Sözcü Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle; (BATI'DA AŞIRI SAĞ EYLEMLER NEDEN ARTTI?) Öteden beri Rusya'ya dönük olarak tehdide yönelmiş bir Avrupa var. Ama kendi içindeki tehdidi göremedi. Aşırı sağ nazizim dediğimiz tablonun giderek yükselmesi. Bunlar neye karşılar? Avrupa'da demokrasiye., AB'ye karşılar.
Cumhurbaşkanımız güçlü bir figür, onların düşman olduğu değerler açısından. Bunların hepsi Nazi aslında. Bu durum son derece tehlikeli. En tepede bir Erdoğan düşmanlığı var, onu kaldırığınızda Türkiye, İslam göçmen düşmanlığı var. Aslında onu da kaldırdığınızda AB değerlerine karşılık var. Bunlar bildiğiniz faşistler. Bunlar faşistler. Avrupa'daki siyasiler net duruş sergilyemiyor.
İSVEÇ'İN PROVOKASYON AÇIKLAMASI
İçeriden bir sabotaj var. Şöyle bir durum da var. İsveç Başbakanı diyor ki; Bu eylemi yapanlar bizim NATO'ya girmemizi engellemeye çalışıyor. Siz buna karşı bir şey yapamıyorsanız tabi ki zaaf söz konusudur. 'Biz çirkin buluruz' dediler ama ondan sonra ifade özgürlüğü dediler.
Avrupa'nın her hangi bir yerinde İsveçli meşhur bir yazarın yakıldığını düşünün. Hemen orta çağdaki kitap yakmalar akla gelir. İçeriden sabotaj var, Nazi eğilimi arttı. Faşist gruplar kendilerini güncelleniyor.
"NAZİ GELENEĞİNİN GÜÇLÜ OLDUĞU YAPILAR VAR"
'Yargı böyle' diyor, 'sivil toplum böyle' diyor. O zaman terörle mücadele yasasını değiştirin. Bu bir terör eylemidir. Cumhurbaşkanımıza karşı yapılan eylem tamamen terör eylemidir ve terör eylemi muamelesi görmelidir. İfade hürriyetini de yok eden bir durumdur bu. Kur'an-ı Kerim yakan alçakla bunu gazeteci finanse etmiştir. 70'li yıllarda öncesinde bu göçmen meselesini faşitlerin nasıl kullanıldığını anlatan kitaplarında çok önemli kriterler vardır. Burada da Nazi geleneğinin güçlü olduğu yapılar var.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA'NIN NATO SÜRECİ
Üçlü mekanizmayı biz istemedik, onlar bu duruma getirdiler. Masada ilerleme yok. Tam tersine gerileme var. İsveç hiçbir sözünü tutmadı, tutmuyor. Onların Meclis Başkanı'nın, Savunma Bakanı'nın gelmesinin manası yok. Finlandiya kendini pozitif ayrıştırmak istiyor. Onun için NATO ile konuşacak. Finlandiya ve İsveç iki ayrı bir ülke. Finlandiya terör konusunda doğru adımları attıktan sonra tabii ki İsveç'ten kendisini ayrıştırmış olur.
TÜRKİYE NATO'DAN ÇIKAR MI?
Bunlar bizim her seçim karşılaştığımız şeyler. Panik yapacağımız işler değil serçe parmağımızla yöneteceğimiz işler. NATO'dan Türkiye'yi çıkarmayı söyleyenlerin sözleri akıl tutulmasıdır. Biz kurucu üyeyiz. Türkiye'yi NATO'dan çıkarma söz konusu olamaz. Bu NATO'yu lağvetmektir. Türkiye'nin NATO üyeliğini sorgulamak aptallıktır.
