Meçhul hayırsever ve hayrın bereketi

Yaşlı adamın gözleri doldu ve: “Böyle insanlar var oldukça, dünyaya kötülük hakim olmaz…”

Bir ihtiyaç için, Mahallemin Bakkalına uğradım. Yeni adı market… Çok sevdiğim iki kardeş işletiyordu. Sevecen, hatırnaz, mahallelinin derdini bilen çoğu zaman da dertlere ortak olan iki kardeş… Büyüğü Süleyman, küçüğünün adı da Tahsin Aytar.

Oradan geçip de selam vermemek olmaz. Zaten Marketlerinin adı da Selam Market…


“BORCUM VAR” DİYE ISRAR EDİYORDU

Süleyman kasa başında, karşısında yaşlı bir adama bir şeyler anlatmaya çalışıyordu:

“İnan borcun yok ödediler…”

“Nasıl yok? Benim size borcum var...”

“Vardı da şimdi kalmadı Amca…”

Yaşlı adam bir türlü ikna olmuyor. Süleyman ona tane tane anlatmaya başladı:

“Bir adam geldi. Şu veresiye defterini çıkar dedi. Topladık ve herkesin borcunu ödedi gitti…”

Yaşlı Adam, dondu kaldı ve ardından:

“Yüce Allah’ım bu dünyada böyle insanlar var oldukça dünyaya kötülük hakim olmaz” dedi ve başladı dua etmeye.

Çok ısrar etti ama borcu ödeyenin kim olduğunu öğrenemedi.

VERESİYE DEFTERİNİ SATIN ALDI

Ben de Tahsin’e sordum:

“Tahsin nasıl oldu bu olay?”

“Abi dün Bismillah dedik dükkânı açtık. Daha siftah etmemiştik. Bir adam geldi. Borç defterini istedi. Önce neden istediğini anlamadık. Ama niyetinin kötü olmadığını anladıktan sonra çıkardık. Sayfa sayfa çevirip defteri toplattı. Rakamı bize nakit ödedi. Defteri aldı gitti. Adını bile öğrenemedik. Zannedersem bizim mahalleden değil. Hiç görmediğimiz birisiydi. Yani biz de bilmiyoruz…”

“Peki, borçlular nasıl öğrendiler ve öğrenince ne yapıyorlar?”

“Öyle şeyler gördüm ki neredeyse ağlayacak gibi oldum. Önce inanmıyorlar. Bazıları buradan başları önde eğik geçiyorlar. Utanıyorlar. Bir evde bakkala borçlu olmak kolay değil. Biz anamızdan böyle doğmadık. Bizim de borçlarımız olduğu zaman oldu. Borçluluk insanın yüzünü yere eğer. Dünden beri burada yaşadıklarımız ömür boyu unutulacak gibi değil.

Sedat Abi, bizim de işimize yaradı. Düşünün sermayenin bir kısmı bağlı. Ve ne zaman döneceği belli değil. Görüyorsun işte dünden beri iş yerimize bile canlılık geldi.

“Bu sadece paranın canlılığımı yoksa hayrın bereketi mi?”

“Vallahi hayrın bereketi…”

*

Ey inananlar, sadakalarınızı, gösteriş için veren ve Allah’a inanmayan insanlar gibi başa kakarak, inciterek verip de değersizleştirmeyin. Onlar iyiliklerinin karşılığını göremezler…” (1)

Yani gazetelere ilan vererek, falancanın iftarı, filancanın dağıttığı hayır, size bir şey kazandırmaz. Zaten komşusu açken gidilen Umrenin de bir sevap kazandırmaması gerek. Vicdanından Allah eksik olmayan bütün Müslümanlar bunu bilir de siyesetle haşır neşir olmuşlar bilmez davranırlar.

Yoksulların veresiye defterini kapatanlar, onları doyuranlardır.

İmkânı var olup da öncelikle yoksulları doyurmayanlar Müderris Suresi, Cehennemliklere suçlarını söyletirken ‘biz yoksulları doyurmadık’ dediklerini anlatır. (2)

Adı ve sanını saklayarak sabahın köründe yüzünü dahi görmediği insanların borçlarını ödeyip, onların karnını doyurmaktır İslami ahlak.

Efendim nüfusu sayarken nüfusumuzun yüzde şu kadarı Müslüman denilmekte Müslüman olunmuyor.

Müslümanlığın kâbe’si, muhtaç ve ihtiyaç sahiplerinin gönlünü fethetmek ve ruhen o gönül çevresinde tavaf etmektir.

O yaşlı adamın dediği gibi: “Böyle insanlar var oldukça dünyaya kötülük hakim olmaz…”

1 – Bakara suresi 264. Ayet

2 – Müderris Suresi 44i Ayet.

Not: Ayetlerle konuşmak huyum değil ama olur olmaz kişiler İslam inancını kendi tekellerinde olan ve lazım oldukça heybelerinden çıkarıp kullanacakları mal gibi görmesinler.

GÜNDEM Haberleri

SASA'dan işçi eylemlerine ilişkin açıklama
Adana'da 3 ilçede taşımalı eğitime 1 gün ara verildi
Adana'da fırtına bir iş yerinin reklam tabelasını söktü
Aydınlar Ocakları 51. Şura Bildirisi açıklandı
Taner Talaş; Adana, kişilere özgürlükçü bir tutum sergilemeyi aşılayan bir şehirdir