“Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.” demiş, Fransızların ünlü yazar ve düşünürü Albert Camus.
Sahi, insanlarımız ülkemizde daha çok nasıl ölüyor?
Savaş sonucu mu?
Hastalık sonucu mu?
Trafik kazası sonucu mu?
Deprem sonucu mu?
Yoksa yatağında eceliyle mi?
Son sorunun dışındakilere evet dersem yanlış cevap verdiğimi mi düşünürsünüz, yoksa siz de bana katılır mısınız?
Deprem, ülkemizin değişmez gerçeği. Bu gerçeği bilerek bu coğrafyada yaşamanın yollarını bulmalıyız. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bu konuda bilmediğimiz bir şey varsa bir bilene sorabiliriz. Dünyada bu konuda izlenen yol ne ise biz de aynısını izlemeliyiz, diyeceğim ama siz sanki bana katılmıyor da bir şeyler mırıldanıyorsunuz ve biraz karamsar gibisiniz.
“Bizdeki zihniyet değişmedikçe daha çok bedeller öderiz.” dediğinizi duyar gibiyim.
Ama kusura bakmayın!
“Coğrafya kaderdir.” diyerek parmağını dahi oynatmayıp kaderime razıyım demek de aptallıktan başka bir şey değildir.
Bildiğimiz ve kabul etmemiz gereken bir gerçek daha var:
Deprem öldürmez, çürük bina öldürür. Çürük bina öldürüyorsa binaları öldürmez hâle getirmeliyiz. Bunun yolu da sağlam, dayanıklı binalar yapmaktan geçer. Bu gerçeği de bilmeyen yoktur ama kahrolası açgözlülük, insanları doğru yoldan saptırıp yanlış yollara yöneltiyor. Sonuçta kendisinin de etkilendiği büyük facialara kapı aralanıyor.
Herkes görevini doğru yapsa sorun kalmayacak. Fakat bizde görevini doğru yapan, çalmayan, çırpmayan insan parmakla gösterilip ödüllendiriliyor. Dürüst olmak, insanlığın gereği olması gerekirken bir meziyetmiş gibi algılanıyor.
Büyük bir badire atlattık demiyorum, çünkü atlatamadık. Büyük bir badire yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. Aynı kafada gidersek daha büyük faciaları da yaşayacağız diyorum.
Depremin yıldönümünde, o acı günü ve yitirilen canları anmak ve unutmamak adına törenler düzenleyip ağıtlar yakılsın. Ama yaşanılanlardan da bir ders çıkarılsın. Artık işini doğru yapanları, yani liyakatli ve aynı zamanda dürüst insanları iş başına getirmeliyiz.
Sınavlarda üç yanlış bir doğruyu götürürken seçimlerde bir yanlış bütünüyle bir toplumu, yani hepimizi etkilemesin!..
Açgözlülerin, iş bilmezlerin, liyakatsizlerin yüzünden pisi pisine ne çok öldük, ne çok ölüyoruz!
Artık bu şekilde ölmek istemiyoruz!..