1-Geçen Aralık ayında döviz tırmanışa geçip toplum panik halinde bu süreci izlemeye başladığında tırmanan sadece kurlar değil halkın öfkesiydi aynı zamanda. Bu durumu gören Chp liderliği seri mitingler yapma kararı almıştı. Mitingler ile halkın öfkesi meydanlara yansıtılacak, toplumsal heyecan yükseltilecek ve iktidar bir erken seçim kararı almaya zorlanacaktı. Alınan bu kararın arkası gelmedi.
2-Mersin mitinginin üzerinden altı ay geçtikten sonra 21 Mayıs’a Bursa mitingi kararı alınmıştı. Aradaki süre her ay toplanan altılı masa görüşmeleri ile geçti. İktidarın seçim yasası sürprizi ile masanın dengesi sarsıldı. İlk önce Deva kendi amblemi ve adıyla seçime gireceğini bildirdi. İktidara öfkeli olan halk muhalefetin her iki seçimede tek bir gövde halinde girmesini istiyordu. Partisel kaygılar ağır basınca muhalefet yalnızca Cumhurbaşkanlığı seçiminde itttifakın süreceğini,ancak parlamento seçimlerinde farklı seçeneklerinde olabileceğini dillendirmeye başladı.
3-Ukrayna savaşının Türkiye’nin Batı karşısındaki jeopolitik önemini yeniden ve güçlü bir biçimde gündeme getirmesi tipik bir tüccar mantığıyla davranan Erdoğan’a yeniden üzerinde hareket edebileceği manevra alanları açtı. Erdoğan bu alanı şimdi hem para bulmak hem de karşısındaki muhalefeti emrine aldığı hukukla tedip ve dizayn etmek ve şoklarla sersemletmek için keyfice kullanıyor. İsveç ve Finlandiya’nın üyelik başvuruları ise bunun bonusu oldu.
4-Kaftancıoğlu ile ilgili kimse lehe bir kararın çıkmasını beklemiyordu. Kaftancıoğlu ile ilgili karar umulduğu ve beklenildiği gibi geldi. Gezi kararı ile burnundan solumaya başlayan Chp tabanı Kaftancıoğlu kararı da bunun üzerine eklenince muhalefetin ayda bir masada toplanmasını yetersiz bulup gözünü sokağa dikti. Karara karşı biriken halk öfkesini sokağa güçlü bir biçimde yansıtmak içinde Bursa mitingi alelacele İstanbul’a alındı.
5-Bu arada İmamoğlu’nun Doğu Karadeniz gezisi de kendisi açısından tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştı. Halkın iktidardan kurtulmak için açtığı krediyi iyi okuyamayanların başına neler gelebileceğine dair derslerle doluydu bu olay. Halkın desteği kayıtsız şartsız değildi. Halk bu desteği istibdat rejiminden bir an evvel kurtulmak için arkanıza diziyordu. İstibdatın gözden çıkardıkları ile halkın beklentilerine karşılık veremezdiniz. Halk sadece Erdoğan’ın değil onun rejimiyle özdeşleşen herkesin gitmesini istiyor ve önüne düşenlerden de samimiyet talep ediyor.
6-CHP liderliği hem Kaftancıoğlu kararını hem de İmamoğlu’nun yaşadığı fiyaskoyu usta hamlelerle kendisi açısından uygun bir stratejiye dönüştürdü. İmamoğlu kendi haline bırakılarak yalnızlaştırıldı. Kibir denilen illetin esir aldığı İmamoğlu terbiye edildi. Koç’un İmamoğlu’na ayar verip Erdoğan’a tekmil durmasını da kayıtlara geçirelim. İmamoğlu sözcülük kurumunu kaldırdı. Belki yakında Ankara temsilciliğini de kapatır.
7-Sıra Kaftancıoğlu’na karşı yapılan hamlenin cevabına gelmişti. Sadat kapısına dayanmanın pekçok anlamı var. Seçim güvenliği işin sadece konuşulan kısmı. Erdoğanist rejimin hala yeterince tanınmadığını ve deşifre edilmediğini düşünüyoruz. Türkiye’nin bölge liderliği hevesi bölgenin tüm özelliklerini de ülkenin içine doğru çekti. Siz emperyal bir role soyunursanız Sadat benzeri onlarca oluşumuda kapıları açarsınız. Muhalefet tüm bunları bilmesine rağmen Türkiye’nin emperyal hevesleriyle tam anlamıyla hesaplaşamadığından işin seçim güvenliği kısmıyla yetiniyor. Muhtemeldir ki devlet içinde bundan rahatsız olan güçler tarafından da belge ve bilgi olarak besleniyor. Ama devlete zarar vermemek muhalefetin kırmızı çizgisi olduğundan işi bir yere kadar getiriyor.
8-Maltepe mitingi şu saydığımız gelişmelerin üzerine oturdu. Mitingin amacı Kaftancıoğlu kararına karşı oluşan tepkileri bir meydanda toplayarak iktidara karşı bir irade beyanında bulunmaktı. Her şeye rağmen umut verici bir kalabalığın Maltepe’de toplanmış olduğunun altını çizelim. Bu halk onca yenilgiye, hataya ve hayal kırıklığına rağmen iktidar karşısında teslim olmayacağını Maltepe’de birkez daha gösterdi. Halkın biriken öfkesi asıl olarak iktidarı hedef alıyor. Halk bu tepkiyi iktidara karşı ve ondan kurtulmak için gösteriyor.
9-Bu öfke herhangi bir kişiye, şahsa, liderliğe sunulmuş destek anlamına gelmiyor. Halkın desteği bir şarta bağlanmış vaziyette. Halk istibdat rejiminden kurtulmak istiyor. Şahsi hesaplarını, bencilliklerini, kibir ve egolarını bu isteğin önüne geçirenlere asla izin vermeyeceğini beyan ediyor. Halk istibdattan kurtulmak isterken aynı zamanda eskisi gibi yaşamak da istemiyor. Erdoğanist rejimi ima edecek hiçbir şeye artık tahammülünün kalmadığını söylüyor. Siyasetçiler bu proğrama uygun davrandıkları ve seçimi kazanacaklarına halkı inandırdıkları taktirde halktan vize alabilecekler.
10-Kılıçdaroğlu Maltepe mitinginde bu role aday olduğunu resmen ilan etti. Kürsüde önceden yazılmış metne bağlı bir konuşma yaparak partisinin adayı olduğunu herkese duyurdu. Mitingi düzenlemeyi gerektiren diğer tüm amiller bu ilan ile geriye atılmış oldu. Kılıçdaroğlu Türkiye’nin rejiminin anatomisini topluma göstererek bunu değiştirmeye hazır olduğu mesajını verdi. Bu mesaj ile CHP içindeki adaylık tartışmasının başka bir krize kadar sona erdiği düşüncesindeyiz.
11-Toplum şimdi Kılıçdaroğlu’nun adaylığını her yönüyle tartışmaya başlayacak. Şık’ın açıklamaları ile bu perde biraz daha aralanmıştı. Söylenmeyenler, söylenemeyenler yavaş yavaş gündeme gelmeye başlayacak. Bunun nihai karar olduğunu düşünmüyoruz. Kılıçdaroğlu adaylığını ilan etti ve seçim kararı alınıncaya kadar da ismi etrafındaki tartışma devam edecek. Bu sürede toplum ya bu adaylığa alışacak, arkasında dizilecek ve kazanacağına inanacak veya olmuyor ve kaybetmeye tahammülüm yok diyerek başka seçeneklere yüzünü çevirecek.