TÜRKİYE'NİN DİPLOMASİ TRAFİĞİ
Biz Suriye ile görüşme yaptığımızda da eksen kayması var dediler. Biz coğrafi konumumuz itibariyle bir Avrupa devletiyiz, aynı zamanda Akdeniz devletiyiz. Asya ve Afrika ile bağımız var. Bunlar yüksek perdeden Türkiye'nin bu politikasını sorgularlar. Ama Cumhurbaşkanımızla görüştüklerinle, Putin'le görüşmesinin ne kadar önemli olduğunu ifade ederler. Biz büyük bir geçmişe sahibiz, çoklu bir politika. Hem coğrafyamız hem kurduğumuz ilişkiler bunu ifade ediyor. Türkiye'nin arabulucuğu sorgulanamaz. Batılı dostlarımızın şunu düşünmesi lazım. Türkiye bu ilişkileri kurarak Batıya sırt mı dönmüş. Hayır. Türkiye'nin kurduğu bu çok boyutlu ilişkiler gerçekten demokrasi, barış isteyenlerin yararınadır.
ANKARA-ŞAM TEMASI
Biz bölgedeki devletlerin zarar görmesini istemiyoruz. Bugün gelinen noktada artık mesele Suriye meselesi olmaktan çıktı. Esad süreci sağlıklı yürütebilseydi kendini limana çekmiş bir pozisyonda olacaktı. Ama olmadı. Esad katliamlar gerçekleşti ve Türkiye pozisyonunu aldı. O zaman da bugün de Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunan Türkiye, bölgede terör devletçikleri kurulacakken Türkiye engelledi. Bu manada Türkiye Suriye'nin toprak bütünlüğünü korudu.
"BUNUN ARKASINDA 'AMA' OLMAZ"
Muhalefet bir paralel evrende yaşıyor. Tamam muhalefet parisidir ama bir şekilde muhalefette kalite olsun isterim. Biden çıkmış seçimler yoluyla muhalefetin kazanmasını desteklemeliyiz demiş. Muhalefet aslında ilkesel bir tavır koysa arkasından bunu söylemek zorunda kalmayacak. Türkiye'nin değerlerine saldırı milli bir meselesir. Bunun arkasında 'ama', 'fakat' olmaz. Bir senedir 6'lı masa toplantıları yapılıyor. Bu toplantılardan siyasi bir sonuç çıkmış mıdır?
SEÇİM 14 MAYIS'TA MI?
Tarih artık kesinleşti. Türkiye demokratik tecrübeye sahip bir ülke. Küçük bir güncelleme yapılıyor. O erken seçim anlamına da gelmez. Cumhurbaşkanımız bir açıklama yaptı zaten. Gereken işareti verdi. Taşlar yerine oturdu. Süreç 10 Mart'ta başlar. Türkiye büyük bir tecrübeyle, sakinlikle bu seçimleri gerçekleştirecek. Bütün siyasi partiler, siyasi partilerden vatandaşlarımız seferber olacak.
MUHALEFETE SLOGAN TEPKİSİ
Burada enterasan bir şey vardır. Cumhurbaşkanımızıın siyaset yapma biçimi CHP'yi dönüştürdü. Cumhurbaşkanımız CHP liderine Demokrat partinin ilkesini söyletmiş oldu. Her seçime giderken patronunuz millettir. Her seferinde bunu ifade edersiniz. Burada millete atıf yapmak. Kampanyamız güçlü bir şekilde hazırlanıyor. Bunlar Türkiye Yüzyılı şemsiyesi altında oluyor. Bizim beyannamemiz vardır. Manifestomuz çıkar ve kampanyamız olur. Ana sloganı Cumhurbaşkanımız açıkladığında göreceğiz. Cumhurbaşkanımızın mitinglerinde adım adım slogan ve kampanya açıklanacak.
Sinan Ateş cinayeti ile ilgili olarak, 'Torbacılara öldürttüğünüz Sinan Ateş' diyor. Biz bunu şiddetli kınıyoruz, utanç verici buluyoruz. Burada bir cinayetten bahsediyoruz. Devletin adliyesi, emniyeti işbaşındadır. Dün de Kılıçdaroğlu birçok kişiyi tehdit etti. Böyle bir tehdit olmaz. Biz varolduğumuz sürece buna müsaade etmeyiz. Siyasi cinayetler sayfası açılmıştır diyor. Adliye ve Emniyet işini yapıyor, olay tüm boyutlarıyla ortaya çıkacak.
AK PARTİ'Lİ ŞENEL YEDİYILDIZ'IN SÖZLERİ
Yanlış bir ifade. Gup Başkanımız kendisiyle konuşmuş. Yanlış bir ifade kullandığını söylemiş. Kendisi de özür dileyip bir açıklama yaptı. Üslubumuzda olmayan, kabul etmeyeceğimiz bir ifade. Üzüldük doğrusu.
MHP İLE ORTAK LİSTE OLACAK MI?
Bizim seçim işleri başkanımızla, MHP seçim işleri başkanıyla gayet uyumlu bir çalışma yapılıyor. Bu konu ile ilgili henüz bir gündem olmadı. Bu yenilenme ve tecrübeyi çok iyi koruyan bir partiyiz. Bir yandan bu siyasi birikimlerimizi aktarabilecek, taşıyabilecek arkadaşlarımızın korunması, aynı zamanda yeni enerjiler bu denge. Burada kurumsallaşmış mekanizmalarımız var. Anketlerle sorarız. Daha sonra bu listeler konuşulur. Bizim açımızdan neyin ne zaman yapılacağı açık bir takvimle ilerliyor.
HDP'YE KAPATMA DAVASI
Bütün demokrasiler açısında terör kırmızı çizgidir. Meclis'te katılma yolları açıkken böyle bir mekanizmanın terörle içiçe olmaması gerekir. Dağdakilerle Meclis'i tehdit eden, "Sırtımızı YPG'ye yaslıyoruz" diyenler var. Bütün dünya ayağa kalktı, bütün Türkiye ayağa kalktı, Cumhurbaşkanımıza yönelik yapılan saldırıya. Biz bu partinin teröre öteden veren açıklamalrına karşı en güçlü tavırları koyduk. Ama terörle söylemleri devam etti. Bu da Türkiye'de bir hukuk var. Orada değerlendirilecek. Son zamanlarda birden bire ne oldu.
Bizim PKK ile alakamız yok. Bunu diyen kişi daha önce terörist liderinin heykelini dikeceğiz diyen kişi. Şimdi tutmuşsunuz TBMM'de siyasetin, demorkasinin aık olması gerektiğini ifade etmek yerine terör örgütlerinin sözcülerinden daha çok savunan üyeleriniz olmuş. Bir milletin buna göz yumması mümkün olabilir mi? Ortada bir durum var bakın. Diğer ülkelerdeki örnekler var. Oralarda partiler kurulmuş, daha sonra örgütler kurulmuştur. Bunların aday listeleri bile terör örgütü kurmuştur. Terör insanlık suçudur. Bütün bunlar da teröristlere sırtımızı yasladık diye açıklama yapacaksınız ondan sonra da demokrasi, hak ve hukuk diyeceksiniz. Böyle bir iki yüzlülük olamaz.
6'LI MASANIN ADAYI KİM OLACAK?
Muhtemelen bunlar adaylarını Temmuz'dan sonra yapacaklar. Ben hiç bu kadar apolatik bir siyaset süreci görmedim. Aslında bir sonraki toplantıyı istişare etmek için istişare yapıyorlar. Bu Cumhurbaşkanı adayı ne diyecek? Masa içerisidne Suriye politikasını destekleyen, karşı olan parti var. Bir senedir toplumun önüne konulan şey siyasi Trafik. Bir vizyon ortaya konulmuyor.
PARLAMENTER SİSTEM TARTIŞMALARI
Hiç kimse buna güçlendirilmiş parlamenter sistem demesin. Bu herhangi bir sistem değil. Buradan açık söylüyorum. Böyle bir tablo hayata geçmeyecek ama böyle bir tablo söz konusu olsa Türkiye'de yaşanan vesayetten daha ağır bir durum ortaya çıkar. Türkiye'ye bir tuzak kurulmak istense ancak böyle bir ortamdan çıkar. Bu siyaset değil. Bunların ortaya çıkardığı model, 6'lı masadaki herkesin kendi pozisyonunu korumak için millete ödetecekleri bir model. Bu model milleti yönetmeye yönelik değil 6'lı masayı yönetmeye yönelik bir model.
