Adana’da Seyhan Devlet Hastanesi pandemi bölümü yoğun bakımında görev yapan hemşire anneler, evlatlarına sarılıp uyuyacakları günün hayalini kuruyor.
Çocuklarından ayrı ilk Anneler Günü’nü geçiren anneler, evlatlarının hasretini de cep telefonlarındaki fotoğraflarıyla gideriyor.
Türkiye’de ilk korona virüs vakasının görülmesinin ardından ülke genelinde ilan edilen pandemi hastaneleri, çalışanlarıyla birlikte en üst düzeyde hizmet vermeye başladı.
Bu hastanelerin birisi de Adana’da bulunan Seyhan Devlet Hastanesi. Hastanenin pandemi bölümü yoğun bakım ünitesinde çalışanlar ailelerinden uzakta gece gündüz demeden hastaların şifa bulması için fedakarca görev yapıyor.
Her yıl Mayıs ayının ikinci pazar günü kutlanan Anneler Günü’nü ise sağlık çalışanı anneler bu sene evlatlarından ayrı geçiriyor.
Seyhan Devlet Hastanesi pandemi bölümü yoğun bakımında görev yapan sağlık çalışanı annelerden bazıları evlatlarını günlerdir göremezken bazı anneler ise eve gittiğinde evladına sarılamadan uzaktan onunla iletişim kuruyor. Yoğun bakımda çalışan bütün anneler ise evlatlarının özlemini cep telefonlarındaki fotoğraflarına bakarak gideriyor.
“Duygusal açıdan çok sıkıntılı”
Bu annelerden biri de yoğun bakım servisinde hemşire olarak çalışan Yurdagül Kurt. Yoğun ve zor bir süreçten geçtiklerini belirten Kurt, bir ay boyunca da misafirhanede kalıp evlatlarını göremediğini söyledi. Yurdagül Kurt, “Emin olun ki bu tulumlarla çalışmak formayla çalışmaktan çok daha zor.
Şükürler olsun ki ağır bir dönem atlattık ve tamamen atlatacağız. Benim en büyük sıkıntım çocuklarımdan uzak kalmam oldu.
1 ay boyunca misafirhanede kaldım. Bir an önce sürecin bitip çocuklarıma sarılmayı arzuluyorum. Kızım 13 yaşında olmasına rağmen ‘Anne artık sana sarılmak istiyorum’ diyor.
Duygusal açıdan çok sıkıntılı bir dönem. Biz yaptığımız işin zorluğundan gocunmuyoruz asla ama onlara dokunamamak gerçekten çok zor. Bu süreç bitince yapacağım ilk iş çocuklarıma doya doya sarılmak olacak” diye konuştu.
“Çocuklarımın yanında olmak isterdim
3 çocuk annesi hemşire Filiz Yıldırım ise süreç bittikten sonra çocuklarına sarılmak istediğini belirterek, “Onlara sarılıp uyumak istiyorum. Bugün Anneler Günü ve onların yanında olmak isterdim. Biz sağlık neferleri olarak elimizden geleni yapıyoruz ama neticesinde bizler de birer insanız. İster istemez üzülüp duygulanıyoruz. Bugün de çocuklarımın yanında olmak isterdim. İnşallah bir daha ki sene bugünü çocuklarımla doya doya kutlamak istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Çocuklarımızın bize ihtiyacı var ama şu an ön planda olan işimiz”
2 çocuk annesi Dilek Atıl da çocukları küçük olduğu için mecburen evine gittiğini ancak onlara hiçbir şekilde temas etmediğini anlatarak, şunları söyledi:
“Sarılamamak çok kötü bir şey. Her gün işten eve gidince koşarak çocuğuma sarılmak istiyor ancak onu durdurmak bu anlatılamaz bir şey. Sarılmasına, öpmesine izin vermemek gerçekten çok acı.
Onları düşünerekten hareket etmek zorundayız. Duygusal anlamda öpmeye, sarılmaya ihtiyacımız var ama bunları hiçbir şekilde yapamıyoruz. Bu süreç bitince çocuklarıma sarılıp, öperek uyuyacağım.
Çünkü bunları çok kısıtlı yapabiliyoruz. Bir anne için bunlar çok zor. İnsanların bize ihtiyacı var. Çocuklarımızın da ihtiyacı var ama şu an ön planda olan işimiz.”
“Ayrı kalmak çok zor”
12 yaşındaki oğlunu Hatay’a akrabalarının yanına bırakan, kendisi de yoğun bakımda fedakarca çalışan Filiz Eker ise oğlunu özlediğini gözyaşlarıyla anlattı. Eker, “Pandemi süreci başladığından bu yana oğlumdan uzağım. Görmüyorum, çok özledim. Duygularımızı bastırıyoruz işimizde ama çok özledim onu. Birilerinin yanında güvende ama ayrı kalmak çok zor. Bu yıl benim için Anneler Günü diye bir şey yok. Bu salgın bitince ilk işim kesinlikle oğluma sarılıp onu koklamak olacak” dedi.