Türk siyaseti 2000’li yıllara kadar zarif ve nazik liderler eliyle yönetildi. ERBAKAN, ECEVİT, TÜRKEŞ, İNÖNÜ, ÖZAL, DEMİREL, hiç biri nezaket ve zarafetten ödün vermedi.
2000’li yıllar “ Halk lisanı ile konuşan lider” başlığı altında tahripkar bir üsluba teslim olduğumuz, heba edilen yıllar oldu.
31 Mart ve 23 Haziran 2019 seçimleri aslımıza dönmemize vesile olarak, siyasette yeniden zarafete döndüğümüz tarihi bir seçim oldu.
Adana Büyük Şehir Belediye Başkanlığını kazanan Sayın Zeydan Karalar’ın, zaferinin sacayaklarından biri, kendisine mütemadiyen hakaret eden rakibine karşı “kardeşim“ diye hitap eden zarif seçim çalışması oldu.
Bu durumun devamlı hale gelmesi, üslubun siyasete ve makamlara egemen olması en az sinekle mücadele, bankamatikçiler, işçi çıkarma hadisesi kadar önemlidir.
Başkanlardan sadır olan kabalığa “bizim gibi konuşuyorlar” tarzında laubali bir uyum göstermemizin başımızı öne eğdiren siyasal bir görüntü ile sonuçlandığını tecrübe ile öğrendik.
Bu nedenle, yukarıda seyrettiğiniz videoda;
*MHP’li Meclis üyesi konuşurken, Zeydan Bey’in konuşmacıyı ve konuşmayı hiçe sayarak, hiç de gerekli olmayan bir konuyu mikrofonlardan seslendirmesi şık olmamıştır
*Hitabın devamında “Lan Cengiz gazete mi çıkardın?” diyerek, akabinde senede bir gazete çıkarıyor buraya getiriyor diye aşağılaması en hafif tabir ile yakışıksız olmuştur.
Gazeteci olduğunu varsaydığımız Cengiz Bey’in, mesleğin ağırlığına uygun bir temsiliyette olup olmadığının hiçbir önemi yoktur.
Gazeteciliğin aşağılanması değersizleştirilmesi özellikle ‘LAN’ hitabı, MHP’li hatibin konuşmasının yok sayılması... Sosyal medyada sevimli gösterilmeye çalışılması ise ayrı bir garabet.
Ne demeye mi çalışıyorum. Sevgili başkanım lütfen güç zehirlenmesine maruz kalmayın. Bundan sonra böyle bir durumu kaldırmaya mecalimiz yok.