Daha aday seçilmeden, "herhangi bir karar almayacaksın" demek o Cumhurbaşkanı’na güvensizlik, etkisiz kılmaktır. Sabah gelirken böyle bir konu geçiyor aklımda ama bu konu merak konusu olmaktan çıkmış. Artık bir önemi kalmadı. Bu mevcut adaylardan hepsini aşağıdan yukarı toplayın artık fark etmiyor. Karşımızda apolitik bir durum. Kılıçdaroğlu aday olursa bizim için hiç fark etmez.
BAŞÖRTÜ TEKLİFİ
Arzu ettiğimiz Meclis'ten geçmesidir. Geçerse referanduma gerek kalmayacaktır. Ama bizim önümüzde gelen taslaklarda ileriye dönük olarak kötü niyetli kullanabilecek, ya da geçmişte açtığı yaraları yeniden açabilecek bir takım ifade eksikleri söz konusu. Arkadaşlarımızın ürettiği yazımda son derece demokratik hukuki bir yazım.
Türkiye'de başörtülü kızların okullara girmesi, bunlar iyi bir moda değil diye mi yapıldı, yoksa inançları yüzünden mi yasaklandı. O zaman yapılan şeyler vardı. Bir neslin hayatı başörtü örtükleri için gelecekleri çalındı. Büyük bir çelişki içine düşerler. Yüce Meclis'in o hayatları karartılan genç insanların haklarını esasından tarihi sorumluluktan kaçmaması gerekir. Olmazsa da referandum var. Bu milletin önüne gittiğinde %90 oranında geçecek bir düzenlemedir.
EYT 1 HAFTA, 10 GÜN İÇİNDE MECLİS'TE
Meclis'e 1 hafta 10 gün içerisinde geliyor. Orada bir planlama var. Önemli olan burada bu siyasi iradenin ortaya çıkmasıydı. Vatandaşlarımız bununla ilgili ciddi sıkıntılar yaşadılar. Haftalarca onlar da üzüldüler. Bunu anlayışla karşılamalarını istirham ediyoruz. Onlarca yüzlerce konu var. Sonuçta siyasi irade tecelli etmiştir, bu mesele bu ayın sonu ya da önümüzdeki ayın başında çıkmış olur.
Maaşlarla ilgili mart diye söylenmişti. Çok bilemiyorum. Herkes aynı statüde mi, onun teknik kısmını bilemiyorum.
EYT'NİN MALİYETİ NE KADAR?
Yıllar içerisinde bu şekilde yumak haline geldiği zaman bir yandan bütçeyi zorlayan bir yanı var bir yandan da vatandaşın hakları var. Şunu sorabilirler haklı olarak. "Niye bu kadar uzun bir çalışma gerekiyor?" Böyle bir adım attığınız zaman ileri ve geri olarak birçok düzenleme gerekiyor. Vatandaşlarımızın üzüntülerini biliyor. Bu dillendirildikten sonra her saniye bu kararla çalışarak geçmiştir.
VERGİLERDE ARTIŞ SÖZ KONUSU MU?
Burada dünyanın çeşitli yerlerinde de bu düzenlemeler yapılıyor. Bunun amacı yeni bir sayfa açmak. Görülüyor ki; Belli bir zaman içerisinde bu başka bir soruna dönüştürülmüş, devlete getirmekten çok götürmeye başlamıştır. En çok vatandaşa bakan iktidar biziz. Ben çoğu kere biliyorum bir düzenleme geldiğibde Cumhurbaşkanımızın, "Bu geçici bir rahatlık sağlar, daha sonra devlete ve millete yük getirir" dediğini. Konut ile mesela adım atıyoruz. 1-2-3 sene evvel de atıyorduk. Bu yeni bir adım değil ki. Türkiye'yi uzun zamandır yönetme sorumluluğuna sahibiz. Türkiye'nin değerlerini bozacak bir iş bizden çıkmaz.
YENİDEN MİLLETVEKİLİ ADAYI OLACAK MI?
Partilerimizin vereceği kararda. Bizde bireysel karar yok. Bunların bizlerin vereceği kararlar değil, biz de kolektif bir karar var.