Neden, Nazım ve Mayakovski? Çünkü Nazım'ın şiir üslubu sanatına, yaratıcılığına eleştiri getiremeyen,muhalifleri(saymakla bitmez) Nazım'ı itibarsızlaştırmak, yeteneksiz göstermek, küçümsemek için Mayakovski'nin bir kopyası olarak adlandırıyorlardı.
Nazım'ın Anadolu yolculuğunu, ulusal kurtuluş savaşına desteğine kısa da olsa bir önceki yazımda değinmiştim. Siyasi düşüncesi, hareketli kişiliği Nazım'ı Ankara'da da istemeyenleri rahatsız etti.
Nazım yirmi yaşındayken Batum'a oradan Moskova'ya gitti. Mayakovski ile tanıştı. Mayakovski Rus Devrimi (Ekim Devrimi) ünlü şairiydi. Fütürizm akımının temsilcisiydi. Nazım o günkü devrim Rusya'sında; devrimci duygu ve düşünce ortamında kendini Mayakovski'ye yakın buldu. Bunu gizlemedi.
Nazım'ın Rusçası yetersiz olduğundan Mayakovski'nin şiirlerinin içeriğini anlamıyordu. Biçimini taklit ediyor, bunu zaten kendisi de itiraf ediyordu.
''Özünü değil, biçimini benimsedim.'' derdi.
Nazım lirik bir şairdi. Coşku içerikli şiirler yazardı. Oysa gerek fütürizmde(gelecekçilik) gerekse yapımcılıkta(ikinci önemli bir akım) bireyin iç dünyası yer almıyordu. Bu akımlardan etkilenip şiirler yazsa da, kendi lirik şiirlerinin coşkusunu bulamadı.
Rusçayı anlamaya başladığında Mayakovski ile çok ayrı içerikli şiirler yazdığını Kemal Tahir'e yazdığı mektupta belirtti. Yine de kendisine Mayakovski'nin kopyası dendiğinde; ''Varsın yaşasın bu efsane...Benim için saygındır." demiştir.
Nazım Hikmet'in kendi sözleriyle iki devrim şairinin dostluğu:
"Mayakovski benim öğretmenimdir. Ortak yanlar; ilkin şiir ile düzyazının; ikincisi lirik gibi türlerin aşılması; üçüncüsü şiire siyasal dilin sokulmasıdır."
Moskova'da öğrenim gördüğümde Mayakovski gibi bir tribün şairiydim, ben de.Nefesli sazlar orkestrası gibi ses veriyordu şiirlerim. Topluluk önünde okuyordum onları. Türkiye'de bir tek kez şiir okuyabildim topluluk önünde...Bir iki kişiyle konuşabiliyor, şiirlerimi ancak kulaklarına okuyabiliyordum.Bu nedenle yumuşak sözcükler bulabilmem gerekiyordu." İşte Nazım'ın gerçeği.
Nazım'ın itibarsızlaştırmaya çalışanların amaç ve hedefleri; duygu yüklü devrimci sevgi dolu şiirlerinin halka ulaşmasını engellemekti.
Kavgasıyla sevdasını anlatan şiirlerinden biriyle sizleri Nazım'la başbaşa bırakayım.
İkimiz de biliyoruz, sevgilim,
Öğrettiler:
Aç kalmayı,üşümeyi,
Yorgunluğu ölesiye ve birbirimizden ayrı düşmeyi.
Henüz öldürülmek zorunda bırakılmadık
ve öldürülmek işi geçmedi başımızdan.
İkimiz de biliyoruz,sevgilim,
Öğretebiliriz:
Dövüşmeyi insanlarımız için
ve her gün biraz daha candan
Biraz daha iyi
Sevmeyi...
Alıntı: Nazım Hikmet yaşamı, Mehmet Fuat, Adam yayınları.