Mehmet Uluğtürkan'ın yazısı şöyle;
Akranlarımı uyarıyorum!
Belki bir salise sonra, değilse en uzun 30 yıla kadar yüzde 99'umuz toprak olacak.
Yani en uzun yaşayacak olanımızın 30 baharı kaldı.
30 doğum günü...
Doktor izin verirse şömine önünde içilebilecek 30 köpüklü kahve...
Sonrasında bir ya da iki yıl hatırlanacaksınız.
Arkanızdan birkaç gün yas tutulacak.
Zevkinize göre yaptırdığınız evde siz oturmayacaksınız. Taksitlerini güç bela ödediniz arabaya başkaları biniyor olacak.
Hayatın keyfini çıkara çıkara, tıpkı sevdiğiniz bir yemeği döndürüp çevirip çiğner gibi lezzetini ala ala yaşayın.
Beş parasız yapılabilecekleri listenize alın. Gündoğumu izleyin, doğayı dinleyin. Ezbere bildiğiniz birkaç şiir olsun dimağınızda. Kuşlara yem verin. Bir çocuğun başını okşayın. Unutulmayacağınız, sevgi, özlemle yad edileceğiniz eylemlere yönelin.
Eser bırakın. Bir yapı, iyi bir evlat, sizinle anılacak bir yöntem, bir söz, bir kitap, bir güzel davranış...
En büyük eserin 'Ne iyi insandı' dedirtmek olduğunu unutmadan...