İnsanoğlu çok karmaşık bir yapıya sahiptir. Her bir insan farklı bir âlemdir. O yüzden de dünya dediğimiz yeryüzünde sayısız ve sonsuz bir çeşitlilik mevcuttur. İnsanı çözmeye çalışmak aslında bitmeyen bir uğraş ve biteviye bir çabadır.
İnsan; duygusu, düşüncesi, coşkusu, sevinci, değerleri, kutsalları ve de hissettikleri ile çok bilinmeyenli denklem gibidir. İnsanın söylediklerinden ziyade; duruşu, oturup-kalkması, tavır ve davranışları aslında karakterinin dışa yansımasıdır. Her insan bir nefis taşımaktadır dolayısı ile günlük hayatta nefsimize zor gelecek birçok olayla karşılaşırız. İnsanın kalibresi ve değeri iyi günde değil, zor günlerde ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden de insanlar hakkında hüküm verirken acele etmemek onları farklı konum ve şartlarda test etmek gerekmektedir.
İçinde bulunduğumuz toplum, yaşadığımız çevre, ilişkide bulunduğumuz insanlar ve takıldığımız mekânlar da gelişim açısından son derece önemli olmaktadır. Bilişim çağı, bilgiye ulaşma konusunda kolaylık sağlarken bilgiyi de talep etmemiz gerekir. Aksi takdirde bize hiçbir değer katmayan popüler kültürün çarkları arasında yok olup gitmemiz içten bile değildir.
Kültür ve medeniyet dediğimiz süreç yüzyıllar boyu oluşan birikimlerin sonucudur. Dolayısı ile kendi değerlerimize sahip çıktığımız, onu özümsediğimiz sürece var olmamız mümkün olacaktır. Aksi takdirde ortaya çıkan aşınma ve yıpranma dolayısıyla canlı birer ceset olmamız kaçınılmazdır. İnsanın oluşumunda aidiyet ve sadakat önemli bir yer tutmaktadır. Bunu kaybettiğinizde geriye bir şey kalmayacaktır.
Kendimizi yenilemek ve bakış açımızı büyütmek adına ilme sarılmalıyız. Günlük siyasi tartışmalar, malayani gündemler zaman kaybı ve israftır. Bilgi ile donanmak ve tefekkür etmek bize yeni kapılar açacaktır. Akıllı insan için ilim ve bilgi sahibi olmak sonsuz bir ihtiyaçtır. “Oku” ile başlayan bir kitabımız ve “ilim Çin’de de olsa arayın, bulun” diyen bir peygamberimiz olduğu için çok şanslıyız. Fakat bu şansı yeterince iyi kullandığımız söylenemez. Bazı insanlar okumadan, kulaktan dolma bilgilerle kendisini allameyi cihan olarak görmektedir. Bu ne büyük yanılgı ve gaflettir. Her şeyi bilen adam aslında hiçbir şeyi bilmiyor demektir. Bu tür insanlar size bir katmayacağı için oradan hızla uzaklaşmanız sizin lehinize olacaktır.
Sonuç olarak; boş teneke çok ses çıkardığı için boş insanları da bu benzetmeden yola çıkarak tespit edebilirsiniz. Hele bir insan, “Ben oldum diyorsa aslında ben öldüm!” demekle eş anlamlı olacağı için siz de bir kanaatin oluşması gerekir. Siz, en yakınızdaki 5 kişinin ortalaması olduğunuz için de bu konuda çok titiz ve seçici olmanız elzemdir.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın