O'na Yaptığımız Alçaklığın Faturasını Ödüyoruz...

Büyük Taarruz..

Mustafa Kemal'in kutsal yolculuğu,19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'da başlar. Erzurum, Sivas Kongrelerini gerçekleştirir. Mustafa Kemal yanındaki heyetle 27 Aralık 1919 'da Ankara'ya gelir. Halk tarafından büyük coşkuyla karşılanır.

Times gazetesi Türk kıpırdanışını şöyle yorumlar:"Bütün cihanın kuvvetine karşı milli bir hareket yaratmak... Ne çocukça bir hayal!"

Yine o günlerde yazar Refik Halit ( Karay),Milli Mücadele'nin başlamasını alayla karşılar: "Bir patırtı, bir gürültü. Beyannameler, telgraflar...  Sanki bir şeyler oluyor, bir şeyler olacak... Ayol şuracıkta her işimiz, her kuvvetimiz meydanda. Dört tarafımız açık. Dünya vaziyetimizi biliyor. Hülyanın, blöfün sırası mı? Hangi teşkilat, hangi kuvvet, hangi kahraman? Hülyanın bu derecesine, uydurmasyonun bu şekline bende dayanamayacağım. Bari kavuklu gibi bende sorayım:

- Kuzum Mustafa, sen deli misin?"

Sadrazam Damat Ferit, Kuva-yı Milliyecilere ve askerlere karşı dinsel bir savaş açar. Şeyhülislam Dürrizade Abdullah'ın verdiği fetvalar, İngiliz ve Yunan uçaklarıyla Anadolu'ya atılır.

Damat Ferit Hükümetinin medrese çıkışlı Adliye Nazırı Ali Rüştü Efendi, "Yunan ordusunun başarısı için dua edilmesini" ister.

Ankara'da toplanan Kuva-yı Milliyeciler zorlukları tek tek aşmaya başlarlar.

* 20 Nisan 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılması.

* 10 Ocak 1921 1.İnönü Zaferi.

* 1 Nisan 1921  2. İnönü Zaferi.

* 23 Ağustos- 13 Eylül 1921 Yunan ordusunun taarruzu, Sakarya Meydan Muharebesi ve zaferin kazanılması..

Acılar,kaygılar, iç isyanlar, düşmanla işbirliği yapan alçaklar, ihanetin her türlüsü.. Ve emperyal ülkelerin kuklası olmuş bir Padişah...

Adım adım zafere giden bir avuç inançlı kadro.

Ve... Zafere giden yol 26 Ağustos 1922...

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa,İismet Paşa ve karargahlarının savaş kademeleri, saat 0.3.30'da atlara bindiler.Yola çıktılar. M. Kemal Paşa önde gidiyordu, yalnızdı. Fevzi ve İsmet Paşalar arkasından geliyorlardı. Daha arkada kurmaylar, yaverler, görevliler, hizmet erleri vardı.

Ağır ağır Kocatepe'ye çıktılar.

1.Ordu Komutanı Nurettin Paşa ve ordu karargahı   Kocatepe'de gecelemişti.

Nurettin Paşa, diğer paşaları karşılar. Sis dolayısıyla topların ateşe biraz geç başlayacaklarını bildirir. M. Kemal Paşa Kocatepe doruğuna kıyısına kadar gider ve aşağıya bakar.....

 

"Paşalar onun arkasındaydılar.

O, saati sordu

Paşalar: 'Üç', dediler.

Sarışın bir kurda benziyordu

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun başına kadar,

eğildi, durdu.

Bıraksalar

ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak

ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı." (*)

 

Saat 05.00 doğru gün ışımaya, sis dağılmaya başlar. Herkesin Ankara'da sandığı Başkomutan Kocatepe'de, ordusunun başındadır. Başıyla İsmet Paşa'ya işaret eder. İsmet Paşa Nurettin Paşa'yı uyarır. Nurettin Paşa telefonla kolordulara gerekli emri verir.

Tam 05.30'da yer gök top sesleriyle inler...

Artık bir ulusun kaderinin belirlendiği "Büyük Taarruz" başlamıştır.

EMPERYALİSTLERİN donattığı, emperyalizmin yönlendirdiği Yunan ordusu ezilmişti. Çok kısa bir süre içinde söküp atılmışlardı Anadolu’dan...

Türkiye için yepyeni bir dönem başlıyordu. Falih Rıfkı Atay 30 Ağustos zaferi için şöyle yazacaktı:

"Nemiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı'nın pençesinden, vicdanımızı ve düşüncemizi Doğu'nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos zaferine borçluyuz."

Emperyalistler savaş meydanlarında ki ilk yenilgilerini ANADOLU BOZKIRLARI' nda "KEMAL'İN ASKERLERİ" karşısında alıyordu.

Ve... Bugün geldiğimiz son nokta..!

MUSTAFA KEMAL'in 19 Mayıs 1919'da başladığı kutsal yolculuk 11 Ekim 1922 Mudanya Ateşkes Antlaşmasıyla ilk bölümü zaferle sonuçlanır...

Sana mahcubuz GAZİ PAŞAM..!

Sana yapılan alçaklığın, şerefsizliğin ve namussuzluğun faturasını çok acı bir şekilde ödüyoruz.

Bin bir zorlukla savaş meydanlarında kazandığın ve kurduğun TÜRKİYE CUMHURİYETİ, bugün yine aynı devletlerin sarmalında bir meçhule doğru hızla sürükleniyor...

Tarikatlar ve dinciler devleti ele geçirmiş.

Emperyalistleri dize getiren ordun bile bölünmüş.

Ülken bile bölünmenin eşiğinde...

BÜYÜK NUTKU'nda söylediklerin tek tek çıkıyor...

"İktidara sahip olanlar gaflet delalet ve hatta ihanet içinde bulunabilir."

Saygı ve minnetle anıyorum...

 

(*) Nazım Hikmet- Kuva-yı Milliye Destanı

 

 

BEKİR SITKI ÖZER

YAŞAM Haberleri

Seyhan Rotary’den eğitime önemli destek
Dağ köylerindeki eli öpülesi öğretmenler
Anıl Tanburoğlu: “Kalkınma Eğitimle Başlar”
İşkad Görev Bölümü Yaptı
Adana’da 8 bin 770 paket gümrük kaçağı sigara ele geçirildi