Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin'in Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni'ndeki facianın birinci yıldönümü nedeniyle açıklama yaptı.
9 işçinin hayatını kaybettiği 13 Şubat 2024'teki iş cinayetinin ardından mecliste kurulan İliç Altın Madeni Araştırma Komisyonu üyesi olarak çalışan, altın madeninde geçtiğimiz yıl çeşitli defalar incelemelerde de bulunan Dr. Şevkin, Türkiye'nin altın madenleri nedeniyle büyük bir vergi ve gelir kaybına uğradığını, Türkiye'de 20'ye yakın altın madeni işletildiğini vurguladı.
"PARA YABANCILARIN ÇÖP, ÖLÜM BİZİM!"
Araştırma Komisyonu'nda 3 ay boyunca çeşitli kurum ve kuruluşların dinlendiğini, çalışmaların tamamlandığını, bazı maden faaliyetlerinin de yerinde incelendiğini hatırlatan Dr. Şevkin, "Komisyonun çalışmalarının tamamlanmasının üzerinden 7 ay geçmesine rağmen hâlâ İliç Maden Faciası'na ilişkin rapor hazırlanmamıştır. 3 ay boyunca süren tüm o dinlemelerde ne Enerji Bakanlığı, ne Çevre Şehircilik Bakanlığı ne de Çalışma Bakanlığı, hiçbir kurum, ne de bir şirket sorumluluğu üzerine almıştır" diye konuştu.
2022 yılında aynı yerde benzer şekilde kaza olduğunu, buna rağmen maden ocağına sadece para cezası verildiğini ve madenin faaliyetine devam ettiğini anımsatan Dr. Şevkin, "Yabancı şirketler, Altın madenine ilişkin paraları alıp götürürken bize sadece ölüm, sadece çöp, atıklar ve çevre felaketleri kalmaktadır" dedi.
"ZARAR 430 MİLYON DOLAR!"
İliç Çöpler Altın Madeni'nin yüzde 80'inin Kanadalı ve Amerika Birleşik Devletleri ortaklı bir şirkete ait olduğuna işaret eden Dr. Şevkin, "Yüzde 18.5 Çalık Holding ve Lidya Madencilik'e ait, yüzde 1.5'i de bir bankaya aittir. Uluslararası şirketler, örneğin Kanadalı şirket kendi ülkesinde bu madenciliği yapmış olsaydı yüzde 11.97 vergi ödeyecekti ancak bizim ülkemizde yüzde 4.09 efektif vergi ödemektedir" dedi.
Türkiye'nin milyarlarca dolar zararı olduğunu dile getiren Dr. Şevkin, "430 milyon dolar sadece Çöpler Altın Madeni'ndeki vergi kaybından dolayı ülkenin zararı var" dedi.
CHP'li Dr. Müzeyyen Şevkin, şunları söyledi:
"Munzur kireç taşının, gözenekli, çatlaklı, aktif fay zonu üzerinde olan madenin işletilmesi sırasında, en fazla 100-150 metre yükseklikte olması gereken liç yığını 275 metrelere kadar yığılmış, aşırı yükleme yapılmış, buradaki zenginleştirme işleminde kullanılan siyanürün yoğunluk nedeniyle aşırı sıvı olması, yanı sıra etkin denetim yapılmamış olması, 2021 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un ilk döneminde Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporları'nda kapasite artışının verilmesi, ayrıca etkin bir denetim yapılmamış olması bu facianın önünü açmıştır. 13 Şubat 2024 sabahı saat 08.00 sularında ilk çatlaklar Amerika Birleşik Devletleri'ndeki şirketin ana merkezine bildirilmiş olmasına rağmen patlatma işlemleri devam ettirilmiş ve 9 işçi hayatını kaybetmiştir. 10 milyon metreküpe yakın malzeme Sabırlı Deresi boyunca akışa geçmiş, ne yazık ki sadece yüzey sularının değil yeraltı sularının Karasu nehri aracılığıyla Fırat Havzası'nın zehirlenmesine neden olacak büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya kalınmıştır.
"ULUSAL MADEN POLİTİKAMIZ YOK!"
2001 yılından sonra altın madenciliği faaliyete geçmiştir. Uşak'ta, İzmir'de, Karadeniz'de pek çok yabancı şirkete peşkeş çekilmiş altın madeni faaliyet göstermektedir. Yabancı şirketler, Altın madenine ilişkin paraları alıp götürürken bize sadece ölüm, sadece çöpleri, atıkları ve çevre felaketleri kalmaktadır. Ulusal madencilik politikamızın olması gerekmektedir. Uluslararası firmaların değil kendi ulusumuzun yararına milyonlarca yılda oluşmuş bu madenlerin çıkarılarak uç ürüne dönüştürülmesi, çevreyle uyumlu olarak işletilmesi ve insanlık yararına sunulması gerekir. Hiçbir canlının, hiçbir insanın, hiçbir çevre katliamının yaşanmadığı, iyi denetlenmiş, sağlıklı bir madencilik ve mutlaka sağlıklı bir maden politikasının bu ülkede hayata geçirilmesi gerekmektedir."