Melekgirmez'i 2018'de Çelmeoğlu da kaleme almış

Yeni Adana Gazetesi yazarı Nurettin Çelmeoğlu, 2018 yılındaki makalesinde Melekgirmez'in geçmişine inmiş

Yeni Adana Gazetesi yazarı Nurettin Çelmeoğlu, 29 Mart 2018 tarihinde "Melekgirmez'i konuşurlardı" başlıklı makalesinde Melekgirmez'in bilinmeyen tarihini kaleme alarak birçok ayrıntıya yer vermiş.

İşte o yazı:

Kendimi tanımaya başladığım yıllar 1950´lerin başına denk gelir. Melekgirmez´i de ilk o yıllarda gördüm. Mev´ad-ı bakkaliye, yani bakkal dükkanında satılacaK ürünlerin toptancıları buradaydı. Bir kısmı da hemen karşıdaki Hilal Han´a yerleşmişti. Pek az kadına rastlanan semtin en dikkat çekici yanı, sayısız at arabalarının bulunmasıydı. Arabacı esnafı, bakkal çuvallarını, sandıklarını taşıyarak nafakasını çıkarıyordu çünkü.

Yıllar, her tarafta olduğu gibi Melekgirmez´de de şekil-şemail değişikliğine yol açıyor, bakkaliye toptancılarının yerini önce cıncıkçı dediğimiz zücaciyeciler ve ardından tuhafiyeciler alıyordu. Değişime paralel olarak da, bu alanda alışveriş yapanların büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyordu artık. Ne var ki, semtin adı yine Melekgirmez olarak kaldı. Bana sorarsanız buraya melekler de girer, kelekler de, kelebekler de?

Gelelim şimdi bu Melekgirmez isminin, ya da nitelemesinin eskilerin deyimiyle cemaziy-yel evveline, yani geçmişine?

Doğrusunu isterseniz, ?Melekgirmez? sadece Adana´da değil, Osmanlı topraklarının bazı önemli şehirlerinde de var. Mesela İstanbul´da Galata Melekgirmez´i ile Bahçekapı Melekgirmez´i meşhurmuş. Ayrıca Tophane ve Üsküdar´da da varmış. Bir Melekgirmez´in de Niğde´de olduğu, hatta yaptığı işle zengin olan kadının ?Niğde beni kesmiyor, işi büyütmem gerek. Adana´ya taşınayım? diyerek memleketimize geldiğini büyüklerimizden işitmiştik. Melekgirmezle ilgili duyduklarımızı anlatan büyüklerimiz de kendi büyüklerinden işittiklerini anlatırdı.

Vel hasıl-ı kelam, öğrendik ki, melekgirmezler, başta fuhuş olmak üzere geleneklerimize, örf ve adetlerimize aykırı iş ve davranışların yer aldığı yerlermiş. Genelde iki katlı olurmuş işyerleri. Alt katta içki kokusunun tütün dumanına karıştığı meyhane, üst katta da sermaye kadınlarla buluşulan odalar. Kuşkusuz, kadınlar tamamen gayrimüslim.

Melekgirmezde kavga, cinayet eksik olmaz, kollukçular ne yaparsa yapsın, buraları kontrol altına alamazlarmış. Gerçi o kollukçu dediklerimizden bazıları, Melekgirmez kabadayılarının elini öpermiş. El öpmek, bahşiş almak anlamında Adanaca tabir olduğuna göre ne demek istediğim anlaşılmıştır; öyle değil mi?

?Ne zamandan beri?? sorusuna cevap vermek zor ama ?Çoook eskiden beri? diyebilirim. Bir kere 1812 yılında insanları yıkıp deviren o büyük veba salgınında Sultan İkinci Mahmut fikirdanelerden çare isterken bazı sözde ?din uleması? gelip ?Hünkarım bu hastalık zina ve fuhuştan dolayı gelen semavi cezadır. Kökünün kazınması gerekir? demişler. Sultan öneriyi kabul etmiş ve Sadrazam Vekili Rüşdü Paşa idaresinde yüzlerce kollukçu ve binin üstüne işçi buraları yıkıp yok etmiş.

Sağlam kanıt yok ama Adana´da da benzer şekilde önlemler alındığını sanıyorum. Geçmişimizin Adanası büyürken surlar içinden çıkıp daha çok nehir boyunca ilerlediği için semt gözden ırakta kalmış. Ayrıca, Hilal Han ile Karşısındaki Edirne Han, hemen yakınlarındaki Niğde ve Arabacı Hanları nedeniyle de, Melekgirmez varlığını biraz daha kontrollü de olsa sürdürmüş. İşgal döneminde de Fransız asker ve lejyonerlerine hizmet veresiymiş.

Genelevlerin Taşçıkan´a yerleştirilmesinden sonra meleklerin de girebildiği, ancak isminin değişmediği bir yer olduğunu yazarsam, bilmem bana katılır mısınız, katılmaz mısınız. Uyarmam gerekir ki; dikkat ediniz, melek de olsanız, buraya arabayla girmemeye bakın. Acayip kalabalık çünkü.

GÜNDEM Haberleri

Adana'da 3 ilçede taşımalı eğitime 1 gün ara verildi
Adana'da fırtına bir iş yerinin reklam tabelasını söktü
Aydınlar Ocakları 51. Şura Bildirisi açıklandı
Taner Talaş; Adana, kişilere özgürlükçü bir tutum sergilemeyi aşılayan bir şehirdir
Orhan Kemal'in evi Sarıçam'da 2+1 daire parasına satılık!