bilmektedir.( yazar önceden bilgi vermiştir.) eczanede bir avuç arsemik alır, yutar. Kendini zehirler. Artık hayatta değildir.

 

LEON VE RODOLPHE;

İkiside Emma’nın sevgilisidir. Leon taşralı, yeni yetme düşük profilli genç bir noter kâtibidir.

Kasabalı utangaç bir gençtir. Emma’ya âşık olur. Emma’da ona Leon aşkını açıklayamaz. Emma’da ilk başlrda evlilik kurumumuna kocasına bağlılığındanoda Leon’a aşkını söylemez. Platonik bir havada geçer. Leon Fransa’ ya hukuk okumaya gider.

Bu boşluğu yazar Rodolphe’la tamamlar. Rodolphe Dr. Charles’a bir hasta getirir. Emma’yla tanışır. Yukarıda Rodolphe tanıtmıştım. Serseri ruhlu kadın avcısı kadından faydalanan, bıkınca gözünü kıromadan kadını bırakan biridir. Otuzdört yaşında dır.

Rodolphe ve Emma’nın karşılıklı bir konuşması kendisini tanımamıza yardımcı olacaktır.

Emma;

-   Başkalarını sevmedin mi? Sanki

Rodolphe;

-   Beni bulduğun zaman toy bir delikanlıya benzer bir halim var mıydı? Diye çıkışır.  

Rodoplhe, Emma ile İtalya’ya gitme planları yaparlar. Rodolphe, Emma’yı bırakır, kasabayı terk eder.

LEON;

Leon Fransa ya hukuk tahsiline gittikten sonra değişmiştir. Burjuva ilişkiler içinde yoğrulmuştur. İkinci defa Emma ile karşılaşınca yüzsüz, kendini beğenmiş, geçmişinde öcünü alır gibi davranır. Emma ile aşk yaşar, düşük profilli, özenti içinde bir sevgilidir.

Söylenecek ne varsa; Emma hakkında söylenebilir. Ancak Emma kendi sonunu hazırlarken, Charles’ıun ilgisizliği, her şeyini hatta hayatını uğruna harcadığı; Rodolphe ve Leon gibi sevgilileri tüccar – tefeci Lhlureux( lörö) ve noterin hataları, katkıları yok mu?

İntiharda hepsinin az çok paylarının olduğu gerçek değil mi? Yüz altmış iki yıldır, hep Emma Bovary suçlanır yorumlarda küfüre varan hakaretler yapılır. Erkek egemen zihniyet tek taraflı yorum yapar.

Hatta Notere’e; perişanlığının son aşamasında söylediği “ Satılık değilim” Emma’yı az da olsa ahlaki olarak olumlu bir yere koymaz mı?

Emma için söylenecek bir söz varsa; oda ölümünü çok insanca bir duyguyla seçmesi, bir felaketle sonuçlandırmasıdır.

 

Emma Bovary – Flaubert

İşbankası Yayınları

Çeviri: N. Ataç – S.E. Siyavuşgil